Doğu Ergil

Doğu Ergil
Doğu Ergil
Tüm Yazıları
Millî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi
2.09.2025
27
Gerçekten millî olan, evrenseli dışlamak zorunda mıdır? Belki de evrensel değerler içinde millî kimliğin var olabileceğini, hatta ona katkıda bulunabileceğini düşünmek gerekir.

Bir süredir “yerli ve millî” sözlerini çok sık duyar olduk. Bu kavramları tekrarlayanlar, onları bir tür üstünlük vurgusuyla, uluslararası ve evrensel olana açılmış cephenin cephanesi olarak kullanıyorlar.

Günümüz siyasal söyleminde “yerli” ile “uluslararası”, “millî” ile “evrensel” arasındaki karşıtlık, tesadüfî bir dil tercihi değil; köklü bir ideolojik strateji, yani siyasal mühendislik ürünüdür. Bu söylem, muhafazakâr ideolojinin kendi varlığını korumak ve meşrulaştırmak için kurduğu bir “savunma hattı”dır.

Bu kavramları kullanan muhafazakâr dilin inşasında üç öge öne çıkar:

-Kültürel sığınak: Evrensele karşı “millî değerler”in, uluslararasına karşı “yerlilik”in öne çıkarılması, kültürel bir savunma mekaniznası; bir tür ideolojik siperdir.

-Tehdit Algısı: Evrensel olan, çoğu zaman yozlaştırıcı veya “dış güçlerin oyunu” gibi taktim edilir.

-Kutsal Merkez: Yerli ve millî, dokunulmaz ve tartışılamaz bir değer olarak sunulur.

Tarihsel Arka Plana baktığımızda şunu görürüz:

-Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, modernleşme ve Batılılaşma süreçlerinde muhafazakâr söylemin temel kaygısı, “biz”i “onlar”dan ayırmak; ayırarak korumaktır. Bu nedenle dışarıdan geleni ötekileştirmiş, içeridekini kutsallaştırmıştır.

-20. yüzyıl boyunca ulus-devletler, millî olanı evrensele karşı bir “kimlik kalkanı”na dönüştürmüştür. Yerli/millî olan, dokunulmaz ve sorgulanamaz bir değer olarak yüceltilmiş ve onlara kültürel meşruiyet kazandırılmak istenmiltir. Bu halâ böyledir.

-Günümüzdeki küreselleşmenin etkisiyle başkalaşma korkusu, bu söylemi daha da keskinleştirmiştir. Evrensel olan, çoğu zaman “dayatma”, “yabancı müdahale” ya da “kimlik erozyonu” olarak resmedilmiştir.

-Siyasî Araçsallaştırma: Bu dil, muhafazakâr olduğunu iddia eden iktidar için güçlü bir siyasî enstrümandır. Onun sayesinde:

Muhalefeti “gayri-millî” ilan edebilmiştir;

Evrensel insan haklarını “yabancı oyunu” olarak gösterebilmiştir;

Kendi tabanına “milletin bekçisi” rolünü yakıştırmıştır.

Karşıtlık Dilinin Psikolojik İşlevi

Söz konusu kavram çiftleri, yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda psikolojik işlev de görür. Bir tür “psikolojik savunma hattı”dır:

Kitlelere güvenlik duygusu verir.

Çatışma hâlini meşrulaştırır.

Kimliği mutlaklaştırarak değişime karşı direncini artırır.

Bu nedenle, “yerli – uluslararası” ve “millî – evrensel” karşıtlığı, bir dil mühendisliği olmaktan öte, bir kimlik siyaseti aracı olagelmiştir.

Güncel Kullanımlar

Bugün pek çok ülkede benzer söylemler görüyoruz:

ABD’de “America First” (Önce Amerika) sloganı.

Avrupa’da yükselen aşırı sağın “Brüksel’e karşı ulusal egemenlik” vurgusu.

Türkiye’de “yerli ve millî” kavramları siyasetin merkezileştirilmesine; merkezileştiği oranda da buyurganlaşmasına ve ülkenin uluslararasından uzaklaşmasına neden olmuştıur.

Ne yapmalı?

Yerel savunma ve tecrit halinden evrensel diyaloğa ulaşmak istiyorsak şu soruyu sormalıyız:

Gerçekten millî olan, evrenseli dışlamak zorunda mıdır? Belki de evrensel değerler içinde millî kimliğin var olabileceğini, hatta ona katkıda bulunabileceğini düşünmek gerekir.

Savunma lügatçesi, bizi “duvarların ardında” ve ayrı tutuyor. Oysa çağımız, diyalog ve etkileşim üzerinden dünya ile barışık yeni bir kimlik inşasını gerektiriyor.

Evrenseli reddetmeden millîyi korumak; millîyi mutlaklaştırmadan evrensele katılmak mümkündür. Soru, “millîcilerin” (ulusalcılar dahil) bunu gercekleştirecek ne kadar birikimleri ve cesaretleri olduğudur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar