Hasan CEMAL
PKK ile Gülen Cemaati birbirlerinden hoşlanmazlar. Cemaat, Kürt sorunu ile PKK’yı birbirinden ayırır ve PKK’nın yok edilmesini savunur. Bu konuda, Başbakan da farklı düşünmüyordu. Ama son bir iki yıldır bu yaklaşım, Erdoğan’la kurmayları tarafından arka plana itilmeye başlandı.
Peki, Erdoğan yandaşı kalemlerde neredeyse güzellemeler yapıldığı dikkat çeken Öcalan ne istiyor? Oyun planında neler var? 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk operasyonunu planına nasıl yerleştiriyor? ‘Yolsuzluk’lara inanmıyor mu? Elinde hangi kozları tutuyor? Bu sorulara benim yanıtlarım aşağıda…
PKK ile Cemaat öteden beri birbirlerinden hoşlanmazlar, hatta nefret ettikleri bile söylenebilir.
Kandil’de, 2009 yılı Mayıs ayı başında yaptığım uzun görüşmedeMurat Karayılan’a Gülen Cemaati’yle ilgili bakış açısını sormuştum PKK’nın.
Karayılan, “Cemaat bize karşı üç dört yıldır neden saldırganlaştı?” diye bir soruyla konuşmaya başlamıştı:
“Fethullahçılar devlet sistemine yerleşmek istiyorlar. AKP ile bunun için yakınlaştılar. Güç kazandılar.Amerika’dan da destek alıyorlar. Fethullahçıları İslam dünyasına sürüyor Amerika... ‘Biz de PKK’ye karşıyız, biz de devletçiyiz!’ diyerek devlete yerleşiyorlar. Belki bugün değil ama geleceğe dönük risktir bunlar...Güneydoğu’ya gelince... Güneydoğu’da varlar ama yoğun değiller. AKP içinden geliyorlar.Poliste, öğretmende yaygınlar. Dine sıcak bakan kesimlerde yaygınlar.”
Şöyle devam etmişti Karayılan:
“PKK’yi bastırmak olanaksız. Ama varsayalım PKK bastırıldı, bitirildi. O zaman ne olur bölge biliyor musunuz? Gericiliğin merkezi olur Güneydoğu... Zaten İran’ın da çabaları var. İslamcı hareketi alternatif olarak geliştirmek istiyorlar.” (Hasan Cemal, Barışa Emanet Olun, Everest Yayınları, Sayfa 60)
PKK’nın Cemaat’e dönük bu bakış açısı değişmedi, bugün de devam ediyor.
Cemaat’in temel yanlışı ve Erdoğan’ın dönüşü
Cemaat de öyle.
PKK’yı terör örgütü, Öcalan’ıterörist başı olarak görüyor.
Öte yandan Cemaat, Kürt sorunu konusunda Tayyip Erdoğan’a kıyasla daha ileri görüşlere sahiptir.
Ama bir de büyük hatası vardır.
Cemaat, Kürt sorunu ile PKK’yı birbirinden ayırır, PKK’yı ‘çözüm süreci’nden dışlar, yok edilmesini savunur.
Benim de öteden beri eleştirdiğim temel yanlışı budur Cemaat’in...
Bu konuda, yakın zamanlara kadar Tayyip Erdoğan da farklı düşünmüyordu. Cemaat gibi, o da, PKK ile Kürt sorununun birbirinden ayrılabileceğini, sorun demokratikleşmeyle çözülürken, PKK’nın silahla yok edilebileceğini sanıyordu.
‘KCK operasyonları’nı da hükümet-cemaat işbirliği ile başlatan bu bakış açısı, yıllar içindeKürt sorunuyla PKK’nın nasıl içiçe geçtiğini yerli yerine oturtamayan bir bakış açısıydı.
Ama anlaşılan bu yaklaşım, Tayyip Erdoğan’la kurmayları tarafından son bir iki yıldır ufak ufak arka plana itilmeye başlandı.
Hele son zamanlarda, bu bakımdan, Tayyip Erdoğan yandaşı kalemlerde PKK’ya, özellikleÖcalan’a dönük ılımlı, olumlu, hatta güzellemeci üslup ve söylem dikkat çekicidir.
Bu durumun İmralı’da da dikkatle not edildiği konusunda herhalde kuşku yok.
Öcalan’ın oyun planında 17 Aralık’ın yeri
Öcalan ne ister?
Öcalan’ın özenle kurduğu bir ‘oyun planı’ndan söz edilebilir.
Bu bir ‘yeni yapı’dır aynı zamanda.
Kendisiyle Tayyip Erdoğan arasında öncelikle MİT aracılığıyla oluşturulmuş, ‘çözüm süreci’ne oturtulmuş, bir diyalog yapısı ya da kapısı...
Bir:
Öcalan, 17 Aralık’ın bu ‘kapı’yı kapatmasını ya da bu ‘yeni yapı’ya zarar vermesini haklı olarak istemiyor.
İki:
‘Yapı’nın bozulup silahların yeniden patlamasının, yani ‘savaş hali’nin, bir yandan yine en çok Kürtlerin canını yakacağını, öte yandan İmralı’da kendi manevra alanını daraltacağını görüyor.
Üç:
Bu yeni yapı içinde Öcalan, muhafazakar kitlelerin nezdinde, hatta genel kamuoyunda bugün artık terörist başı değil, bebek katili değil, bir ‘barış mimarı’na dönüşmeye başladığını görüyor ve 17 Aralık’ın bunu örtmesine de izin vermek istemiyor.
Dört:
Aynı zamanda Öcalan, öyle anlaşılıyor ki, o son sözü, “Erdoğan’la barış olmuyor!” kozunu elinde tutmaya devam etmek istiyor.
Bu dördüncü noktanın altını özellikle çizmekte yarar var.
Öcalan yolsuzluk iddialarına inanmıyor mu?
Ve sonra yine sormak lazım:
Peki, Öcalan ‘rüşvet ve yolsuzluk’lara inanmıyor mu?
İnanmadığına dair herhangi bir işaret yok. İnanıyor ve üstüne gidilmesini istiyor denilebilir.
Öcalan’ın bugün için Tayyip Erdoğan’a 17 Aralık mesajı şöyle özetlenebilir:
“Tamam, çözüm sürecini 17 Aralık dahil hiçbir şey bozmasın. Darbe ihtimali görüyorsan, darbe teşebbüsü diyorsan, bunun için de derhal başta anayasa olmak üzere topyekun bir demokratikleşme hamlesi başlat.”
İyi güzel.
Peki Öcalan, Erdoğan’ın böyle bir 'topyekun demokratikleşme' hamlesini seçimlerin kapıyı çaldığı böyle bir dönemde başlatabileceğine ihtimal verebiliyor mu?
HSYK girişiminin demokratik hukuk devletini nasıl tepeleyen bir gelişme olduğunu görmüyor mu?
Bu soruların yanıtlarını tahmin edebiliyorum ama spekülasyona girmekten de yana değilim.
Ama şu söylenebilir:
Öcalan hayal kurmuyor ve gerçekçi...
Bununla birlikte Apo’nun İmralı’dan Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendiği sanki kulağıma çalınıyor gibi:
“Mursi olmak istemiyorsan, Mübarek olmak istemiyorsan, o zaman bunun yolu topyekun demokrasi hamlesinden geçiyor. Darbelerin gerçek panzehiri demokrasi ve hukuktur.”
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024