Ömer F. Gergerlioğlu
Çok değerli sosyolog Nilüfer Göle T24' deki son yazısında (Demokrasi üzerine aykırı sorular, garabet oluşumlar) bir durum tahlili yaparak kendisine ve topluma önemli sorular yöneltti. Bu soruların cevaplanmasının önemli olduğunu düşündüğümden şahsi cevaplarımı vermeye çalışayım.
"Aykırı soru: Bilgi çağında Müslümanlar arasında seyreden bu fitneye karşı demokrasi bir hakikat ve hukuk rejimi olarak kendini yeniden tesis edebilecek mi?"
Korkular niye ortaya çıkmış, bunu irdelemek, anlamak gerekiyor. Hakikate meftun olması gerekenler niye hakikate karşı kör olmayı tercih ediyor sorusunun cevabını bulmak lazım. Uzun yıllar ötekileştirilmiş olanların bilerek taraftarlaştırıldığı, kutuplaştırıldığı ve onların da bunu hayatın gerçeği olarak kabul ettiği bir ortamda, demokrasinin tesisinin güç ve zaman alıcı olduğunu bilmek gerekir. Şimdilik görüntü, karamsarlık oluşturuyor, kitlelerde taraftarlık ruhunun artacağı anlaşılıyor. Karşılıklı olarak adil duruşlar bihakkın gerçekleştirilemediği için İslami toplumun demokrasiyi bir hukuk devleti olarak oturtmak yerine kalkan ve zırhlarını kuvvetlendirme cihetine yöneleceği anlaşılıyor. Ama kim ne derse desin Müslüman aydınların ilkeleri koruması, adalet ve hakkaniyetten ayrılmayan bir anlayışı devam ettirmesi gerekiyor. Erişilmesi gereken bir nokta olarak demokrasinin tesisinin öz benliklerimizde oluşturulması ve örnekler sunmamız, akletmelerini sağlayacak toplumsal kötü bilgi deneyimlerinin hatırlatılması topluma rehberliği gerçekleştirmenin ön koşuludur.
İktidarın kişiselleşmesi garabet bir gelişim. Demokrasi için aykırı soru: Putin neden kazanmaya devam ediyor?
Maalesef Putin gibileri kazanmaya devam edecek. Çünkü ahlaki değerlerin üstün tutulduğu bir dünyada değiliz ve güç, kriter olduğu için pençeleriyle hakim olanlara özenti daha çok artacak. Yakın tarihi gelecekte güçlü olanların hakimiyeti daha çok artacak ve bu, güç ahlakını daha çok popülerleştirecek, ahlaksızlığın kökleşmesi sağlanacak. Uyacak önder arayan toplumlarda ideal yaşam biçimi, müreffeh yaşam hedefinden öteye hala geçemiyor. Karizmatik önderlerin yüceltildiği toplumlarda özeleştiri kültürü zayıf kalıyor. Toplumlar “iyi niyetleriyle” kötülüğün önünü açıyorlar, hırsları kötülüğün ortaya çıkmasını göremiyor. Özeleştiri geleneği oluşturabilmek, zamanla önderden başkasını görmemeyi zayıflatabilir.
"Askeri vesayetin geriletilmesi, sandık demokrasisi ve seçilenlere yapılan vurgu “liberal yanılgıya” yol açtı diyebiliriz. Daha çoğulcu bir vatandaşlık tasavvuruna geçtiğimizi umut ederken, çoğunluğun despotluğu tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktayız....
İktidardakilerin kendilerine mazlum kimliği biçmeleri garabet bir tutum. Demokrasi için aykırı soru: Türklerin askersiz bir devlet tasavvuru var mı?"
Liberal yanılgıya uğrayanlar, uğradıkları hayal kırıklığına kanıp değerlerinden taviz vermemelidir. Güçlülerin dünyasında yaşayan bir çoğunluk varsa değerler dünyasında yaşayan her çağın aydınları sürekli var olmalıdır. Ama onları hayal kırıklığına uğratan Müslüman aydınlar derin bir vicdan muhasebesi yapmalılar. Onlar çoğunluk azınlık denklemine göre değil ortak değerlere uygun yönelişlerde olmalıydılar. Müslüman aydın ve siyasetçilerin, ilkeli ve namuslu bir şekilde herkesin hakkını korumaya çalışan gerçek aydınları hayal kırıklığına uğratmaya hakkı yoktur. İslam toplumlarında bu konuda anlayış ve tahammül olması için çok da acele etmeye gerek yoktur. İktidar olmadan önce de bilinçaltında ötekini dışlayan bir anlayışın imtihanı iyi vermesi kuvvetli ihtimal değildi zaten. Kısa vadede keskin bir değişim beklemek hayalcilik olur maalesef. Uzun vadeli ve ilkeli duruşlar, önemli sosyolojik evrilmeleri ilerde sağlayacaktır. Askersiz bir devlet tasavvuru olmayan bu topraklarda aceleci olmak ve kısa süreli değişimler beklemek bilime ve tarihe kötü bir iz bırakır.
Avrupa Birliği'ne üye bir ülkenin ekonomik krizin bedellerini bu kadar ağır ödemesi bir garabet. Aykırı soru: Türkiye Yunanistan’a benzeyebilir mi?
Bizde aşırı milliyetçi partilerin yükselişi değil de kutuplaşmayı hedeflemiş partilerin yükselişi izlenecek herhalde. Ekonominin nispeten iyi gitmesi ve karizmatik, otoriter bir liderin halkı etkilemesinin seyrek iyi bir yönü olarak barış sürecini benimsetebilmesi, milliyetçi yönelişleri zayıflatacak gibi görünüyor. Yunanistan'ın AB ve demokrasiye yöneliş sonrası böylesi bir geriye gidişe saplanması da çok önemli bir araştırma konusu olmalıdır. "Benden olmayanı ezerek, dışlayarak yükselebilirim" anlayışının kırılması sureten yok edilebilecek bir anlayış değildir ve en çok tetikte olacak tehlikeli olgunun bu olduğu unutulmamalıdır.
Karşılıklı güven ilişkilerinin kalmadığı bir toplumda kaos nasıl engellenir? Nasıl bir mutabakat, sosyal kontrat tesis edilebilir?
Böylesi bir toplumda otoriter yöneticilerin bu tehlikeyi umursamadığını anlayarak "iş başa düştü" demekten başka yol yok maalesef. Giderek güçlüleşen ve fakat o oranda vicdanlarda zayıflayan yöneticilere karşı ortak bir toplumsal anlayışın sivil toplum tarafından tesis edilmesinden başka yol yok. Gerçi bu topraklar, diğer birçok ülkeye göre ortak bağlarını korumasından dolayı çok avantajlı ama bu bağların her geçen gün güç mantığı tarafından törpülenmesi karşısında iyimser bir saflık halinde kalmamak gerekiyor. Aydınlar, özellikle farklı olanın içinde boy göstererek bağları korumalı, günlük geçici politik mülahazalara takılmamalı, sadece muktedire küfrederek gününü geçirmemeli, kalıcı yapılması gerekene odaklanmalıdır. En başta vicdanlıların üzüleceği kaos tehlikesine karşı, sonradan diz döven olmamanın yolu budur.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018