Fehmi KORU
Birkaç gündür çeşitli köşelerde 28 Şubat değerlendirmeleri yapılıyor; yazıları okuyorsunuz, ben de okuyorum. Kimi yazar o dönemde yaşananları küçümseme eğiliminde, “Ne olmuş yani” havasını alıyorsunuz yazılarından… Kimi de, o günlerin intikamını yargı eliyle almak için kalemini kılıç gibi kullanıyor.
Aslında herkesin üzerinde alnını çatlatırcasına düşünmesi bugün de gereken bir dönemdi 28 Şubat…
O dönemi ülkeye yaşatanlar, eserlerinin ‘bin yıl’süreceği iddiasındaydılar ve bundan çok emin görünüyorlardı. Daha da önemlisi, dönemin mazlum ve mağdurları da -hiç değilse önemli bir bölümü- kendi hayat serüvenleri içerisinde o karanlık günlerin sona ermeyeceği karamsarlığındaydılar…
Ne kadar sürdü 28 Şubat?
Hiçbir dönem ilanihaye sürmez. Hz. Yusuf’un hayat çizgisinde Mısır’da yedi yıl kıtlık yedi yıl da bolluk dönemleri yaşandığı bilinir. Dönemler öyle veya böyle sınırlı periyotlara bağlıdır. Kimi yedi yıl sürer, kimi biraz daha fazla; ama mutlaka her dönemin bir sonu vardır.
Bolluk döneminin de kıtlık döneminin de…
Parlak dönemin de, karanlık dönemin de…
Yeşil Kitap aslında kara kitaptı
Geçen hafta, son bir yılın ürünü filmleri değerlendiren Amerikan Film Enstitüsü tarafından düzenlenmiş Oscar törenlerinde, ‘Green Book’ (Yeşil Kitap) adını taşıyan film beş dalda ödüle aday gösterildi, üç önemli dalda ödüller bu filme gitti.
En iyi film, en orijinal senaryo ve en iyi yardımcı oyuncu ödülleri… Kazandığı ödülleri hak eden bir film bu. Başrol oyuncusu Viggo Mortensen de bana göre kaybettiği en iyi oyuncu ödülünü fazlasıyla hak ediyordu.
Film bizdeki 28 Şubat’ı andıran bir dönemle ilgili. ABD’de derisi siyah olanların ayrımcılığa uğradığı dönemle…
Hatırlarsanız, 28 Şubat’ta, dindar kesim kendilerini ABD’deki zencilere benzetiyorlardı; uğradıkları muamele açısından…
İşte ‘Green Book’ o muamelenin en çarpıcı örneklerini ekrana yansıtıyor. Virtuoz bir piyanist, ABD’nin siyah-beyaz ayrımının en azgın biçimde yaşandığı bir bölgesine, yanına bir şoför alarak tura çıkıyor. Önemli nokta şu: Piyanist siyahi, şoförü ise beyaz… Cahil şoföre bütün kapılar, bütün oteller, bütün lokantalar, bütün tuvaletler açık; ancak konser vermesi için siyahi piyanisti davet edenler, onun kendi evlerindeki tuvaleti kullanmasına, yemeğini konser verdiği salonda yemesine müsaade etmiyorlar… Şoförü düzgün otellerde kalırken, piyanist ahırdan bozma otellere mahkum…
Film adını, o dönemde, siyahilerin kalabilecekleri otellerin, kabul edilecekleri lokantaların listesini içeren turizm rehberi bir kitaptan alıyor.
1960’lı yıllarda bile ABD böyleydi, film dönem olarak John F. Kennedy’nin başkan seçildiği 1960 sonrasında geçiyor…
Ancak, aynı ABD’de, bir siyahi (Barack Obama), 40 yıla bile kalmadan, çoğunluğu teşkil eden beyazların da oylarıyla, ülkenin başkanı seçilmeyi başarabildi.
Bugün Amerikalılar o dönemi unutmak istiyorlar. Tıpkı 28 Şubatçıların kendilerini unutturmaya çalışması gibi…
Bizde de 28 Şubat’ın hedef aldığı siyasi kişilik (Tayyip Erdoğan) ve kadro (AK Parti’yi kuranlar) 2002 yılında halkın oyuyla iktidara gelmedi, 2007’de Abdullah Gül, 2014’te Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmedi mi?
Karamsarlık hiç bir dönem için doğru bir psikolojik hal değil.
Zweig ve eşi
İçinizde kitaplarına göz atmış olanlarınız da mutlaka vardır, ama çoğunuzun Stefan Zweig’in‘İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar’ adlı anıt kitabını okuduğunuzu sanıyorum. Okumamış olanlara tavsiye ederim.
Zweig kalemini her alanda kullanmış velüt bir yazardı. Romanlar, fikir eserleri, biyografiler yazdı. Avusturyalı’ydı ve Musevi dinindendi. Adolf Hitler’in Almanya’da iktidarı eline geçirdiği sırada (1934) kendisi gibi olanların başına gelecekleri öngörerek ülkesini terk edip önce İngiltere’ye, oradan da ABD’ye gitti. Almanca konuşanların oluşturduğu bir dağ kasabası olduğunu (Petropolis) öğrenince Arjantin’e göç etti.
Yanına eşini de alarak…
Hitler’in Avrupa’yı kasıp kavurduğunu, ülkelerin birbiri ardına Almanya’nın parçası haline dönüştüğünü izlerken, karı-koca Zweig’ler, hayatlarının en karamsar dönemlerini orada yaşadılar.
Zweig’in o dönemde dostlarına yazdığı mektuplar çektiği iç sıkıntısının derinliğinin tanıklarıdır.
Avrupa’nın geleceğinden umudunu kesmişti Zweig… Hitler’in düşüncesinin ve yaptıklarının ilanihaye devam edeceğini düşünmeye başlamıştı. Etrafındakiler büyük yazarın Avrupa’da yaşananlar yüzünden karalar bağladığını fark ediyorladı.
Sonunda, 1942 yılının Şubat ayında, Petropolis’teki evlerinde, Stefan Zweig ve eşi el ele tutuşmuş halde ölü bulundu. Umutsuzluk onları intihara sürüklemişti.
Ne hazin bir son. İlanihaye devam edecek diye umutsuzluğa düştüler de ne oldu? Çok değil üç yıl sonra, Hitler’in kendisinin intihar ettiğini yazıyor tarihler…
Tarihte ilanihayelik diye bir şey yok sizin anlayacağınız…
Yeşil kaplı turizm rehberi bugün ABD’de müzelik oldu. Hitler tarihin en kara sayfalarındaki yerini aldı. 28 Şubat da bin yıl filan sürmedi.
Oscar ödüllü ‘Green Book’ (Yeşil Kitap) filmini izlemenizi hararetle tavsiye ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025