Aslı Aydıntaşbaş
Kaderin cilvesi; yıllardır siyasi yelpazenin farklı uçlarında dolaşan Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek, hayatlarının ileri yaşında aynı yerde buluştu.
Buluştukları yer, başkanlık sistemi değil; zira Bahçeli, geçmişteki tüm demeçlerini hiçe sayıp ateşli bir başkanlık sisteminin savunucusuna dönüşürken, Perinçek başkanlığa karşı. “Ulusalcı” denilen eski solcu-yeni milliyetçi ideolojinin Türkiye’deki en önemli ideoloğu, uzunca bir süredir “Hayır” diyeceğini söylüyor.
Perinçek ve Bahçeli’nin buluştuğu yer, başkanlık değil Tayyip Erdoğan’ın şahsı. Siyasette 40 yılı deviren iki koca kurt da, farklı biçimlerde yandaşlarına bir süredir Türkiye’nin tehlikeli bir sürece girdiğini, “devletin bekası” diye kutsanan soyut kavramın tehlike altında olduğunu, buradan çıkış için de şu ya da bu biçimde Erdoğan etrafında kenetlenmek gerektiğini söylüyor.
“Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan” meselesine girmiyorum. Evet, Türkiye ciddi bir fetret devrinden geçiyor. Ama bu dönemde “devletin bekasını” koruma adına yapılan birçok hamle, geleceğimizi daha da tehlikeye atıyor. Türkiye’deki kötü gidişatın nedeni, dış mihraklar, Kürtler, Amerikalılar veya kapıdan, bacadan giren her türlü alçak basınçlı rüzgâr mı, yoksa iktidarın 2011’den bu yana kurumları ve demokrasiyi geriletme pahasına bir güç konsolidasyona gitmesi mi? Allah aşkına, tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan?
Bunu sonsuza kadar tartışabiliriz.
Ama şu tartışma götürmez: Türkiye’yi bu cendereden çıkarmak için gücü daha fazla, daha daha fazla merkeze topladığınız noktada, devleti ve toplumu daha da güçsüzleştiriyorsunuz. Sıkıntılarımız zaten böyle başlamıştı. Sistem zayıf çünkü toplum zayıf, sivil toplum zayıf, kurumlar zayıf, siyaset zayıf; hak dağıtmıyor, ihtiyaç karşılamıyor.
Eminim ki Sayın Bahçeli, “dış mihraklar” deyip işin içinden çıkamayacak kadar dış dünyayı takip ediyordur. Neden bu dış mihraklar hep bizi buluyor? Örneğin neden Almanya’da bir klik çıkıp Yargıtay’ı ya da orduyu ele geçirmeye çalışmıyor? Ya da neden ABD’de birileri silaha sarılıp Meksika’da dağa çıkmıyor? Neden İspanya’da dil meselesi artık konu bile değil? Ya da neden Fransa’da Katolik polisler kendi aralarında komplo yapıp diğer polis müdürlerini elemeye çalışmıyorlar? Çünkü ihtiyaç duymuyorlar. Çünkü insanlar şu ya da bu biçimde hakkının korunduğunu hissediyor.
Çünkü bütün bu ülkelerde hak, hukuk, mülk, bireysel özgürlükler gibi konular hallolmuş. Vatandaş, sağlam bir anayasayla devletle ilişkisini tanzim etmiş ve devletin sahibi olduğunu düşünüyor. Devletin bekası diye bir dert yok çünkü ulvi bir devlet kavramının yerini toplum almış. Şimdi bu insanların tek derdi, sahip olduğu huzur ve refahı akın akın gelen mültecilerle paylaşmak istememesi...
Bize dönelim. Biliyorsunuz, şu devleti kutsama sporuna, öteden beri karşıyım. Al MGK’sini vur müsteşarına. Bana hiçbiri kutsal gelmiyor. Hiçbirini vatandaşın huzurundan, özgürlüğünden, eşitlikten daha önemli bulmuyorum...
Ama diyelim ki Bahçeli haklı ve bu biricik devlet, tehlike altında. O zaman çözüm belli. Gerçekten güçlü bir devlet istiyorsanız, güçlü bir milli şef değil, bağımsız kurumlar, güçlü bir sistem, temsili bir parlamento ve huzurlu bir toplum hedefleyin.
Mevcut anayasa taslağı, Türkiye’de gücü bir lider etrafında topluyor ancak parlamento dahil diğer kurumları zayıflatıyor. Bugün Bahçeli ve Tayyip Erdoğan, milliyetçilik konusunda aynı noktada olabilir. Ama ileride başka biri geldiğinde ne olacak? Örneğin Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir düzende, denge-denetim sistemi ve fren mekanizması olmayan bir sistemin, devletin bekasını koruyabileceğini düşünebiliyor mu? Diyelim ki ileride bir tarihte, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek cumhurbaşkanlığı makamına geldi. Neden olmasın? Devletin bekası ne olur o zaman?
Mısır’da Abdülfettah El Sisi’nin elinde muazzam yetkiler var. Ama ülkesi yönetilemez durumda. Sizce Mısır’da mı beka sorunu var, liderinin daha az yetkilerinin olduğu Hollanda’da mı?
Başa dönelim. Otoriter rejimler, doğası itibarıyla istikrarsızdır. Sorunu böyle tanımlamak yerine, bizzat bu sorunun neden olduğu semptomlara karşı otoriteyi güçlendirmek; hiçbir derdimize çare olmaz.
Ve maalesef dönüşü de olmaz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018