Fehmi KORU
Dikkat ediyorum da, Reina’da hayatını kaybedenlerin insanlar içinde bıraktığı boşluğun her felâketten sonra yaşanandan daha derin olduğunu fark ediyorum.
Nedense, son terör olayı daha fazla etkiledi çevremdeki insanları…
Birbiri ardına gelenlerin sonuncusu olduğu için midir?
Yoksa mekân olarak seçilen yer ile eylem zamanının hepimiz üzerinde varoluşsal bir değerlendirme yapma ihtiyacı doğurması sebebiyle midir?
Veya ardından kopan tartışmalar, hiç değilse bazılarının buna katkısı, aynı ülkede ama farklı boyutlarda ömürler sürdürdüğümüzü ilk kez bu denli açık bir biçimde gösterdiğinden midir?
Galiba hepsi.

Pakistan tartışması…
Çıkmaz bir yola girildiği izlenimi bir karabasan gibi üzerime abanıyor…
“Türkiye, bildiğimiz, her şeyiyle sevdiğimiz, üzerine titizlendiğimiz Türkiye olmaktan çıkıyor” hissine kapılmamak elde değil…
Bizim Harun, damadım, ABD’de geçirdiği öğrenim yıllarında yolunun kesiştiği başka ülkelerden Müslüman gençlerin Türkiye hayranlığını her fırsatta tekrarlar…
Çoğu kez böyle bir moral takviyesine ihtiyacımız olur çünkü.
Dün Twitter’a “Türkiye” yazdığında karşısına çıkan bir tespiti buruk bir ifadeyle aktarırken içindeki hayal kırıklığını sezdirmemeye çalışıyordu Harun.
Gazeteci olduğunu öğrendiğimiz Murtaza Hussain yeni yılın ilk günü, Reina eylemini öğrenir öğrenmez, 140 karakterlik sınırlı alanda şu kitaplar dolduracak tespiti yapmış:
“Yıllarca Pakistan Türkiye gibi olmak istedi.. sonunda Türkiye’nin daha çok Pakistan’a benzediğini görmek üzücü.. Köşeyi almak biraz zaman alacak…”
Türkiye’ye benzemek için çaba gösteren onlarca ülke vardı ve Türkiye herbirinin “Ben de başarabilirim” hislerini ayağa kaldırabiliyordu…
Aynı Türkiye bugün çok farklı bir görüntüde…
Murtaza Hussain’den de esinlenmiş olabilir, İngiliz Telegraph gazetesi, dün aynı benzetmeyi sayfalarına taşımıştı.
Okuyalım:
“Bir zamanlar Pakistan için model olarak gösterilen Türkiye, bugün onun izinden gidiyor. Şiddetin tırmandığı kriz dönemlerinde insanlar sorunları çözebilecek güçlü bir lider arar. Peki ya zaten güçlü bir lider iktidardayken ülke terörizmin yarattığı kaosun içindeyse? Hırslı yönetim, tehditleri besledi.”
Haydi burada biraz duralım ve üzerinde düşünelim…
Hükümet ne diyor?
Ülkemiz son üç hafta içerisinde dört büyük terör eylemiyle karşı karşıya kaldı: İstanbul Beşiktaş (11 Aralık 2016).. Kayseri (18 Aralık).. Ankara (19 Aralık).. ve son olarak İstanbul Reina (1 Ocak 2017)..
Canımızdan birer parça koparan eylemlerdi bunlar…
Görevi, ülkemizi terör yapılamaz bir ülke halinde tutmak olan hükümet, her eylemden sonra, sertlik dozu giderek artan açıklamalarla yüreğimizin yağını alma çabası sergiledi.
Reina saldırısı sonrasında, hükümet adına açıklama her zamanki gibi Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan geldi.
En çarpıcı bölümü şu açıklamasının:
“Şu mesajı (teröristler) vermek istiyorlar: 2017’de Türkiye’nin başına bela olmaya devam edeceğiz. Biz de onlara diyoruz ki: 2017’de inlerinize girmeye devam edeceğiz. Hepsine diz çöktüreceğiz.”
Açıklamanın.. üç hafta içerisinde ülkeyi sarsan dört büyük terör eylemine muhatap olmuş.. yeni yolcu ettiğimiz 2016 yılını dünyanın terörde en fazla insanını kaybetmiş ülkesi olarak kapatmış Türkiye’de.. 39 kişinin kaybı arkasından yapıldığını unutmayalım…
Hükümet adına verilen mesajda ‘terörist’ muhatap için ‘çoğul’ ifadeler kullanıldığına da dikkat çekmek isterim…
“İnlerinize” deniliyor… “Hepsine” diye devam ediliyor…
Doğru olan da bu; Türkiye’nin başına belâ olan birden fazla terör örgütü var çünkü…
Türkiye kaç düşmana karşı savaşıyor…
Acaba geçmişte veya şimdi.. Türkiye gibi.. birden fazla terör örgütünün hedefi olmuş başka bir ülke var mı?
Batı ülkelerinin neredeyse hepsi, modern tarihlerinde çeşitli kisvelere bürünmüş terör örgütlerinin kanlı eylemlerine muhatap olmuşlardır. Almanya’da RAF… İtalya’da Kızıl Tugaylar… Fransa’da Action Directe (AD)… İngiltere’de IRA… İspanya’da ETA…
Unuttuklarımı sizler eklersiniz.
Hiçbiri, amaçları, emelleri ve yöntemleri birbirinden farklı birden fazla örgütün eylemlerine muhatap olmadı.
Türkiye ise hem PKK’ya.. hem IŞİD’e.. hem şimdilerde kafasını uzattığı fark edilen Nusra’ya muhatap… DHKP türü ara sıra varlığını hatırlatmaya çalışan gruplar da bulunuyor…
Bir de tabii ‘olağan şüpheli’ FETÖ var…
Numan Kurtulmuş’un “Hepsine diz çöktüreceğiz” dediği örgütler…
Çok değil mi bu kadarı?

Yine Harun’du sanıyorum, Benjamin Franklin’in şu sözünü hatırlatan:
“Ben” demiş ABD’nin kurucu babalarından Franklin, “Düşmanlarımı dostum haline dönüştürerek yendim…”
Elbette terör örgütünden dostluk beklenmez, ama bu kadar çok sayıda düşmana sahip olanın, ‘hepsini birden dize getirme’ iddiası yerine, en zorlusundan ve âcilinden başlayarak düşmanlarının üzerine gitmesi daha makul değil midir?
Kimini yok etmeye.. kimini pasifize hale getirmeye.. kimini yanına çekmeye.. çalışarak?
Bunları söylemesine söylüyorum, ama yapılabileceğinden emin değilim…
Makuliyetin kaybolduğu.. intikamcı hislerin ortalığı esir aldığı.. göze batma çabaları yüzünden insanların kimliklerini portmantoda bıraktığı.. bir ortam var ülkemizde…
Önce bu durumu tersine çevirmemiz gerekiyor.
Hükümet üyelerinin, en başta Numan Kurtulmuş’un, düşünmeye fırsatları olsa, benden daha ileri – daha yararlı fikirler ve çözümler üreteceklerinden eminim.
Biraz geriye çekilip şu “Pakistan’a benzemek” konusu üzerinde kafa patlatsalar iyi olacak.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025