Hasan CEMAL
Beyrut’tan, bölgenin aynasından
Gördüğün kadar biraz da okuyabilirsen ‘Beyrut aynası’nı, 2013 yılının tüm Ortadoğu’ya,Arap alemine hiç de iyilikler getirmeyeceğini söyleyebilirsin. Bölgeyi, halen yaşanmakta olan altüst oluşlardan çok daha korkunç kabusların beklediğini öngörebilirsin.
Hasan Cemal Beyrut'ta, Şatila Filistin Mü¨lteci Kampı’nda Yasser Arafat'la baş başa. Fotogˆraf: Berna Bora
BEYRUT
Boşuna ‘bölgenin aynası’dır dememişler Beyrut için... Ben de birkaç gün baktım o aynaya, görmeye çalıştım.
Kimleri mi gördüm?
Neler mi geçti gözümün önünden?
Cemal vardı aynada.
‘One minute Erdoğan’ı sık sık gördüm.
İstanbul vardı. Muhteşem Yüzyıl eksik değildi.
Ama en çok Suriye vardı.
Irak’la İran da tabii. Elbette Amerika ve Rusya da.
Şiiler, Lübnan’da devlet içinde devlet olan Hizbullah, Sünniler, Filistinliler, İsrail’in acımasız tavrıyla barış umudu iyiden iyiye sönmekte olan Filistin sorunu, Aleviler, ılımlısıyla radikaliyle İslamcılar, Hıristiyanlar, Dürziler, Kürtler...
Hepsi vardı Beyrut aynasında. Bu aynaya şöyle bir bakınca, yaşanan fazla yoğun tarihin burada insanları nasıl yorduğunu da görebiliyorsun.
Biraz da okuyabilirsen bu aynayı, 2013 yılının tüm Ortadoğu’ya, Arap alemine hiç de iyilikler getirmeyeceğini söyleyebilirsin. Bölgeyi, halen yaşanmakta olan altüst oluşlardan çok daha korkunç kabusların beklediğini öngörebilirsin.
Beyrut aynası böyle diyor.
Ama ben önce yine Cemal’le ‘one minute Erdoğan’dan başlayayım.
Bir Kürt olan Cemal’in ailesi Mardinli, Adana üzerinden Lübnan’a göç etmiş. Cemal Beyrut’ta doğmuş. İç Savaş sırasında annesi Cemal’i alıp Adana’ya dönmüş. Türkçeyi böyle öğrenmiş Cemal. Şimdi şoförlük yapıyor Beyrut’ta. Havalimanında arabasına binerken bana dedi ki:
“Hasan Abi seni Kürtler kitabından tanıyorum. Erdoğan ne yapacak Kürt meselesinde? Suriye’de ne olacak?”
Erdoğan’ın lakabı Beyrut’ta daha çok one minute Erdoğan diye geçiyor. ‘Arap sokağı’ndaki popülaritesinin devam ettiği anlaşılıyor. Ama Beyrut elitinde farklı bakış açıları da var. Önde gelen televizyon yorumcularında biri şöyle dedi:
“Erdoğan’ın reytingi eskisi gibi değil, düşmeye başladı. Söyledikleri başlangıçta heyecan uyandırdı ama sonrası gelmedi. Özellikle Suriye konusunda daha çok beklenti uyandırmıştı. Sözle eylem meselesi yani...”
Öte yandan Türkiye’nin ekonomik performansı ilgi ve övgü konusu. Turizmle yakında ilgili bir siyasetçi şöyle dedi:
“Yılbaşı için 2 bin kişi Türkiye’den gelmiş Beyrut’a. Bu çok önemli. Suriye yüzünden turizm büyük bir darbe yemiş durumda. Suudi Arabistan, Katar, Körfez ülkeleri Lübnan’ı da tehlikeli bölge ilan ettiler. Bıçak gibi kesildi turist akımı...”
İstanbul ve Muhteşem Yüzyıl Beyrut elitinin dilinden düşmüyor. İstanbul’un her geçen yıl bir başka türlü çekici hale geldiğini, her fırsatta tatil için İstanbul’a gittiklerini söylüyorlar.
Erdoğan’ın Muhteşem Yüzyıl eleştirisini paylaşmadıklarını belirten bir işadamı, bunun Erdoğan’ın otoriterleşme yolundaki bir işaret olarak görüldüğünü söyledi.
Beyrut’un aynasında Erdoğan ve demokrasi eksik değil. Bu mesele hem Türkiye’de istikrar, hem de Arap alemine model açısından önemseniyor.
Lübnan hükümetinin Hıristiyan bir üyesi şöyle dedi:
“İslamcılık yükselişte. Irak’tan 1 milyon Hıristiyan göç etmek zorunda kaldı. Mısır’da olanlara bakın. Suriye’de de Esad sonrası parlak gözükmüyor; bir söz var her tarafta, Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Lübnan’a diye, (Kasım ayında Celal Talabani de bana bunu söylemişti). Erdoğan da pek öyle güven vermiyor. Galiba onun demokrasi anlayışı da tramvay anlayışı gibi, yani kendi durağına gelince inmek...”
Beyrut öyle bir yer.
Etnik, dinsel, mezhepsel kimlikler, daha sohbetler örülürken kendini hemen ele veriyor. Ya alınan tavra göre kendiliğinden ya da soruya cevap olarak kimin ne olduğu anlaşılıyor.
Örneğin, Şii Hizbullah’tan yana çıkan Lübnanlı işadamı Hıristiyan’dı. Uzun yıllardır Beyrut’ta yaşayan Ortadoğu uzmanı İngiliz gazeteci ve yazar Robert Fisk’i ‘Suriye Devrimi’ne karşı Esad rejiminin yanında yer almakla suçlayan tarihçi, Suriyeli bir Sünni’ydi.
Merak edip sordum Lübnanlı bir işadamına Şii mi, Sünni mi, Hıristiyan mı, Arap mı, Filistinli mi diye sordum. Güldü, elini şöyle bir sallayarak cevap verdi:
“Sünnetliyim!”
“Yahudi de olabilirsin.”
“Daha önce Brezilya pasaportum vardı. Filistinli bir işadamı arkadaşım Brezilya’da tank imal ediyor, Irak’a da satıyordu. Bana Brezilya pasaportu sağlamıştı. Irak Savaşı çıkınca vazgeçtim bu pasaporttan...”
“Şimdi nesin?..”
“Sünniliği de bıraktım Şii’yim!”
“Nası yani?..”
“Sünnilikte kadın-erkek eşit değil miras meselesinde... Oysa Şiilikte eşit... Bizim iki kızımız var. O yüzden gidip Şii oldum. Zor değil Lübnan’da...”
Evet, Beyrut böyle bir yer.
Hep aynı soru Beyrut’ta:
Suriye’de ne olacak?
Yanıtı bilene rastlamadım.
Financial Times’ın yazarı ve yılların Ortadoğu uzmanı David Gardner da bilemiyor. Kendisiyle bir akşam sohbet ederken, 2013’te bölgeyi iyiliklerin beklemediğini söyledi.
Suriye bölünür mü? Alevi devleti kurulabilir mi? Suriye Kürtleri, devletleşmekte olan Irak Kürtleriyle birleşebilir mi?
Veyahut Suriye Lübnanlaşır mı, Iraklaşır mı ya da Somali’deki gibi kendini tam bir cehennem çukurunun içinde bulabilir ve devlet olarak yok olabilir mi?
Sorular azalmıyor, çoğalıyor.
Ve hepsi Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.
Lübnan’ın muteber The Daily Star gazetesi yılsonu başyazısına şu başlığı koymuş:
“Bizi bekleyen kabuslar!”
Beyrut’ta geçirdiğim üç gün, üç yazı böyle.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024