Doğu Ergil
Bir toplumun çürümesi, bir binanın dış sıvasının altında yavaş yavaş paslanan demirleri gibi görünmeden başlar. İlk başta küçük çatlaklar göze çarpmaz; ama zamanla o çatlaklardan sızan pas gerçeği ortaya çıkarır. Bir zaman sonra bina kısmen veya toptan çökecek gibi zayıflamıştır. Yapılacak iki şey vardır ve kötüsü, pas lekelerinin üstüne boya çekmektir. Türkiye’nin bugünkü manzarası işte böyle…
Pekiyi, çürüme bu ülkede neden başladı ve neden durdurulamıyor?
Siyasal Çürüme: Gücün Hukukun Önüne Geçmesi
Kısa yanıt; Türkiye’de uzun süredir kuralların değil kişilerin üstünlüğünün söz konusu olmasıdır. Bir diğer neden, yargının iktidarın gölgesinde kalıp bağımsızlığını yitirmiş olasıdır. Ve nihayet, bürokrasi, liyakat yerine sadakate zorlanmıştır; bu da ondan beklenen kamusal görev bilinci ile parti aparatı olma arasındaki çizgiyi belirsizleştirmiştir. İş verimliliğindeki düşüş de cabası…. Yanan ormanlar, yıkıcı depremler karşısında görülen yetersizlik, ekonomide yaratılan istikrarsızlık ve yaygın yolsuzluk bu önermenin altını doldurur sanırım.
Ekonomik Çürüme: Rantın Ahlakı Bastırması
Türkiye’de uzun süredir üretimden çok tüketim ve rant öne çıkarıldı. Yolsuzluk ve kayırmacılık olağanlaştı; ekonomik hayatın ayrılmaz parçası haline geldi. Zenginlik, alın terinden çok siyasete yakınlıktan geçer oldu. Bu ortamda girişimcilik ve emeğe saygı zayıfladı. Yolsuzluk ve çıkarcılık prim yapmaya başladı.
Toplumsal Çürüme: Kutuplaşma ve Ayrışma
İnsanlar artık birbirine fikirleriyle değil kimlikleriyle bakmaya başladı. Kutuplaşma, toplumsal güveni öğüttü.
Ortaklık, yani “biz” duygusu kayboldu; yerini “biz ve onlar” karşıtlığı aldı. Herkes bilir ki bir toplumda sırayla komşuluk, hemşehrilik ve yurttaşlık duygusu zayıflamışsa, güven, birlikte yaşama iradesi de azalır. Çürüme, sıradan hayatın içine sızar.
Kültürel Çürüme: Bilgi Yerine Ezber, Ahlak Yerine Çıkar
Eğitim sistemi, eleştirel düşünceyi değil itaati besler hale gelmiştir. Diplomalar alınır satılır; o diplomalarla işe girmek/alınmak, şaşırtıcı olaylar olmaktan çıkmıştır. Ana alım medya, hakikati değil propagandayı ya da tek taraflı haberleri/yorumları yaymaktadır.
Ahlâk, bir sorumluluk olmaktan çıkmış ve çıkar ilişkilerine indirgenmiştir. Bu durumun en yalın ve tahripkâr olarak yaşandığı alan yargı sistemidir. Ahlâkla adalet arasında kopmaz bir bağ vardır. Adalet değil, siyasî güç ve maddî çıkar sağlayan bir yargı düzeninde toplumsal vicdan susar. Toplumların kültürel omurgası ahlâktır. Ahlâkın iflası, toplumsal çürümenin en açık göstergesidir. Toplumsal dayanışmayı; devletle-toplum ve bireyler arasındaki güveni yok eder.
Çürüme Neden Durdurulamıyor?
Korku ve Sessizlik: Gücün tekelleşmesi sonucunda hizmet eden değil ayrıcalığını korumak için cezalandıran iktidarlar yurttaşları korkutuyor. İnsanlar korktukça susuyor; sustukça çürüme yaygınlaşıyor, yerleşiyor.
Kısa Vadeli Çıkarlar: Toplumsal faydanın yerine bireysel çıkar konuyor.
Kurumsal Zafiyet: Kurumların bağımsızlığı kalmadığından denetim mekanizmaları işlemiyor. Hesap sorulamıyor.
Kutuplaşma: Toplum ortak payda üretemediği için herkes kendi kabuğuna çekiliyor veya cemaatleşiyor. Bu kadar çok cemaatin ve cemaatleşmemin olması, kısmen toplumsal çürümeyle açıklanabilir.
Ya Sonra? Umutsuzluk Değil, Yeniden İnşa
Türkiye’nin çürümesi kader değildir. Ama çürümeyi durdurmak için önce sindiğimiz yerden ve sığındığımız cemaatlerden (buna siyasal partiler dahil) çıkıp gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Önce insanları güden ve iradesini esir alan güç tekelleşmesinden kurtulmalıyız. Kuvvetler ayrılığı, yönetim sistemimin esası olmalıdır.
İktidarların yurttaşı korku ve ceza tehdidi ile rehin aldığı yargı sistemi, adalet dağıtabileceği tarafsızlığa kavuşturulmalıdır.
Eğitim, önyargılardan arındırmalı; yurttaşlar arasında üstün-düşkün grup-ırk veya inanç ayırımlarının aşılandığı ideolojik içerikten soyutlanmalıdır. Bu bir aydınlanna devrimidir.
Çürümeyi durdurmak, sadece siyasî bir proje değil; aynı zamanda toplumsal bir uyanış meselesidir. Çünkü bir ülke, yargısı çökerken; eğitimi yozlaşırken; ekonomisi yolsuzluğa gömülürken; ahlakı çıkarcılığa teslim olurken çürür. Ve bu çürümeyi durdurabilecek tek güç, yine toplumun kendisidir. Kurtarıcı beklemeden, kurtuluşunu tasarlayıp gerçekleştirebilmesidir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir” 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.08.2025
16.08.2025
14.08.2025
10.08.2025
6.08.2025
3.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
23.07.2025
19.07.2025