Fehmi KORU
İsrail’in İran’a karşı başlattığı savaş bütün hızıyla devam ediyor. İki ülke üzerine de bombalar yağıyor; iki ülkede de insanlar ölüyor. İki ülkede de yaşanan ölümlü ortam paniğe sebep oluyor. İki ülkede de tehlikeye maruz bölgelerden kaçış yaşanıyor…
Savaşın sınırında bir ülkedeyiz ve gelişmeleri tedirginlikle izliyoruz.
En yaygın tedirginlik kaynağı, kendisini bir savaş makinasına dönüştüren İsrail’in muhtemel hedefinde ülkemizin de bulunduğu görüşü…
İktidarın küçük ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli bu görüşte. Son zamanlarda daha dikkatli bir dil kullansalar da, AK Parti sözcülerinin ve partiyi temsil eden yorumcuların kanaatinin de, İsrail’in hedefleri arasında Türkiye’nin bulunduğu yönünde olduğu anlaşılıyor.
Kimi, bu kanaatini, Tevrat’ta ‘‘Nil’den Fırat’a’’ diye İsrailoğullarına vaat olarak tanımlanmış coğrafyanın en geniş bölümünde ülkemizin bulunmasına dayandırıyor…
‘‘Mısır’dan Karadeniz kıyılarına uzanan geniş coğrafyayı nasıl olacak da kendi ülke sınırları haline getirecek İsrail?’’ sorusunu sormak yerine, ara ara İsrailli politikacıların da aynı tanıma sığınması hatırlatılıp korku iyice yaygınlaştırılıyor.
Aradaki ülkeleri bir tarafa bırakalım ve o coğrafyanın sınırlarını teşkil eden iki ülkeye yoğunlaşalım: Türkiye’nin nüfusu 86 milyon. Mısır’ın nüfusu 115 milyon…
Peki İsrail’in nüfusu kaç? Sadece 9 milyon 700 bin; bunun 2 milyon 48 binini İsrail’in Arap kökenli vatandaşları oluşturuyor.
Çoğunluğu İsrail ve ABD’de yaşayan Musevi dini mensuplarının bütün dünyadaki sayısının 15 milyonu bulmadığı, ABD’li araştırma kurumu PEW tarafından geçtiğimiz hafta duyuruldu. Dünya nüfusunun binde ikisinden (% 0.2) bile daha az Musevi sayısı.
100. yıldönümü olan 2048’de İsrail nüfusunun 17 milyona ulaşacağı tahmininde bulunuluyor. İsrail içerisindeki Arap nüfusu da 4 milyon olacak. İşgal altında tuttuğu ve vatandaşlık vermediği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te (3.1 milyon) ve Gazze’de (2.2 milyon) Filistinli yaşıyor. İsrail, Araplar çoğunluğa ulaşır korkusuyla, Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlileri başka ülkelere yollamak istiyor…
Buradan çıkan sonuç şu: İsrail’deki (6.8 milyon), ABD’deki (5.7 milyon), Fransa’daki (460 bin), Kanada’daki (350 bin), İngiltere’deki (300 bin), Arjantin’deki (170 bin), Rusya’daki /120 bin), Almanya’daki (120 bin), Avustralya’daki (110 bin) ve Brezilya’daki (90 bin) ve diğer ülkelerdeki çok daha az sayıyı teşkil edenleri hesaba kattığımızda elde edilen 15 milyona varmayan Musevi nüfus gerçeği ile ‘‘Nil’den Fırat’a uzanan büyük İsrail’’ iddiası arasında uyumsuzluk var.
Eğer İsrail’in ulusal stratejisi ‘‘Nil’den Fırat’a’’ olarak özetlenen Tevrat’ın öngördüğü alanı kapsıyorsa, o coğrafyayı İsrailoğullarının günümüzdeki temsilcileri olan Museviler ile egemenlik sınırları içinde tutmak mümkün olamaz.
Tevrat’ın öngörüsünü bir tarafa bırakıp İsrail ve niyetleri konusunda gerçek hayata gözlerimizi çevirmeliyiz.
İsrail’in ulusal stratejisi ‘güç ile etrafa korku salma’ üzerine oturuyor. Kendisine yönelik tehditleri ortadan kaldırmak için her yola başvurmaktan çekinmeyen bir ülke İsrail. 1948 yılında kurulduğunu dünyaya ilan ettiğinde, savaşı da göze alarak varlığını yok etmeye hazır dört Arap ülkesini karşısında bulmuştu : Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak…
Sonraki 1967 ve 1973 tarihli iki Arap-İsrail savaşına Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas, Cezayir ve Libya da destek verdi.
Petrol sayesinde zenginleşen Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn gibi Körfez ülkeleri de, İsrail karşıtı cepheye servetleriyle katkıda bulundular.
Buna karşılık, Şah zamanında İsrail’in yakın dayanışma içerisinde bulunduğu, savaşlarda destekçisi olmuş İran, 1979 ‘İslam devrimi’ sonrasında, kendisiyle birlikte hareket eden radikal örgütleri de kullanarak, İsrail’e en ciddi tehdit haline dönüştü.
Kuruluşu üzerinden 75 yıl geçtikten sonra İsrail açısından bugünkü tablo ne?
Mısır ve Ürdün ile barış antlaşması var. Körfez ülkeleri ile ‘İbrahim Mutabakatı’ imzalandı.
Irak, Suriye, Libya, Tunus iç-çalkantılara maruz kaldılar ve İsrail karşısında ciddi birer askeri tehdit olmaktan çıktılar.
Geriye ne kaldı?
Evet, İran kaldı… İran, yalnız başına…
Olan bitenin nüfusla doğrudan bir ilgisi yok; her şey İsrail’in bölgede tek güç haline dönüşme niyetiyle ilgili.
Nil’den Fırat’a uzanan coğrafyaya bu gözle bakıyor olmalı İsrail…
İktidar sözcüleri şunu kast ediyorlarsa haklılar: Türkiye ile güç mücadelesine girişmesi kaçınılmaz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025