Hasan CEMAL
Kemalizmin duvarları diniyle, inancıyla, mezhebiyle, etnik yapısıyla rengarenk olan bir toplumu, ‘tek tip bir kışla düzeni’ne tabi kılmak için dikilmişti... Türkiye yıllar yılı bu ‘duvarlar’ın arasına sıkışıp kaldı. Nefes almakta güçlük çekti.
AK Parti iktidarının başlangıç dönemi umut vericiydi. ‘Darbe tertipleri’nin üzerine kararlılıkla gidiliyordu, yargıyı hukuk yoluna sokmak için çaba sarf ediyordu, seküler ve demokrat aydınlar ‘duvarlar’ın yıkılması için Erdoğan’a el vermeye başlamışlardı.
Ama yıllar geçtikçe demokrasiye kendi frenini koymaya başlayan bir Erdoğan çıktı sahneye. Kemalizmin demokrasi üzerindeki gölgesi ‘Erdoğan otoriterliği’nin gölgesiyle el değiştirmeye başladı. Yine de ben ‘Çapulcu Kardeşlerim’ sayesinde umutluyum.
Kemalizmin bir zamanlar bu ülkede diktiği ‘duvarlar’ı, bu kez Tayyip Erdoğan kendi elleriyle yükseltmeye başladı.
Acaba farkında mı?..
Kemalizmin duvarları...
Askeri vesayet rejiminin Türkiye’de darbelerle yıllar yılı yükselttiği, sağlamlaştırdığı buduvarlar ne miydi?
Demokrasiye karşı çekilen duvardı.
Özgürlüklere karşı çekilen duvardı.
Farklılıklara karşı çekilen duvardı.
Çoğulculuğa karşı çekilen duvardı.
Hukukun üstünlüğüne karşı çekilen duvardı.
Müslümanlara karşı çekilen duvardı.
İslam’a karşı çekilen duvardı.
‘Örtünme’ye karşı çekilen duvardı.
‘Başörtüsü’ne karşı çekilen duvardı.
Kürtlere karşı çekilen duvardı.
Alevilere karşı çekilen duvardı.
Doğu’ya karşı çekilen duvardı.
Müslüman olmayanlara karşı çekilen duvardı.
‘Tarih’e karşı çekilen duvardı.
Gerçek üniversitelere karşı çekilen duvardı.
Beyaz Türkiye - Siyah Türkiye diye çekilen duvardı.
Kemalist Türkiye - İslamcı Türkiye diye çekilen duvardı.
Seçkinler - Garibanlar diye çekilen duvardı.
Dost - Düşman paranoyasıyla çekilen duvardı.
Duvarların ağır faturası...
Türkiye yıllar yılı bu ‘duvarlar’ın arasında sıkışıp kaldı. Nefes almakta güçlük çekti. Hastalıklı bir ruh hali edindi, büyüyemedi. Bir türlü kıramadığı bir kısır döngüde kıvranarak, bunalarak büyük acılar çekti.
Diniyle, inancıyla, mezhebiyle, etnik yapısıyla rengarenk olan bir toplumu, ‘tek tip bir kışla düzeni’ne tabi kılmak için dikilmişti Kemalizmin duvarları...
Bu duvarlar nedeniyledir ki, tam 29 Kürt isyanı patladı.
O korkunç ‘38 Dersim kıyımı yaşandı.
Alevilerin hep canı yandı.
Batılı hayat tarzıdayatması, laik - antilaikçelişkilerini körüklerken, Müslümanların kendi içlerine çekilmesine ve acı çekmelerine yol açtı.
Bütün bu acılar, farklılıklara karşı, birinci sınıf demokrasi ve hukukun üstünlüğüne karşı Kemalizmin yükselttiği, ‘askeri vesayet’in darbe düzenleriyle sağlamlaştırdığı duvarlar yüzünden yaşandı.
Türkiye’nin kendisi olabilmesi ya da normalleşebilmesi için, yani tüm farklılıkların bu topraklarda barış içinde yaşayabilmesi için bu duvarları yıkmaktan başka çare yoktu.
AK Parti umudu ve
seküler ve demokrat aydınların işbirliği
Türkle Kürt, Türkle Arap, Türkle Ermeni, Sünniyle Alevi, Müslüman’la Hıristiyan ve Musevi,Nilüfer Göle’nin deyişiyle, seküler Müslümanla dindar Müslüman, yani bütün farklı olanların, birbirlerinin hayat tarzlarına saygılı, birbirleriyle barışçı diyaloglar kurarak bu topraklarda huzur içinde yaşayabilmesi için Kemalizmin duvarları yıkılmalıydı.
Başka türlü demokrasi ve barış olamazdı.
Bu açıdan AK Parti iktidarının başlangıç dönemi umut vericiydi.
Kemalizm eleştirisi ve bu yoldaki bazı adımlar, duvarların yıkılması konusunda iyimserlik yaratıcı işaretler taşıyordu.
‘Darbe tertipleri’nin üzerine kararlılıkla gidiliyordu. Askeri otoritenin sivil otoriteye tabi kılınması açısından yıkılması şart olan askeri vesayet geriletiliyordu.
Askerin son savunma hattı gibi davranan ve bu kimliğiyle hukukun üstünlüğüne ters düşen yargıyı hukuk yoluna çekmek için çaba sarf ediliyordu.
Birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti demek olan Avrupa Birliği’ne karşı çekilmiş duvarın yıkılması için, askere rağmen, kapı aralanıyordu.
Kürt sorununa el atılıyordu.
Alevi meselesi ele alınıyordu.
Ermeni açılımı konusunda kıpırtılar vardı.
Kıbrıs’ta darbe tehditlerine rağmen bir adım önde politikası uygulamaya sokuluyordu.
Demokrasiyle, insan haklarıyla bağdaşmayan başörtüsü meselesi gündeme taşınıyordu.
Çok daha önemlisi şuydu:
Seküler ve demokrat aydınlar da, Türkiye’yi barış ve demokrasiden ayıran ‘duvarlar’ın tümden yıkılması için Tayyip Erdoğan’a el vermeye başlamışlardı.
Bir başka deyişle:
Kemalizme itiraz - ya da karşı koyma - her iki taraftan birlikte yapılmaya başlanmıştı.
Bu işbirliği, demin de belirttiğim gibi, Türkiye’nin normalleşmesi ve kendi iç barışını kurması açısından önemli bir gelişmeydi. Çünkü Kemalizmin laiklik dayatmasıyla, tek tip hayat tarzıdayatmasıyla diktiği bu duvar yıkılmadan gerçek barış ve demokrasinin kapımızı çalması olanaksızdı.
Tayyip Erdoğan’ın ‘duvarlar’ı yıkmaya soyunduğu yıllar, Milli Görüş gömleğini sırtından çıkardığını söylemesiyle başlamıştı. Bu yıllar aynı zamanda milliyetçilik ile arasına mesafe koyduğu dönemdi.
İslamcı Kemalistler
Ama ne yazık ki yıllar geçtikçe bu yoldan usul usul sapmaya başlayan bir Tayyip Erdoğan çıktı sahneye. Demokrasiye ‘asker freni’ni kaldırırken, ‘sivil freni’ni, yani kendi frenini koymaya başladı. Demokrasi, hak ve özgürlükler üstündeki Kemalizm gölgesi kalkarken, bu kez ‘Tayyip Erdoğan otoriterliği’nin gölgesi demokrasi ve hukuk devletini fena halde karartmaya başladı.
Milli Görüş’ün yerini galiba AK Görüş almaya başladı.
Kemalist milliyetçilik yerini galiba ‘Müslüman milliyetçilik’e bırakmaya başladı.
Belki de ‘Laik Kemalistler’in boşluğunu İslamcı Kemalistler doldurmaya başladı.
Çünkü, bir zamanlar Tayyip Erdoğan eliyle orasından burasından yıkılmaya başlayan duvarlaryeniden onarılıyor.
Eski Türkiye diye tarif edilebilecek bu durumla ilgili o kadar çok örnek var ki.
Barış ve demokrasi adına çok talihsiz, çok kötü olan bu örnekler Gezi direnişi sonrasında fena halde çoğalmaya yüz tuttu. Eski devletçi ya da devletlu üslup, tüm ceberrutluğuyla suyun yüzüne çıktı. Demokrat ruh Tayyip Erdoğan’a elveda derken, bir zamanlar kendisinde yer etmiş siyasal empati yitip giderken, devletçi refleksler AK Parti ve yandaşlarına hakim oluyordu.
Yazık!
Demek ki iktidar dönüştürüyor, iktidar yozlaştırıyor.
Ama ben yine de umutluyum. Türkiye’yi demokrasi ve barış yolundan uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecek.
Bu umudu bende yine uyandıran ’90 kuşağı ile birlikte Gezi Direnişi’dir, ‘Çapulcu Kardeşlerim’dir.
Ve yazımı, bu açılardan anlamlı bulduğum Nilüfer Göle’nin dünkü T24 yazısının son bölümüyle noktalıyorum:
“Son otuz yılda nasıl kiMüslüman gençler, inançlarından vazgeçmeden, örtüleriyleseküler sınırları ihlal ettiler, bugün de seküler gençler dini sınırları ihlal ediyorlar. Seküler yaşam bilgileriyle, iftar sofralarına oturuyorlar.Muktedir değil, itiraz edebilen Müslümanlartarafından misafir ediliyorlar. Bir zamanlarseküler aydınların Kemalizme itiraz ettikleri ve Müslümanları üniversitelerde bilgiye ortak ettikleri gibi.
Kısacası yaşam biçimleri ve kimlik mağduriyetleri üzerinden yapılan siyasetin hükmü kalmamıştır.”
Ve son iki söz:
(1) Tayyip Erdoğan’ın filmi geriye sarma çabası nafiledir.
(2) Sadece Kemalizm eleştirisiyle demokrat olma devri kapanmıştır.
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024