Eser KARAKAŞ
Hem iç, hem dış politikada reel politika, pragmatizm, ilkesizlik ve oportünizm kavramları ve bu kavramların uygulamaya yansımaları arasında aslında çok sıkı ilişkiler var.
Akademya, reel politika ve pragmatizm aslında kabul edilebilir kavramlar gibi duruyorlar. İlkesizlik ve oportünizm pek öyle değil ama. Bu kavramları politikaya yansıtanlar bazen öyle şeyler yapıyorlar ki, reel politika dedikleri damardan ilkesizlik, pragmatizm dedikleri de dibine kadar yine ilkesizlik, rant kollama olabiliyor.
Tabii bu kavramların bu kadar iç içe geçmiş olmalarının (aslında her devlet için büyük talihsizliktir bu durum) temel nedeni, bu kavramları sözde politikalara yansıtanların kabul edilmesi olanaksız. Çapsızlıkları, niteliksizlikleri; şimdi kullandığım bu iki hiç hoş olmayan özellik aslında fıtri, doğuştan gelen özellikler, bu fıtri özelliklere bir de ciddi ahlaki sapmalar, siyasi, ekonomik rant kollama güdüleri, çok kötü, hatta berbat eğitim süreçleri ilave olunca karşımıza berbat bir siyasi manzara çıkıyor. Ama işin en özünde kanımca hep çapsızlıklar yatıyor. Bizde iç ve dış siyasete yön verenlerin bir Obama, bir Kissenger olmadıkları çok açık.
Her siyasi iktidarın hem iç hem de dış politikada, aslında bu ikisi de aynı düşünsel akımın kolları, bir sabitesi olması lazım, bu sabitenin daima 12 çarpı 12 eşittir 144 olması şart değil, bir dizi nedenden bazen 134 bazen de 154 olabilir, bu sapmalar pozisyonun bir sabite olduğu gerçeğini değiştirmez ama 12 x 12 bazen 14 bazen de 564 ederse işte o zaman reel politika ilkesizliğe, pragmatizm oportünizme dönüşüyor.
Peki bu sapmanın sınırı nedir, bence bu sınırları mantık, hakkaniyet ve sabite saptarken sizin politik ahlakınız, ahlaklı esnekliğiniz belirliyor.
Son günlerde yaşanan Rusya ve Başkan Putin ile ilişkileri bir gözünüzün önüne getirin, bu ilişkinin son senelerdeki yalpalamaların hiçbir siyasi manevra ya da strateji ile açıklanabilecek bir yanı yok, olamaz. Sadece reel politika, pragmatizm ve ulusal çıkar bahanesine saklanan oportünizm, ilkesizlik ve ister siyasi, ister bürokratik, ister danışmanlık kisvesi altına saklanan büyük çapsızlıklar.
S-400 satın alma çok yanlış bir karar idi, hangi çapsız ekip bu kararı aldı bilemiyorum ama bugün gelinen nokta bu kararın sahipleri hakkında zaten yeterli done sunuyor bize, bir NATO üyesi devlet için bu çok önemli bir karardı, anlaşılan önü arkası hiç hesaplanmayan bir karar imiş, bu para ödenirken dönen komisyonları, retrokomisyonları hiç bilmiyorum bile.
Suudi Arabistan orada, işte Halep işte arşın ya da “işte Riyad işte arşın”, Erdoğan “gösteririz ama vermeyiz” dedi, sonra hem gösterdi hem verdi ama bizlere bu verme hikayesini, gerekçesini hiç anlatmadı.
Bir ülkenin kendi egemenlik bölgesinde açıkça işlenmiş bir cinayetin üzerine gidememesi “gösteririm ama vermem” den sessizliğe gelmesi işin içinde kendi topraklarınızda işlenmiş bir cinayet varsa Amerikan anayasa hukukundaki “political question doctrine”e (bu iş mahkemenin değil siyasetin işidir) gönderme yapmak söz konusu olmamalıdır; dikkatinize sunarım, Rahip Branson ya da türkiyeli-alman gazeteci gencin apar topar ülkelerine gönderilmelerini eleştirmiyorum ama Kaşıkçı işi bir cinayettir.
Sabitesi olmayan AKP ve Erdoğan için durum gerçekten çok trajiktir, “üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünden” Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamamaya gelmek gerçek bir kurumsal ve bireysel trajedidir, bu durumu pragmatizmle, reel politika ile açıklamak anlamsızdır, ortada bir devlet başarısızlığı vardır sadece.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah-al Sissi ile ilişkilerde yaşanan zikzaklar nasıl açıklanacaktır?
Muhtemelen tek açıklama yine kurumsal ve bireysel çapsızlık olacaktır, ciddiye alınacak bir kadronun Mısır gibi Ortadoğu’nun en önemli Arap Devletinin Cumhurbaşkanı ile ilişkilerde biraz daha temkinli davranmasını, atıp tutarken çok küçük çaplı çıkarları değil de orta vadeyi düşünmesini Türkiye’yi yöneten kadrolardan beklemek çok mu zordur, zor mu bilemem ama gerçekçi değilmiş anlaşılan.
Türkiye’nin AKP döneminde AB ilişkilerini bir gözünüzün önünden geçirin. Erdoğan’ın çok sevdiği ifadeyle “nereden nereye” adeta. Bu nereden neredeliği öyle pragmatizm ile, ulusal çıkar kollama ile açıklamak pek mümkün değildir, ortada bir açık ilkesizlik, konulara hakim olamama ama en önemlisi kamu alımları dosyasında olduğu gibi sıradan bir rant kollama meselesi vardır.
Siyaset yaparken bir sabiteye sahip olamamak çok sorunlu bir durum; bir sabite şart, tercihen de sabite olarak “evrensel hukuk prensiplerini” alarak siyaset yapmak refah, özgürlük ve güvenliğin ön şartı.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTDüzcelinin D-100 Karayolu’nda “Hız”la İmtihanı.. 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a uzanan iktidarın mahcup eli; Fatih Altaylı’ya inen Adaletin tahta kılıcı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBoğulma nasıl anlatılır? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUPapa geldi diye esas şu konuyu tartışsak ya… 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTürkiye bilimin neresinde? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYKürt Sorununu Kavrayamayanlar Barışı da Kavrayamazlar 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025