Doğu Ergil
Bir süredir “yerli ve millî” sözlerini çok sık duyar olduk. Bu kavramları tekrarlayanlar, onları bir tür üstünlük vurgusuyla, uluslararası ve evrensel olana açılmış cephenin cephanesi olarak kullanıyorlar.
Günümüz siyasal söyleminde “yerli” ile “uluslararası”, “millî” ile “evrensel” arasındaki karşıtlık, tesadüfî bir dil tercihi değil; köklü bir ideolojik strateji, yani siyasal mühendislik ürünüdür. Bu söylem, muhafazakâr ideolojinin kendi varlığını korumak ve meşrulaştırmak için kurduğu bir “savunma hattı”dır.
Bu kavramları kullanan muhafazakâr dilin inşasında üç öge öne çıkar:
-Kültürel sığınak: Evrensele karşı “millî değerler”in, uluslararasına karşı “yerlilik”in öne çıkarılması, kültürel bir savunma mekaniznası; bir tür ideolojik siperdir.
-Tehdit Algısı: Evrensel olan, çoğu zaman yozlaştırıcı veya “dış güçlerin oyunu” gibi taktim edilir.
-Kutsal Merkez: Yerli ve millî, dokunulmaz ve tartışılamaz bir değer olarak sunulur.
Tarihsel Arka Plana baktığımızda şunu görürüz:
-Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, modernleşme ve Batılılaşma süreçlerinde muhafazakâr söylemin temel kaygısı, “biz”i “onlar”dan ayırmak; ayırarak korumaktır. Bu nedenle dışarıdan geleni ötekileştirmiş, içeridekini kutsallaştırmıştır.
-20. yüzyıl boyunca ulus-devletler, millî olanı evrensele karşı bir “kimlik kalkanı”na dönüştürmüştür. Yerli/millî olan, dokunulmaz ve sorgulanamaz bir değer olarak yüceltilmiş ve onlara kültürel meşruiyet kazandırılmak istenmiltir. Bu halâ böyledir.
-Günümüzdeki küreselleşmenin etkisiyle başkalaşma korkusu, bu söylemi daha da keskinleştirmiştir. Evrensel olan, çoğu zaman “dayatma”, “yabancı müdahale” ya da “kimlik erozyonu” olarak resmedilmiştir.
-Siyasî Araçsallaştırma: Bu dil, muhafazakâr olduğunu iddia eden iktidar için güçlü bir siyasî enstrümandır. Onun sayesinde:
Muhalefeti “gayri-millî” ilan edebilmiştir;
Evrensel insan haklarını “yabancı oyunu” olarak gösterebilmiştir;
Kendi tabanına “milletin bekçisi” rolünü yakıştırmıştır.
Karşıtlık Dilinin Psikolojik İşlevi
Söz konusu kavram çiftleri, yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda psikolojik işlev de görür. Bir tür “psikolojik savunma hattı”dır:
Kitlelere güvenlik duygusu verir.
Çatışma hâlini meşrulaştırır.
Kimliği mutlaklaştırarak değişime karşı direncini artırır.
Bu nedenle, “yerli – uluslararası” ve “millî – evrensel” karşıtlığı, bir dil mühendisliği olmaktan öte, bir kimlik siyaseti aracı olagelmiştir.
Güncel Kullanımlar
Bugün pek çok ülkede benzer söylemler görüyoruz:
ABD’de “America First” (Önce Amerika) sloganı.
Avrupa’da yükselen aşırı sağın “Brüksel’e karşı ulusal egemenlik” vurgusu.
Türkiye’de “yerli ve millî” kavramları siyasetin merkezileştirilmesine; merkezileştiği oranda da buyurganlaşmasına ve ülkenin uluslararasından uzaklaşmasına neden olmuştıur.
Ne yapmalı?
Yerel savunma ve tecrit halinden evrensel diyaloğa ulaşmak istiyorsak şu soruyu sormalıyız:
Gerçekten millî olan, evrenseli dışlamak zorunda mıdır? Belki de evrensel değerler içinde millî kimliğin var olabileceğini, hatta ona katkıda bulunabileceğini düşünmek gerekir.
Savunma lügatçesi, bizi “duvarların ardında” ve ayrı tutuyor. Oysa çağımız, diyalog ve etkileşim üzerinden dünya ile barışık yeni bir kimlik inşasını gerektiriyor.
Evrenseli reddetmeden millîyi korumak; millîyi mutlaklaştırmadan evrensele katılmak mümkündür. Soru, “millîcilerin” (ulusalcılar dahil) bunu gercekleştirecek ne kadar birikimleri ve cesaretleri olduğudur.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİkinci varlık vergisi faciasına doğru 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMeğerse cennetteymişiz 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAdli yıl ne vaat ediyor? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBeslenmenin farklı yollarından kaçış yok 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
22.08.2025
16.08.2025
14.08.2025
10.08.2025
6.08.2025
3.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
23.07.2025