Fehmi KORU
Refahyol hükümetinin başlangıç aylarıydı. ‘‘İslamcılar iktidara geldi’’ yaygaralarının şaşkınlığa sebep olduğu Batılı ortamlarda sık yapılan uyarı amaçlı toplantılardan birine katılmak üzere yurtdışındaydım. Telefon sokakta yürürken geldi. Başbakanlıktan arandığımı söyleyen biri, beni tanıdık bir sese bağladı.
O ses söze ‘‘Başbakan da yanımda, seninle o konuşmak istiyor’’ diye başladı.
RTÜK üyelikleri için seçim yapılacakmış, Refah Partisi’ne düşen kadro için benim üzerimde mutabakat sağlamışlar.
Başbakan Necmettin Erbakan bu görevi bana ‘‘Hadi hayırlı olsun, o görevde iyi hizmet yapacağınıza inanıyoruz’’ cümlesiyle tebliğ ettikten sonra yine o çok iyi tanıdığım sesle beni muhatap etti.
Şaşırmış, yabancı ülkenin sokak ortasında aldığım teklifi yapan başbakana ne diyeceğimi bilememiştim.
Sesin sahibi değişene kadar geçen birkaç saniye içerisinde ise kesin kararım oluşmuştu.
Abdullah Gül’e neden o görevi kabul edemeyeceğimi birkaç cümleyle anlattım. Meslek hayatımın büyük bölümü kalem kavgalarıyla geçmişti ve ben taraftım; RTÜK gibi medya hakemliği sayılabilecek bir göreve gelecek kişinin medyada tarafı belli biri olmaması gerektiği düşüncesindeydim.
Muhatabımda beliren hayal kırıklığı konuşmayı dinleyen diğer seslere de yansımaktaydı.
Aday adaylığı adaylığımı oracıkta kesin bir dille reddettim.
Refah Partisi adına o seçimde RTÜK’e benim öngördüğüm şarta uygun bir aday gösterildi ve seçildi. Sonraki birkaç dönem daha başka partilerden de aday gösterilerek başarılı görevler yaptı o isim.
Bir tek gün bile kararımın yanlış olduğunu düşünmedim.
TRT’ye yeni kadro vesilesiyle
Konuyu aklıma TRT’e yönetimine yeni atanan isimlerle ilgili başgösteren tartışmalar getirdi. TRT’nin genç genel müdürü İbrahim Eren’in süresi sona ermiş, onun yerine yapılan atamayla birlikte TRT yönetim kurulunun üyeleri de değiştirilmiş.
Sabah göz attığım Cumhuriyet gazetesinde atanan kişilerin AK Parti’ye strateji üreten SETA kurumu ile irtibatını ele alan bir haber vardı. Atananlardan biri halen hükümette üye olan bir bakanın oğlu imiş…
Bu yazıyla, hem yeni genel müdür ile yeni yönetim kurulu üyelerine Erbakan üslubuyla hayırlı hizmetler dileyeyim hem de yıllar önce bana gelen teklife olumsuz cevap vermeme sebep olan düşüncemi kayda geçireyim istedim.
Aynı tornadan çıkmış görüntüsü veren yakınlıklar doğal değildir. Kendisini başka görüşlere kapatmış insanlar, hangi eğilimden olursa olsunlar, bağnazlaşırlar. Akıllı iş insanları üst düzey çalışanlarını kendilerinden farklı özgeçmişe sahip olanlardan seçerler. Pek çok patronun ‘‘Benimle aynı düşüncelere sahip birine neden bir de ücret ödeyeyim’’ dediği bilinir.
Kapalı toplumlar sorun yaratırlar. Toplumlarını kapatmak isteyen liderler de öyle.
Siyasilerin medyada kendi görüşlerine yakın kişileri hakim vaziyette görmeyi arzu etmeleri bize özel bir durum değil; neredeyse evrensel bir olgu bu. ABD’de Donald Trump döneminde siyaset-medya ilişkilerinde yaşananları bütün dünyayla birlikte bizler de izledik. CNN’e düşman oldu Trump, FOX News kanalını tavsiye edip durdu. ABD devletinin dünyaya erişen sesi olan ‘Voice of America’ (VOA) TV-radyo-ajans hizmetlerine kendisine yakın kişileri atadı…
Beyaz Saray’dan FOX kanalına küs olarak ayrıldı Trump.
İktidara yeni gelen Joe Biden VOA kadrosunu tarafsız bilinen isimlerle değiştirdi.
ABD örneğini andıran başka ülkeler de var.
TRT’den gelen teklife de ”Hayır” demiştim
Yaşananlardan yakından izleyenlerin çıkaracağı tek ders şu olabilir: İktidar çizgisinde oluşan medya en fazla iktidarda bulunanlara zarar verir. Yakınlık zaman içerisinde medyayı güvenilemez kılacağı için, oradan beklenilen desteğin fazla bir anlamı kalmaz.
En iyisi, siyasilerin siyaset, medyanın da medya görevlerini kendilerinden beklenen tarzda yerine getirmeleridir.
Bugün ülkemizde medya güvenilmez kurumlar arasında yer alıyor.
Peki ya siyaset o anlamda ne durumda?
İşte bu soruya verilecek cevap siyaset-medya ilişkisinin yanlış zemine oturduğunun sonucuna işaret ediyor.
Onun sebebi farklı, ama benim bir de TRT’den aldığım teklifi kabul etmemişliğim var.
Tunca Toskay’ın genel müdürlüğü döneminde (1984-1988) onun yardımcılığını yapan Mehmet Turan Akköprülü program çeşitlemesine gitme kararlığını yerine getirebilmek amacıyla benimle de görüşmüştü.
Danışmanlık teklifinde bulundu Akköprülü.
Üzülerek kabul etmemiştim. Benim gözüm gazetelerdeydi, devletin kanalında görev almak o kapıyı kapatacağı için teklifine nazikçe olumsuz cevap verdim.
Birlikte aynı teklife muhatap olduğumuz o zamanlar yakınım iki kişi yıllarca kendisine danışmanlık yaptılar.
Fazlaca kuralcı mıyım? Evet galiba öyleyim.
Refahyol iktidarının sonuna yaklaşılan günlerinden bir son örnekle bu anılar tünelini kapatayım.
28 Şubat’a giden süreç medyanın yol göstericiliğinde yaşandı. Hükümetin özellikle Refah kanadına gün göstermeyen bir medya ordusu vardı ve günlerim onlarla kalem kavgalarıyla geçiyordu.
Başbakan Erbakan’ın akşamında basınla buluşacağı gün muhalif bir gazetenin Ankara temsilcisiyle tesadüfen karşılaştım. Ayrılırken ‘‘Nasıl olsa akşam görüşeceğiz’’ cümleme bön bön baktığını görünce onun toplantıya davetli olmadığını anladım. Nitekim akşam Başbakanlık resmi konutuna gittiğimde yalnız ‘bizim basın’ mensuplarının çağrılı olduğunu gördüm.
Sustum mu? Hayır. Bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu verilen ilk fırsatta davet sahibine ifade ettim.
Rahmetli Erbakan’ın söylediklerimden hiç memnun olmadığı yüzünden okunduğu gibi, bana verdiği cevabın şiddetine de yansımıştı.
Ne yapayım, ben böyleyim…
[Davet edilmedi diye başbakanla atışmayı göze aldığım o meslektaş AK Parti dönemine iyi uyum sağladı. Şimdi an ateşli -bazıları çok uzun- savunma ve tanıtım yazılarına o imza atıyor.]
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025