Ceren KENAR
Yine bir cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, sene 2007... Seçimlerden iki hafta önce 14 Nisan 2007 tarihinde, Ankara'da Tandoğan Meydanı'nı Reuters haber ajansına göre bir milyon kişi doldurur. “Cumhuriyetine sahip çık” çağrısı altında mitinge katılanların asıl motivasyonu Çankaya Köşkü'ne eşi başörtülü bir siyasetçinin çıkmasını engellemektir.
Üniversite hocalarının cübbeleri ile katıldığı, baroların destek verdiği, merkez medyanın Türkiye'nin çağdaş yüzleri laikliğe ve üniter devlete sahip çıkıyor manşetleri ile verdiği bu mitinglerde epey ilginç sloganlar da atılır: “Ne ABD ne AB Tam Bağımsız Türkiye.” “Toprak vatandır, satılamaz”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Kasımpaşa İmamı kaça sattın vatanı”, ?"Birleşin-Ya özgürlük ya vatan-Vatan yoksa namus da yok”, “Ne şeriat ne darbe tam bağımsız Türkiye...”
Memleketin saygın akademisyenleri "hükümet sokağın sesini dinlemeli, meydanlarda yükselen hassasiyetlere kulak vermeli" derken, miting tertip komitesi üyesi Profesör Necla Arat, “Biz ne şeriat ne darbe tam demokratik Türkiye diyoruz. ABD emperyalizmine karşı olduğumuzu söylüyoruz, ulusal değerlerimizi sonuna kadar savunacağımızı söylüyoruz” diyerek açıklar mitinglerin organize edilme sebebini.
Milyonlarca insanı Amerikan emperyalizmini protesto etmek için sokağa döken, 6 Temmuz'un millî bayram ilan edilmesi, Atatürk resimlerinin Thomas Jefferson ile yer değiştirilmesi değildi. Hatırladığım kadarıyla 2007 yılında cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal de edilmemişti.
İktidarda, her hükümet kadar, Türkiye'nin son elli yıldır değişmeyen müttefiki olan Amerika ile ortak çalışan, hemen her hükümet gibi bazen bu iş birliğinde iniş ve çıkışlar yaşayan bir hükümet vardı.
İlginçtir, 2007 yılında, yani Cumhuriyet Mitinglerinin düzenlendiği zamanlarda, bazı Amerikalı düşünce kuruluşları harıl harıl Amerika-Türkiye ilişkilerini düzeltmek için raporlar hazırlıyordu. Evet yanlış okumadınız, düzeltmek için. Zira 2004 yılında Türkiye'nin Irak savaşına müdahil olmaması ile Türkiye-Amerika ilişkileri tarihinde gördüğü en dip noktalarından birini görmüş, Amerikan medyası “Türkiye hâlâ müttefikimiz mi?” sorularını manşet yapar olmuştu. Kafasına çuval geçirilen Türk askerleri ise Türk aksiyon filmleri için nadide bir tema hâline gelmişti.
Yani AK Parti'nin bir Amerikan emperyalizmi projesi olarak görüldüğü ve protesto edildiği bir dönemde, Amerika ve Türkiye aslında bir balayında değil, epey hasar görmüş ilişkilerini tamir etme dönemindeydi...
Son on yılda Amerika-Türkiye ilişkilerinin inişleri de oldu, çıkışları da. Irak savaşında ayrılan yollar Soğuk Savaş sonrası dönemin en büyük kriziydi. Hükümetin Kıbrıs ve Kürt meselesinde, Kemalist vesayet sisteminden farklılaşan duruşu ise Amerika'da takdirle karşılanmıştı. 2005-2006 yıllarında başlayan Türkiye'nin Suriye'ye uygulanan uluslararası dışlama politikasına itirazları pek olumlu yankılanmamıştı. Hizbullah ile ilişkileri de öyle. Ancak diğer yandan 2009 yılında Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açması hem Amerika hem de Rusya tarafından o dönemde alkışlanmıştı. Aynı dönemde Türkiye'nin İran yakınlaşması ile çatık kaşlarla karşılanmıştı.
Zaman belli bölgelerde diğerlerinde olduğundan daha hızlı akıyor belki de. Çok değil sadece yedi yıl geçti Cumhuriyet Mitinglerinin üzerinden ve yine bir Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesindeyiz. O dönemde hükümet kendisini Amerikan emperyalizminin taşeronu olmakla suçlayan sokaklara kulak vermeli diyenler, şimdi hükümete karşı kampanyada Amerika'yı ve uluslararası kamuoyunu yanlarında müttefik olarak görmek istiyor. Hatta seçim sandığı ile deviremedikleri bir hükümeti uluslararası izolasyon ile zayıflatacaklarına dair rüyalar görüyorlar. Uluslararası ilişkiler 101 dersinden çakıp, siyasi mühendislik işine girişmeye kalkışanlardan beklenecek bir beceriksizlik ve öngörüsüzlük ile...
Gezi olayları sırasında BM müdahalesi istemek, Amerika'nın Türkiye'ye ambargo uygulaması için kampanya yapmak ve NATO'yu göreve çağırmak bu çabanın en çaresiz ve görünür girişimlerinden. Amerikan dışişleri bakan yardımcısının sözlerini manipüle etmek, toplantıda konuşulanları kasıtlı olarak çarpıtmak ise daha ince ve profesyonel bir çaba.
Lakin beyhude çabalar bunlar. Seçimlerin hemen akabinde uluslararası medya ve kamuoyunun hükümete dair tavrında bir değişiklik içine gireceğini yazmış ve şöyle demiştim: "Özellikle bu yaz gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında uluslararası medyanın genel tavrını değiştireceğini ve yeni bir sayfa açılacağını öngörmek için 'kâhin' olmaya gerek yok. AK Parti eğer üzerinde çalıştığı reform adımlarını gerçekleştirebilir, Kürt ve Alevi meselelerinde beklenen iyileştirmeleri yapabilir, özellikle Batı kamuoyu açısından sembolik değeri yüksek Patrikhane meselesini çözebilirse, kendinizi 'reformist AK Partinin geri dönüşü' manşetlerine hazırlasanız iyi olur. İsrail ile ilişkilerin düzelmesi, Kıbrıs sorununa dair Türkiye'nin çözümden yana rol oynaması ve ocak ayında yeniden hızlanan AB sürecinin ivme alması da Türkiye'nin hasar kontrolünde önemli rol oynayacaktır..."
Türkiye Allah'tan bu tür aslında malumun ilamı niteliğindeki analizlerin doğru çıkması için çok zaman beklemeniz gereken bir ülke değil.
Sadece son bir hafta içinde yaşananlara bakalım. Hükümetle arasının limoni olduğu sır olmayan Amerikan büyükelçisi Ricciardone, beklenmedik şekilde emekli oluyor. Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry, Erdoğan'ın 1915 taziyesi için methiyeler düzüyor.
Yani Atlantik cephesinde pek yeni bir şey yok.
Beckett'in o meşhur sözlerini slogan yapmakta bir beis yok tabii: "Yine dene, yine yenil, daha iyi yenil." Ancak denerken fazla iddialı olmamakta fayda olabilir, zira yenilince elde kalan sadece hüsran değil, bir parodi de olabiliyor...
…..
(*) Yankee eve gel
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017