Elif ÇAKIR
Sadullah Ergin’in Adalet Bakanlığı döneminde Ankara’da 15-17 Kasım (2011) tarihleri arasında Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığınca AİHM ve Avrupa Konseyi’nde çalışan uzmanların katıldığı yüksek düzeyli, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye Kararları, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı toplantı düzenlendi.
***
İnsan Hakları Daire Başkanlığı, 2010 referandumunun hemen akabinde, dönemin başbakanı Erdoğan’ın “Biz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni Türkiye’ye getiriyoruz. Anayasa Mahkemesi, Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi oluyor. Artık, yargı mağduriyeti yaşayan vatandaşlarımız artık hakkını aramak için AİHM’e gitmelerine gerek kalmayacak. Anayasa Mahkemesi’ne gidecek, Bireysel Başvuru hakkını kullanacak ve neticesini alacak” (11 Eylül 2010) diyerek müjdesini verdiği “Bireysel Başvuru”nun hayata geçirilmesinin alt yapısını oluşturmak için kurulmuş bir iç kurumdu. İnsan Hakları Daire Başkanlığı, gerek yapısal gerekse uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesini sağlayacak, gerekse AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının alanlarını belirlemek ve ihlale neden olan sorunların ortadan kaldırılması ve hukuki alt yapının oluşturulması amacıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlallerinin önlenmesine dair bir Eylem Planı oluşturdu.
Ve AİHM Türkiye’ye gelmiş oldu: Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru görevi verildi.
***
Dün, AİHM Türkiye’ye geliyor diye gurur duyduğumuz, bugün “yetki gaspı” yapmakla suçladığımız AİHM’in “etkin bir iç hukuk yolu” olarak tanıdığı devletimizin kanunlarla Anayasa Mahkememize verdiği Bireysel Başvuru görevi.
Ve vatandaş olarak hepimizin hakkı.
***
AK Parti iktidara geldiğinde, 1949 yılında Avrupa Konseyi statüsünü kabul ederek, kurucu üyeler arasına katılan ve 1950 yılında imzaladığı sözleşmeyi, 1954 yılında onaylayarak iç hukukun parçası haline getirmiş, 1987 yılın da ise “bireysel başvuru” hakkını tanıyarak denetim şemsiyesi altına giren Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne en çok şikayet edilen ikinci ülke konumundaydı.
Yine, AİHM’in Türkiye hakkında vermiş olduğu 2.639 ihlal kararı sayısı ile üye ülkeler arasında Türkiye en çok ihlal alan birinci ülke konumundaydı. Yani, Türkiye’nin aldığı ihlal, 47 üye ülkenin toplamının aldığı ihlal kararı kadardı dense abartılmış olmaz.
Diyebiliriz ki, AK Parti hükümetinin en çok gurur duyulan icraatlarından birisiydi Bireysel Başvuru hakkı. En çok hak ihlallerinin yaşandığı, neredeyse bütün yaşanan acılarının temelinde hukuksuzluğun yattığı ülkemiz için devrim niteliğinde büyük büyük bir reformdu. Bireysel başvuru yolunu Türkiye’ye getiren AK Parti hükümeti ne kadar övünse, ne kadar gurur duysa az sayılırdı. Zira öyle bir ülkenin kalkıp da “Ben ülkeme Bireysel Başvuru hakkını” getirdim demesiyle getirebilecek bir hak değil.
Avrupa Konseyi ve AİHM’in “etkin bir iç hukuk yolu” olarak tanıması gerekiyor. Yani AHİM, “hak ihlalleri konusunda bana gelmene gerek yok, git ülkende Bireysel Başvuru hakkını kullan, AYM’de AİHM içtihatlarına göre karar veriyor” demiş olması gerekiyor.
Ki dedi.
Örneğin Azerbaycan’nın bireysel başvuru hakkını, AİHM’in yerleşik içtihatlarına uygun olmadığı için akredite etmez iken, AİHM Türkiye’nin bireysel başvuru hakkını tanıdı. Bunda elbette, Türkiye’nin yaptığı yargı reformları, hukuk devleti algısını güçlendirecek nitelikte attığı adımların katkısı büyüktü.
Bir örnek verelim.
AK Parti hükümeti, yargı alanında yaptığı gerek mevzuatlarla, gerek kanunlarla hakim ve savcıların AİHM içtihatlarına göre karar vermelerini sağladı. “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” (Anayasa, 90. Madde) Hatta bununla da kalmadı. Hakim ve savcıların, AİHM içtihatlarına göre kararlarını vermelerini isterken... Bir yandan da AİHM yetkilileri ile görüşerek, İngilizce ve Fransızca iki dilde hizmet veren, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin internet sitesinin, üçüncü dil Türkçe olarak hizmet vermesini sağladı. Hakim ve savcıların AİHM içtihatlarına kolayca ulaşabilmeleri için bütün sitenin Türkçe çevirisini yaptırdı. AK Parti bir dönem bu icraatları yapıyordu işte. AK Parti’ye kazandıran buydu.
Velhasıl kelam...
Bugün Anayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında “hak ve hürriyet ihlali olduğu” yönündeki kararı, Türkiye’nin hukuk anlamında onurunu kurtaran bir karar iken, yine alkışlarla karşılanması gerekirken AYM yerden yere vuruluyor.
Ne olacak?
AİHM, Türkiye’nin Bireysel Başvurusu hakkındaki akreditasyonunu kaldırır bu durumda. Yerel mahkemelerin direndiği bir AYM hakkında ve “etkin bir iç hukuk yolu” olarak işletilemeyen bireysel başvuru hakkında ne karar verebilir.
Bu durumda... Türkiye yine “hak ihlalleri konusunda” en çok şikayet edilen ülke konumuna yükselir.
Bu durumda...
FETÖ davası ne olur?
DÜN ANAYASA MAHKEMESİ YEREL MAHKEMENİN ÖNÜNÜ AÇMIŞ OLUYORDU
Mart 2014’te, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ve hürriyet ihlali olduğu” yönündeki karara uydu ve eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tahliyesine karar verdi.
İlker Başbuğ’u geçmiş olsun demek için arayan ilk isim dönemin Başbakanı Erdoğan oldu.
Hatırlayınız, AK Parti hükümeti yetkililerinden AYM’yi “hukuka uygun davrandığı” için alkışlayan açıklamalar gelmişti.
Dönemin Başbakanı Erdoğan katıldığı TRT yayınında İlker Başbuğ ve AYM’nin vermiş olduğu “hak ve hürriyet ihlali olduğu” yönündeki kararı neticesinde gerçekleşen tahliyeler hakkında şunları söylemişti:
“26 maddelik anayasa değişikliğiyle Türkiye’de bir süreci başlattık. 7-10 sene bu insanlar içeride yattılar, bu insanlar hakkında karara varılamaması bir zulümdür. Hiç olmazsa bunu 5 yıla çekelim, bu yasa da ‘bireysel başvuru’ hakkını getirdik. Bireysel Başvuru sayesinde onlarca insan kimisi tutuksuz yargılanmak üzere kimisi de 5 yıl süresi dolmadığı halde onlar da çıkmış oldu. Bireysel Başvuru hakkını biz getirdik. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu karar ile yerel mahkemenin önünü açmış oldu. Tahliye kararını yerel mahkeme verdi, işin aslı budur. (20 Mart 2014)
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025