Cem SANCAR
Laiklik denince sanki dolunay oldu, pörtlek gözlü Kurt Adamlar ortalığa yayıldı!
Bir 28 Şubat ruhu çağrıldı adeta.
Hava karardı. Müslüm Gündüz bile geldi de, Fadime Şahin eksik kaldı!
Ne yalan söyleyeyim benim içimden Medine Sözleşmesi geçti. Kısa bir anayasa.
Eşit, özgür ve tatlı bir medeniyet!
İnsanın zenginliğini iyiliğe doğru yarıştıran bir zihniyet.
Geçmişi bırakır yeni bir sayfa açarım, Anadolu Ruhuna 'lâyık' olmak isterim diye aklımdan geçirirken...
Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı, son noktayı koydu:
"Bunların hepsi boş şeyler" dedi.
"Devletin tüm inanç sahiplerine eşit mesafede olması esas alınıyorsa Müslümanlığa vurgu yapılmasına gerek yok!" Hasan Cemal, Murat Belge filan, sazangiller takımı ters köşeye yattılar gene...
Ülkeye, kafasını dikti diye yapılan terör saldırılarına karşı diriyiz, orası malum.
Fakat bu saldırı tarzı, farklılıklarda değil ortak noktalar üstünde durarak, nasıl "daha da bir oluruz"a kafa çalıştırmamız gerektiğini de gösterdi.
Açık konuşalım terör, aynı maruz kaldığımız medya salvoları gibi kovboy gökdelenlerinde mukim istihbarat örgütleri tarafından, ülkelere had bildirmek ve baş eğdirmek için kullanılan post modern bir araç.
Amerikan İmparatorluğu yeni dünya düzeni adındaki satrancı böyle oynuyor.
'Old Fashion' orduları kullanıp darbe yapmak demode olunca, ya yargı oligarşisiyleBrezilya'daki gibi ya da medya-sosyal medyada itibarsızlaştırarak ve o da yetmezse silahla, terörle...
'Kendine' Özgür Dünya, 'Türkiye'ye gitmeyin terk edin' çağrılarıyla bu işin alt yapısını hazırlıyor. Paralel lejyonerlerle yapamadıklarını başka araçlarla başarmaya çalışıyorlar.
Fakat biz şükür ki Brezilya'dan daha kuvvetliyiz. 100 yıldır olduğu gibi Batı kulübünün itaatkâr bürokratları olmamız isteniyor. Hayır diyoruz! Mesele bu.
Big Brother'ın Yeni Dünya Düzeni böyle. Soluk benizliler gerçekten de -Kızılderililer'in taktığı isimle- çatal dilli, münafık bir kültür...
Peki nasıl bir toplumsal sözleşme istiyoruz?
Gönlümce yaşadığım, fikrimce konuştuğum zaman kavga etmek zorunda kalmadığım bir dünya...
Kapitalizme, giderek fos çıkmış iktisadi liberal ütopyaya, oradan seküler ya da din görünümlü taassuba karşı çıkmak kadar, ülkemin son yıllardaki ayağa kalkışından kıvanç duymak da bana bir mahalle baskısı olarak geri dönmemeli.
Evet mahalle baskısı asıl radikal laiklerin bir iptilası. Oradan yayılıyor.
Bunu da kabul etmeli.
Bütün Hollywood kaynaklı görüntülerde Müslümanlar ya teröristtir ya teröre yardım etmektedir ya da 'özgür dünyaya' uymak istedikleri için kendi aileleri tarafından baskılanmaktadır!
O filmlerde Müslümanlar yıkıntıların arasında silahlarla yaşamakta ve intikamla dolu olmaktadırlar.
Tabii resmi sponsorlu senaristlerce gözümüze sokulan taş devri görüntülerininOrtadoğu'ya USA'nın getirdiği 'demokrasi' tarafından kotarıldığı gerçeği görmezden gelinir.
Nihayetinde idrak etmeliyiz ki Batı tarzı seküler laisizmin ideolojisi, maskesini çıkarmış bir İslam düşmanlığıdır.
Bu kültürel tuzaktan çıkış; İslamcılık, muhafazakarlık, modernlik üstüne ta Latin Amerika'dan bile duyulabilecek sansürsüz bir tartışmanın yapılmasında yatıyor belki.
Adaletli bir birlik ruhunu anayasamıza yazabilecek cesareti, merhametten yana eğilimimizi Anadolu Ruhundan bulup çıkarmalıyız belki de...
Başbakan Davutoğlu'nun berrak diliyle, özgürlükçü laiklik başka ne olabilir ki?
Şimdi esas olan dünyaya konuşan bir ülkenin tıkalı damarlarını açmak, farklı ve yerli düşünüşlerle barışmak ve dahi ülke içinde kadın-erkek kol kola girebilmekte.
Biz, oyunun önceden konmuş kurallarında ısrar ederek demokratik bir merhamet ülkesini kurabilmeliyiz.
İnşallah o zaman, şu tek dişi kalmış narsis saldırganlık karşısında dünyanın bütün zencilerinin, kalbi kırılmışların bayrağı, vicdanı olacağız.
Ve ancak o zaman bir dokunulmazlık kazanacağız!
Ancak o zaman...
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019