Cansu Çamlıbel
Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı Donald J. Trump artık günlerini Florida’da golf oynayarak geçirmeye başlamış olsa da bizler kendisinin dünya siyasetinde bıraktığı tortuyu konuşmaya devam ediyoruz. Uzunca bir süre daha da devam ederiz gibi görünüyor. Türkiye açısından ise Trump’ın gidişinin pek çok farklı boyutu olacak. En önemlisi kuşkusuz Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında kurulan şahsi ilişki kanalının tarihe karışmış olması. Bu kanalın kurulmasında azımsanamayacak bir rol oynayan Mehmet Ali Yalçındağ özellikle son iki yılda dünya basınını epey meşgul etti. New York Times başta olmak üzere Amerikan medyasının başat kuruluşları Erdoğan-Yalçındağ-Trump denklemini sürükleyen motivasyonun ticari iltimaslar olup olmadığını çok sorguladı.
Trump Beyaz Saray’daki koltuğa oturduktan bir sene sonra, Ocak 2018’de Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı seçilen Yalçındağ, halen bu titrinden ziyade sıklıkla bir başka sıfatla anılan bir isim. İş adamı Aydın Doğan’ın damadı olan Yalçındağ, Trump döneminde Ankara-Washington hattında Berat Albayrak ve Jared Kushner’den sonra “üçüncü damat” olarak kodlandı. “Damatlar diplomasisi” son dört yılda Türk-Amerikan ilişkilerindeki kritik anlarda çok atıfta bulunduğumuz bir kavram haline geldi.
TAİK Başkanı olduktan sonraki ilk ABD ziyareti sırasında o dönem yaşadığım Washington’da tanıştığım Yalçındağ, son üç yılda Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili çok demeç verdi ancak Trump ile ilişkisi hakkında hiç konuşmadı. Bense Trump ile kişisel ilişkisini konuşmak üzere bir röportaj talep etmeyi sürdürdüm. Biden’ın koltuğa oturmasının ardından “tamam” dediği bu röportajda anlattıklarını tarihe bizzat kendi ağzından ve yorumsuz not düşmeyi gazetecilik sorumluluğun gereği olarak görüyorum.
'OBAMA VE TRUMP DÖNEMLERİNDE UĞRAŞTIĞIMIZ SORUNLARIN AYNILARIYLA UĞRAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
ABD’nin 46. Başkanı Joe Biden geçen hafta yemin ederek göreve başladı. Fakat Türk-Amerikan ilişkilerinde “yeni yönetimle yeni sayfa” çok zor gözüküyor. Zira Biden yönetimi artık ilişkilerde yapısal sorun haline gelmekte olan çetrefilli dosyalar devraldı. Size göre Türkiye’yi ABD ile ilişkisinde nasıl bir süreç bekliyor?
Tahmin edilebileceği gibi, seçim döneminin son haftalarında atmosfer biraz gergindi. Ama Türkiye-ABD ilişkilerinde bazı konular başkanlar değişse de sistem devam ediyor. Devleti yöneten siyasi partiler de değişse, bazı devlet gelenekleri devam ediyor. Obama’dan Trump’a geçilen süreçte de aslında çok şey değişmedi. Ben Trump’tan Biden’a geçişte de çok şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum. Suriye’de Amerikan askerleri vardı. Trump kendisi o bölgede asker bırakılmasından yana olmadığını söylese de Pentagon, sistem, adına ne diyeceksek, Amerikan askerlerinin orada kalmasını sağladı. Başkandan başkana bir şeyler değişiyormuş sanılıyor ama aslında bir sistem var, o sistem direniyor.
Türkiye’nin Trump’taki avantajı şuydu; danışmanlarına, kabinesine “Bana F-35 konusunu anlatın” demekten çok Başkan Erdoğan ile kurduğu ilişki sayesinde kendisi konuyu doğrudan dinliyordu. Bu da Türkiye’ye hak vermesini sağlıyordu. Mesela Türkiye’nin, başta ABD’den Patriot almak isterken, neden sonuçta S-400 aldığını ilk ağızdan dinliyordu. Bakanlarından rapor almak yerine kendisi dinlemeyi tercih etti. Belki onun için süreçte bize hak vererek Obama hükümetini suçladı; “NATO müttefikimiz Türkiye’ye ihtiyacını vermemişler. Hata yapmışız” dedi.
Biden ne yapar?
Herkes Biden yönetimiyle, ilgili kurumların daha fazla işleyeceği bir modelin çalışacağı bekleyişinde. Ben bu ne demek tam anlamıyorum açıkçası. Kurumların işlemesi başkanın konularla bizzat ilgilenmeyeceği anlamına gelmez. Bir başkan Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istiyorsa ister kurumlar çalışacak ister başkan kendisi ilgilenecek, isterse iki süreç birlikte işleyecek. Ne olursa olsun sonuçta başkanın politika ajandası belirleyici olacak.
O aslında şu demek; Trump kendi ekibinin ve yerleşik kurumların Türkiye konusunda yaptığı telkinleri bir kenara iterek tamamen kendi kafasına göre sözler verdi. “Kurumlar işleyecek” başkanın kurumlarla paralel hareket edeceğini vurgulamak için kullanılan bir ifade.
Çok haklısınız. Her başkanın birbirinden farklı politika tarzı olmakla birlikte, sanıyorum Trump diğerlerine göre biraz daha farklı bir yöntem ortaya koydu. Örneğin Trump diyordu ki “ABD bazı ülkelerin ayarlarıyla oynuyor, kargaşa yaratılıyor, hükümetler, liderler değiştiriliyor. Ya da o ülkeler o kaosla bırakılıyor. Irak’ta, Libya’da yapıldı. Ben bunu neden yapığımızı anlamıyorum.” Ben Trump’ın bu işlerin diyalogla yapılıp yapılamayacağını çok sorguladığını biliyorum. Mesela bu noktada sistemle onun arasında bir anlayış farkı vardı. Onun için, acaba Trump’ın kurumlarla ortak hareket etmemesinin bir sebebi bu muydu diye düşünüyorum.
Sanki ABD de yoruldu bu mücadeleden. Acaba kendi içine dönmesi mi gerekiyor yoksa dünyayı yönetmeye, dünyayla birlikte yönetmeye devam mı edecek? Bilmiyorum. Ben şahsen bakarken yoruluyorum. Her konuya müdahil bir siyaset. Tabii Rusya ve Çin’e, Hindistan’a karşı dengeler gibi hususları bilmiyoruz ama sokaktan bakan bir gözle böyle düşünüyorum. Ben mesela oyunun hep aynı olmasından sıkıldım. Sanki bir çark değişikliğine ihtiyaç var orada.
'S-400’LER EN BÜYÜK PROBLEM'
Türkiye’ye dönersek…Ankara-Washington hattındaki sorunlu dosyaların ilk sıralarına hangilerini yazarsınız?
Ben Obama ve Trump dönemlerinde uğraştığımız sorunlarla Biden döneminde de uğraşacağımızı düşünüyorum. Trump döneminde de epey uğraştı Türkiye. En öncelikli olan askeri sorunlar. ABD bize “Sen NATO müttefikisin ama bizim düşman bildiğimiz bir ülkeden savunma sistemi aldın” diyor. Sonuca bakarsanız söylediği doğru. Ama ABD isteseydi süreci böyle yönetmezdi. Türkiye’nin ihtiyacı olan sistemleri verebilirdi. Bunlar gizli saklı yapılmış şeyler değil. Türkiye bir anda Rusya ile anlaşmış bir biçimde ortaya çıkmadı. Ya tolerans gösterildi “bırakalım alsın” denildi, ya da “nasıl olsa alamaz” denildi.
Bugün en büyük problem Türkiye’nin S-400’leri satın almış olması ve onun uzantısı olarak da Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması. F-35’in çeşitli parçalarının Türkiye’de imal ediliyor olması bizim önemli bir ortak olduğumuzu gösteriyor.
Öte yandan New York’taki Halkbank duruşmaları birkaç ay içinde başlayacak, Suriye’de ABD’nin YPG ile işbirliği devam ediyor ve Gülen’in - iadesini bir kenara bırakın- Amerika’daki teşkilatının ciddiyetle soruşturulması noktasında hiçbir adım atılmadı.
Ben S-400 ve F-35 konularının çözülmesi durumunda diğer konuların masada çözülebileceğini görüyorum. Onun için yeni Başkan Biden’a, Türk-Amerikan İş Konseyi geleneği olan bir mektup gönderdik. Türk iş dünyası olarak büyük zaferinden dolayı kendisini kutladık. Bizim ticari diplomasi yaptığımızı, iki ülke arasındaki alışverişin maksimize edilmesi için projeler ürettiğimizi, ticaretin 25’ten 100 milyar dolara çıkartılması için uğraştığımızı anlattık. Karar vericilerle görüştüğümüzü, oturup beklemediğimizi belirten bir mektup yazdık. Ümidimizi kesmediğimizi, ısrarla “ticaret, ticaret, ticaret” dediğimizi yeni başkana anlattık. Sorunların çözülmesi için iki ülke arasında bir komite kurulması için öneride bulunduk. Bu tür bir komite kurulduğunda iki ülkenin ilgili tüm birimleri yılda iki defa başkan yardımcılarının önderliğinde toplanıyor. Bütün sorunlar bu mekanizma ile masaya yatırılıyor. Bizim ABD ile beş altı tane başlıca sorunumuz var. Bunlar üzerinden tek tek pazarlık etmek yerine masaya hepsinin birden yatırılması ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. İstenirse çözülür. Neyin ne kadar istenildiğini bilmiyorum ama istenirse hepsi çözülür.
Biz bu dönemde ticaretin askeri ve siyasi konular kadar önemli olacağını düşünüyoruz. Amerika kendi açısından bir çözüm bulmazsa Çin beş sene sonra dünya ekonomisinde birinci sıraya yerleşerek dünyanın süper gücü unvanını alacak. Bu gerçek görüldüğü içindir ki, Biden Çin kökenli, Çince bilen Katherine Tai’yi ABD Ticaret Temsilcisi olarak seçti. Biden döneminde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı başka bir boyuta gelecek. ABD Hindistan ile başka oyun oynayacak, Türkiye ile başka oyun oynayacak ve hatta ihtiyaç olursa Rusya ile başka strateji geliştirmeye başlar mı diye bile düşünmeye başlıyoruz biz iş insanları olarak.
'DÖRT PATRIOT VERSİNLER BURADAKİ YAKLAŞIM BAMBAŞKA OLUR'
Bugünden bakılınca iki tarafın pozisyonları arasında uçurum var. ABD S-400’lerin kullanımından geri adım atılmadığı sürece yaptırımların artarak devam edeceğini söylüyor. Savunma Bakanı Hulusi Akar ise Türkiye’nin F-35 projesine dönmek istediği mesajı veriyor. Nasıl olacak?
ABD’ye anlatılan çok basit; uzun yıllar pazarlık yaptık, siz bize NATO müttefiki olmamıza rağmen Patriot’ları satmadınız, öyle olunca da biz başka sistem arayışına girmek zorunda kaldık. Amerika samimi ise buna bir şekilde cevap vermesi lazım. Vermesi gereken cevap da şu; biz Türkiye’nin önemini çok iyi anlıyoruz, biz size bugün Patriot’ları vereceğiz, dört tane Patriot savunma sistemini şu bölgeye şu bölgeye koyarsanız Türkiye kendini savunabilir duruma gelir. Böyle deyip masaya otursalar buradaki yaklaşımın bambaşka olacağına inanıyorum.
Gönderdiğiniz mektuba bugüne kadar bir reaksiyon alabildiniz mi?
Henüz alamadık ama Biden’ın özel kalemine ulaştığını ve kendisine iletildiğini biliyoruz. Biden Beyaz Saray’da görevine başlayana kadar bu tarz temaslara sıcak bakmıyordu. Bence doğru da yaptı. Bu, hata yapmaktan kaçınan bir zihniyet, doğru yaklaşım. Ama bütün bilgileri topladılar, Türkiye’nin mesajlarını almaya devam ediyorlar.
'ABD BÜYÜKELÇİSİ SATTERFIELD BİLDİĞİMİZİN DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEMEDİ'
Sizin iki hafta önce TAİK heyetiyle birlikte ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield ile kapsamlı bir toplantı yaptığınız basına yansıdı. Satterfield’ın yaptırımlar konusundaki sert tutumunun heyetinizde şok etkisi yaptığı yazıldı.
Evet toplantı yaptık ama basına biraz abartılı yansıdı maalesef. Biz o toplantıya sayın Büyükelçiyi davet ettik, kendisi de sağ olsun davetimizi memnuniyetle karşılayarak yönetim kurulumuzla bir araya geldi. Biz mümkün olduğu kadar zaten senede en az bir kez ABD’nin Türkiye’deki elçisiyle veya Türkiye’nin ABD’deki elçisiyle mutlaka toplanıyoruz. Her ikisini de dinliyoruz, sorunlarımızı iletmeye çalışıyoruz. Bu son toplantıda da biz Büyükelçiye çeşitli sorular sorduk, kendisi de değerlendirmelerini yaptı. Zaten bildiklerimizin dışında da bir şey söylemedi açıkçası. S-400 konusunun çok önemli olduğunu, ABD’nin bu noktada çok kararlı olduğunu, açıklanan yaptırımlarla bir mesaj verildiğini, çok uzun süre yaptırım uygulamadıktan sonra nispeten hafif bir yaptırım paketi seçildiğini anlattı. Bildiğimiz şeyler bunlar zaten, gizli saklı değil ki. Büyükelçiler diplomatik nezaketi olan insanlar. Biz muhatabı değiliz, iş insanı olarak kendi düşüncemizi anlatmaya çalıştık. Olabilir, bazı arkadaşlarımıza tonu ağır gelmiştir, bazılarına hafif gelmiştir. Ama sonuçta tonun ne olduğu önemli değil, önemli olan bildiğimiz cümlelerin tekrarlanması.
'AFRİKA’DA PEK ÇOK ÜLKENİN ALTYAPISINI ABD İLE BİRLİKTE KURABİLİRİZ'
Biz iş dünyası olarak bu sorunların çözümü için iki ülkenin yönetimlerinin de elinden geleni yapmasını çok önemsiyoruz. Bugün ABD’nin Türkiye’de yatırım yapmış 2 bine yakın şirketi var. Onların hangisinin yöneticilerine sorsanız aynı şeyi söyler. Biz iş dünyası olarak Türkiye-ABD ekseninde büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Çin ile ticari savaşta Türkiye’nin alternatif bir tedarik zinciri olacağına inanıyoruz. Keza Afrika kıtasında Amerika ile birlikte çok stratejik işler yapabileceğimize inanıyoruz. Geçen sene mart ayında Türkiye’ye yakınlığıyla bilinen Senatör Lindsey Graham –zaman zaman onun söylemleriyle de sorunlar yaşasak da genelde Türkiye’yi daha iyi bilen bir senatördür– baş başa yaptığımız görüşmede, Afrika’da iki ülkenin ortak yatırımlar yapması konusuna çok önem vermişti. Amerikalıların tekrar o ülkelere gelip öğrenmesi çok uzun zaman alacağı için onların finansman desteğiyle bizim bilgi birikimimiz sayesinde birçok ülkenin altyapısını birlikte kurmayı konuştuk. Biz siyasilere işin hep bu taraflarını göstermeye çalışıyoruz. Amerika’da Cumhuriyetçi olsun Demokrat olsun görüştüklerimin hepsi makul ve akıllı insanlar, peşin hükümlü değiller.
'BAŞKANLIK KOLTUĞUNA OTURDUĞUNDAN BERİ TRUMP’LA HİÇ GÖRÜŞMEDİM'
Biden’ın koltuğa oturmadan dış temaslardan kaçınmasını doğru bir yaklaşım olarak değerlendirdiniz. Bu Trump’ın izlediği tutumla taban tabana zıt bir tavır. Donald Trump size “dostum” diyen bir kişi. Trump ile ilişkiniz nedeniyle New York Times’a kadar haber oldunuz. “Damatlar diplomasisi” yakıştırması yapılan Berat Albayrak-Jared Kushner ilişkisini kuranın siz olduğu hep konuşuldu. Hatta New York Times sizi de Aydın Doğan’ın damadı olmanızdan yola çıkarak “üçüncü damat” olarak tanımladı. Trump görevdeyken onun iş yapma biçimiyle ilgili kamuoyu önünde hiç konuşmadınız. Artık başkan değil. Üzgün müsünüz ikinci dönemi alamadığı için?
Öncelikle şunu söyleyeyim; Amerikan başkanının arkadaşı konumunda olmak ve bunun biliniyor olması çok iyi bir şey değilmiş. Zor bir şeymiş! Amerikan medyası çok ilgilendi. Trump’a karşı olumsuz bakan medya çok uğraştı, 'acaba arkasında bir şey mi var' diye. Sonra o merak eden medya kuruluşlarındaki gazetecilerle arkadaş olduk. Hepsiyle tek tek görüştüm. Aynı sektörden geldiğimiz için onları da çok iyi anlıyorum. Acaba bu dostluğun arkasında ne var, diye merak ettiler. Ama sonra baktılar ki dostluktan başka hiçbir şey yok bu ilişkide. Zaten Trump ile tekrar görüşmemiz ancak başkanlığı bıraktıktan sonra olabilirdi. Öyle olması gerekiyordu.
Neden?
Çünkü ben bir siyasetçi ya da diplomat değilim. Sadece iş adamıyım. Başkan iş yapmıyor ki görüşelim. O Beyaz Saray’a gittikten sonraki süreç artık başka bir süreçti. Başka bir ülke de olsa aynısını söylerdim. İngiliz başbakanı da olsa o süreçte görüşmezdim.
Trump’ın başkanlık koltuğunda oturduğu dört sene boyunca kendisiyle temas etmediniz mi?
Hayır, hiçbir şekilde temas da etmedim, görüşmedim de.
'ARTIK DOSTLUĞUMUZ KALDIĞI YERDEN DEVAM EDEBİLİR'
Ailesinden kimseyle de görüşmediniz mi; kızı, oğulları ya da damadıyla?
Sadece TAİK’in Washington’da yaptığı son konferansta Jared Kushner ile görüştük. Biz zaten geleneksek olarak Washington’da yaptığımız konferanslarda yönetimden isimleri ağırlarız. Mesela Joe Biden da başkan yardımcısıyken konferansımıza gelmiş, konuşma yapmış. Kushner ile o temas da TAİK Başkanı sıfatımla yaptığım resmi bir temastı. Onlarda bir sorun yok. Ama arkadaş olarak yaptığımız bir temas olmadı, zaten olmaması da gerekir. Ama bundan sonrası için sevindim. Neticede Trump başkanlığı devrettikten sonra normal bir vatandaş olarak arkadaşlığımız eskisi gibi devam edebilir.
Aramayı düşünüyor musun kendisini?
Biraz ortalık sakinlesin, tabii ki arayıp sormayı düşünüyorum. Başkan olduğunda sadece tebrik etmiştim. Başkanlık koltuğunu bıraktıktan sonra da bizim geleneğimiz gereği aramak icabet eder. Ananelerimize göre iyi günde de kötü günde de arkadaşının yanında olmalısın. Şimdi kendisini arayıp bu ilginç süreçle ilgili sohbet etmek isterim.
Bizde bir de "dost acı söyler" diye bir laf var ya… Özellikle son süreçte, seçim sonuçlarına itiraz ettiği, Kongre baskınına kadar giden süreçte hatalı olduğunu düşündünüz mü?
Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum çünkü siyasetçi olmak başka bir şey. Ben iş adamı olarak baktığım zaman doğrular ve yanlışlar başka olabilir. Doğru bir değerlendirme olmaz. Tabii ki kimsenin şiddeti tasvip etmesi mümkün değil. Protesto yapılabilir, eleştiri yapılabilir, toplanılabilir. Bunlar demokratik hak ve özgürlükler. Tek tasvip etmediğim şey yapılan taşkınlık, Kongre binasının kırılıp dökülmesi. Zaten sonra kendisinin de bunlara prim vermediğini söyledi. Bunlar yanlıştı maalesef. Ama tabii ekonomiyi iyi yürüttüğünü düşünüyordu, insanların yaşam seviyesini yükseltmek adına yaptığı çalışmalardan çok memnun ve mutlu gözüküyordu. Covid olmasaydı belki daha farklı sonuç elde edebilirdi. Demoralize olunca insanlar panik yapabilir. Bu da o süreci belki de yanlış yönetmesine neden oldu.
'TRUMP AMERİKAN SİYASETİNDE ÖNEMLİ FİGÜR OLMAYA DEVAM EDECEK'
Tanıdığınız Trump bundan sonra ne yapar, köşesine çekilme ihtimali var mı?
Trump’ın geri dönmemesi için siyaset yasağı gelmesi gerekiyor. Trump Cumhuriyetçi Parti içinde hâlâ çok güçlü. Trump’ın işaret etmeyeceği senatörlerin dahi tekrar seçilmelerinin zor olacağı düşünülüyor. Yeni parti kurarsa en az yüzde 10 oy alacağı düşünülürse, yüzde 1’in bile çok önemli olduğu Amerika’da Cumhuriyetçi Parti'nin tekrar başkanlığı alması zor olur. Geçmişte benzeri olaylara tanıklık etmiştik. Sonuç olarak Trump önemli figür olmaya devam edecek ve bundan sonraki seçimlerde yeni başkan adayının belirlenmesinde Cumhuriyetçi Parti ile Trump arasındaki gelişmeler belirleyici olacak. Covid salgını patlamasaydı yeniden başkan seçileceğine inanan Trump’ın tekrar başkan adayı olmasını engelleyecek tek gelişme siyaset yasağı veya Trump’ın şirketlerine açılacak davalar olabilir. Bu şekilde zorlamalar yapılırsa da Trump destekçilerinin bağlılıkları çok daha fazla arttırarak yoluna devam edecektir. Özetle çok sıkıntılı, sancılı olması muhtemel bir dört yıla tanık olacakmışız gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.05.2025
28.03.2025
24.03.2025
4.02.2025
13.01.2025
16.12.2024
18.11.2024
10.09.2024
10.07.2024
26.04.2024