Fehmi KORU
Seçimin ne zaman yapılacağı önemli mi?
Aslına bakılırsa kâğıt üzerinde önemsiz gözükür seçimin zamanı; oysa zamanlama her konuda olduğu gibi seçimlerde de hayati önemdedir. Bugün yapılacak bir seçimle bir yıl veya birkaç yıl sonra yapılacak seçimlerde alınabilecek sonuçlar arasında fark olur.
İnanmayan, her ay muntazaman kamuoyu yoklaması kotaran güvenilir şirketlerin yöneticilerine sorsun; alacağı cevap inanmamaya hazır kuşkucuyu şaşırtacaktır.
Bundan bir asır sonraki seçimin zamanı şimdiden belli ülkeler vardır; ABD gibi… “Her dört yılda bir Kasım ayının ilk Pazartesini takip eden Salı günü” diye tanımlanmıştır seçim tarihi ABD’de ve hiç aksatmadan, asla değiştirilmeden 1800’lü yıllardan beri sürekli uygulanır.
Bizde durum farklı. Hükümetler önceden kararlaştırılmış tarihleri, çıkarları gerektirdiğinde, değiştirmekten geri durmazlar.
MHP lideri isterse.. olur..
AK Parti’yi iktidara taşıyan 2002 seçimi sözgelimi; DSP-ANAP ve MHP’den oluşan üçlü koalisyon, seçimin normal zamanına bir yıldan fazla bir zaman bulunduğu halde tarihi öne çekmiş, 3 Kasım 2002’de yapılan seçim yeni bir dönemin kapılarını aralamıştı.
O seçimin tarihinin erkene çekilmesini koalisyon ortaklarından MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’ye borçluyuz.
Henüz seçim sözcüğü kimse tarafından telaffuz edilmezken, MHP lideri Bahçeli, “Erken seçime gidilmeli” diye ortaya atılmış, ‘3 Kasım’ tarihini de ilk günden yine kendisi belirlemişti.
Davranışının nedeni bugün bile bilinmiyor.
Bugün de AK Partililer, “Bize kalsa seçimi zamanında yapacağız ama..” diyor ve cümlelerini “Ya Devlet Bahçeli partisinden ayrılanların da katılacağı yeni bir oluşumun lideri olacağı anlaşılan Meral Akşener yeterince palazlanmadan ‘erken seçim’ derse” ihtimalini dillendirerek tamamlıyorlarmış…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı seçimi zamanında yapma kararlılığından döndürecek en önemli unsur buymuş…
“Bu devletin yerine yeni bir devlet kuruyoruz” açıklamasına gelen tepkilere fazla kulak asmayan AK Parti yönetimi, görüş sahibini dışlama ihtiyacını, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sert çıkışı üzerine duymuştu.
Anlaşılan, Bahçeli şimdi de partisinin çıkarı için ‘erken seçim’ isterse AK Parti de “Hadi seçime gidelim” demek zorunda kalabilir.
Küçük bir ihtimal olarak bunu bugün Abdülkadir Selvi AK Parti çevresiyle görüştükten sonra yazdı. Yazısının başlığı şu: “2018’de seçim mümkün mü?”
15 yıl önce “Erken seçim” diye ortaya atılıp tarihini bir yıl öne aldırdığında, Devlet Bahçeli, partisinin sandıkta eridiği ve yüzde 10 barajına takıldığı için Meclis’te temsil edilemez duruma düştüğünü görmüştü. Bu defa aynı talebi seslendirmeden önce bayağı düşünecektir.
Neden 2019’a kalmaz?
MHP istemese bile AK Parti’nin kendisinin genel seçimi 2019’a bırakmayacağı kanaatindeyim.
Dün bazı gerekçelerini uzun uzadıya yazdım; merak eden o yazıma göz atabilir. Hükümet içeride ve dışarıda sıkışabileceği bir sürece girdi; ekonomide henüz alarm zilleri çalmıyor, ancak 2019’a varmadan zillerin sesini duyabiliriz.
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimden aylar önce yerel yönetimler için sandık başına gidilecek.16 Nisan referandumunda seçmenlerinin elleri ‘Evet’ oyu vermeye gitmeyen üç büyük kenti AK Parti’nin kaybetme ihtimali korkutucu; İzmir’e ek olarak İstanbul ve Ankara’nın da kaybedilmesi genel seçimi de cumhurbaşkanlığı seçimini de AK Parti için olumsuz etkileyebilir.
Hükümetin özellikle ekonomik alanda aldığı veya almaktan kaçındığı kararlar iyi incelendiğinde, fazla uzak olmayan bir geçmişte seçim olabileceğinin kokusu alınabiliyor.
Abdülkadir Selvi yazısının sonunda “Erdoğan’ın seçimlerin 2019 yılında olacağı taahhüdüne inananlardanım” kanaatini yazmış. Cumhurbaşkanı şimdiye kadar hep zamanında seçimden yana olmuş; AK Parti 2018’i ‘icraat yılı’ ilân etmiş; referandumdan ‘Evet’ oyları yüzde 55 veya üzerinde çıksaymış başkaymış ama…
Benim hesabım daha değişik. Bakalım hangi hesap doğru çıkacak…
Akif Beki’ye çağrımdır
Akif Beki de benim gibi ‘medeni ölüler’ arasına karıştı.
Devlet sözcüğünü büyük harflerle yazanlar medyada kimlerin kalıp kimlerin kalamayacağına da karar veriyorlar.
Ben meselâ ‘orta zekâlı’ olduğum ve muhafazakarları kendileri kadar iyi temsil edemediğim için yazamaz hale gelmişim.
Pardon, ‘medeni ölü’ olmuşum.
Artık gazetelerde yazamaz hale gelmiş kimler varsa hepsi için bu sıfat kullanılıyor: Medeni ölü…
Hürriyet iyi bir okuyucu kitlesi bulunduğu bilinen Akif Beki ile yollarını ayırmaya hangi gerekçeyle karar verdi, bilmiyorum. Genel yayın yönetmeninin kuru bir “Artık sizinle birlikte olamayacağız” mesajını ilettiği anlaşılıyor.
Ortalıkta ‘üstün zekalı’ yazarlardan ve televizyon yorumcularından geçilmiyor artık.
Ne yapalım, bu da böyle bir dönem işte.
Geçmiş olsun Akif Beki. Sana yazdıracak gazete umarım çıkar; ama çıkmazsa aramızda her zaman yerin olduğunu biliyorsun.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025