Hakan TAHMAZ
Türkiye’de başkanlık sistemi tartışması uzun süredir devam ediyordu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananların ve bölgesel gelişmelerin ortaya çıkardığı “devletin bekası” sorunu, tartışmayı daha da alevlendirdi. İktidar bloğu, 15 Temmuz darbe girişimini adeta Cumhurbaşkanı Başkanlık Sistemi’ne geçiş için bir fırsata dönüştürdü.
15 yıllık iktidarı süresince darbecileri darbe yapacak konuma ve güce ulaştıran iktidar partisi, darbe girişimini ve ortaya çıkardığı bir dizi sorunu sistem değişikliğinin gerekçesi yaptı. İktidarın, bu tutumu ve yanlış politikaları, Türkiye’nin darbe girişimiyle, bunun ortaya çıkardığı siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal sorunlarla on yıllarca boğuşmak zorunda kaldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Bu durum karşısında iktidara talip olan muhalefet partileri ve cumhurbaşkanı adayları, ortaya çıkan bu sorunları nasıl çözmeyi planlıyorlar ve iktidarın darbe girişimiyle yanlış, eksik bir biçimde yürüttüğü mücadeleye ilişkin ne öneriyorlar?
Seçim bildirgelerindeki bu konudaki tutum ve yaklaşımları hiç de iç açıcı değil. OHAL uygulamalarının yargı denetimine açılmasından ve 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının açığa çıkarılmasında söz ediyorlar. Ancak sorunun önemine denk bir yaklaşımdan söz konusu değil. Büyük ölçüde belirsizlik var.
Darbe girişiminin ve sonuçlarının toplumda yarattığı sorulardan uzak durmak, teğet geçmek muhalefet açısından tutarsızlığa işaret ediyor. Bizzat kendilerinin iddiaları ve eleştirileri bakımından bu böyle.
Örneğin Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, AK Parti hükümetinin 15 Temmuz kalkışması ile yeterince mücadele edemediğini iddia ediyor. Ama Karamollaoğlu’nun bunun için önerdiği veya vadettiği hiçbir şey yok.
İki yıldır aynı eleştirileri yapan, hatta daha ileri giderek iktidar partisini bazı darbecileri korumakla suçlayan ve devlet kurumlarının çökertildiğini iddia eden CHP ne öneriyor? Koskocaman bir hiç. TBMM Darbe Komisyonu Raporu’ndaki şerhini dahi unutmuş gözüküyor. Seçim bildirisinde darbe girişimine ve Fethullah Gülen hareketine ilişkin ciddi bir değerlendirmenin olmaması hayra alamet değil.
Kürt siyasi hareketine karşı yapılan siyasi kırım operasyonlarının alt yapısının oluşturulmasında, yönlendirilmesinde Fethullah Gülen hareketinin mensuplarının çok önemli rol oynadıklarına dair iddiayı senelerdir gündeme taşıyanlar bizzat bu hareketin mensupları. Darbe, Ergenekon soruşturmalarında bunların kimlerin eliyle yapıldığı açık. Ancak bunları muhalefet partilerinin gündeme getirmemesi tesadüf olamaz.
Daha iki hafta önce KCK Diyarbakır davasında 86 Kürt siyasetçisinin cezaları onandı. Dava dosyasının hukuksuz toplanmış, uydurma delillerle Fethullah Gülen hareketi elemanları polis, savcı ve hakimlerin üretimi olduğunu dünya âlem biliyor. Bunları es geçenlerin tutarlı bir biçimde adaletten, hukuktan ve bağımsız yargıdan söz etmeleri mümkün olamaz. Tutarlı olabilir. Tutuklu HDP milletvekillerin tamamının soruşturmasının bizzat bu yapı eliyle yürütülmüş olmasının üstünün örtülmesi veya görülmesi muhalefetin inandırıcı olmasını engelliyor. Darbeyi tezgahlayanların çözüm sürecini akamete uğratmak için yoğun çaba göstermelerini gizleyenler demokrat olabilir mi?
Muhalefet gerçek darbecilerin adil yargılanmalarından ve cezalandırılmalarından yana mı, Suçluyla, hukuksuz tutuklananların, suçsuzların ayrıştırılmasından yana mı? Darbecilerin yargılanmalarının da 28 Şubat, Ergenekon ve Balyoz davalarına benzemesini nasıl önleyecek?
Bütün bunlar, sandık kaygısıyla yapılan tercihler mi yoksa temel prensiplerde farklılaşma mı yaşanıyor tam belli değil. Kesin olan ise böylesi bir siyasetle Türkiye’nin normalleşmesinin fazlaca zor olacağıdır.
Hakan Tahmaz
(www.hakantahmaz.com)
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
23.12.2025
18.12.2025
12.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
25.11.2025
20.11.2025
14.11.2025