Aslı Aydıntaşbaş
Farkında mısınız, çevremizde kaçıp gitmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Söz ettiğim, bavulları toplamak, internet hattını kapattırmak, doğalgaz aboneliğini iptal ettirip başka diyarlara göç etmek değil... Memleketi terk eylemek ya da Antalya’ya, Bodrum’a veyahut kıyı şeridinde daha insanca yaşanan bir yerlere taşınıp daha insanca yaşama özlemi de değil. (Gerçi bunu yapanların sayısı da her geçen gün artıyor.)
Söz ettiğim, durduğun yerde, yaşadığın evde, aynı günlük rutinin içindeyken uzaklaşma hissi. Memlekette yaşananlardan bunalıp, bezip, ruhen kaçmaya çalışmak.
Şöyle anlatsam belki daha tanıdık gelir: Son dönemde çevrenizdeki insanlardan sık sık “Artık haber izlemiyorum”, “Gazete almıyoruz valla”, “Amaaan takip etmiyorum” cümlelerini duyar hale geldiniz mi? Ben de sık sık duyuyorum. İnsanlarda hiçbir şeyin değişmeyeceği, düzelmeyeceği hissi yerleşmeye başladı.
Bu yılgınlığın doğal sonucu olarak da birçoğumuz siyasetin karanlığından sıyrılıp güvenli limanlara sığınmak istiyor. Sanata, estetiğe, seyahate kafayı takıyor ve gücünün yettiği ölçüde kaliteli bir yaşam kurmaya çalışıyor. Sansürlü ve taraflı olduğunu bildiği o katlanılmaz televizyon haberlerini kapatıp internetin başında ucuz tatil bileti bakıyor. Yunanistan’a, Fransa’ya, İtalya’ya gezi planlıyor. Hobi ediniyor, resme merak salıyor. Akrabaları ve aileyi, güzel yemeği, sporu, sinemayı koyuyor yaşamın merkezine.
“Madem koşullar değişmiyor, bari hayatı daha keyifli kılmanın yollarını bulayım” diyor orta sınıf Türkiye vatandaşı.
Son derece anlaşılabilir bir kaçış bu. Böyle bir ortamda başını kuma gömmek, biraz da keyfine bakmak istediği için kimseye kızmayın.
Benzer bir süreç 12 Eylül sonrasında yaşanmadı mı?
“Hayat tarzı” lafının 1980’li yıllarda dilimize girmesi tesadüf değil. 80’li yıllar, apolitik bir orta sınıfın doğuş süreciydi. 1980 darbesi geldiğinde, Türkiye’de nüfusun (44 milyon) neredeyse yüzde 10’u sendikalı, yüzde 20’si ise şu ya da bu biçimde “örgütlüydü” (1980’de sendika, siyasi parti ve dernek üye sayısı toplamı 8 milyon). 12 Eylül darbesiyle her şey durdu. Sendikalar, partiler, gazeteler, dernekler kapandı. Yerine zindan ve soruşturmalar geldi. Devlet, iç düşman avına çıkmışken sıradan vatandaş için siyaset yapmak büyük bir risk haline geldi. İnsanlar da futbola, magazine, seyahate döndüler. AVM’ler açıldı, binalar yükseldi. Aşk romanları ve arabesk geldi. 90’lar Türkiye’sine geldiğimizde gazeteler artık seyahat ve yaşam ekleri veriyor, köşe yazarları, kitaptan, şaraptan, aşktan söz ediyordu.
Şimdi gelelim 2017 Türkiye’sine. Türkiye artık 1980’lerin ülkesi değil. Dünyayla daha entegre, daha müreffeh, daha aydın. Ancak içeride kapkaranlık bir dönem yaşanıyor. Vatandaş olan bitenin farkında ama kafasını kaldırmak, kendini riske atmak istemiyor. Duruma göre pozisyon alıyor. Kendine güvenli bir liman arıyor. Alışverişe gidiyor, sanata, spora, yemeğe vakit ayırıyor, siyaseti hayatından çıkartıyor. Haberi de, o haberin propagandasını da takip etmek istemiyor. İklimi iyi okuyor, havanın puslu olduğunu görüyor. Televizyon dizisine, evine, ailesine dönüyor.
Yeniden özgürlük ortamı gelene kadar çıkmamak üzere kendi kozasına çekiliyor.
Şimdi söyleyin bakalım, buna kızabilir misiniz?
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018