Hasan CEMAL
Anlaşılan o ki, yüzde 10’luk seçim barajının Anayasa Mahkemesi gündemine girmesi ‘Erdoğan iktidarı’nı fazlasıyla rahatsız etmiş durumda.
Erdoğan cemaati esip gürlüyor.
Başbakan Davutoğlu:
“Biz baraj falan tanımayız, milleti tanırız.”
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP İstanbul MilletvekiliProf. Burhan Kuzu:
"Böyle bir karar anayasa Mahkemesi'nden çıkmaz diye düşünüyorum. Akıllarının donmuş olması lazım, bütün şuurlarının durmuş olması lazım. Bir an için şuur kaybına uğramış olmaları lazım böyle bir karar vermeleri için. Bu kadar net konuşuyorum. Ama böyle bir karar verilirse de yok hükmünde sayarız bu karar uygulanmaz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Devam ediyor:
”Egemenlik bürokrasinin değildir. Egemenlik, yargı bürokrasisinin de, askeri bürokrasinin de değildir. Egemenlik, Anayasa Mahkemesi’nin de değildir.”
İyi güzel.
Egemenlik yargının ya da Anayasa Mahkemesi’nin değildir ama…
Seçim sandığından çıktın diye, Meclis'te mutlak çoğunluk senin diye, tek başına hükümetsin diye aklına her eseni yapamazsın.
Örneğin özgürlüklerin özüne dokunamazsın.
Twitter’ı kapatırsın, ama Anayasa Mahkemesi’nden de tokadı yersin. Bir başka deyişle:
Facebook’a, YouTube’a dokunursan Anayasa Mahkemesi’nden de tokadı yersin.
Egemenlik milletindir, ama demokrasiyi demokrasi yapan özgürlüklere dokunamazsın.
Dokundun mu, yargı dur bakalım der.
Bağımsız yargı bunun için vardır.
Güçler ayrılığı bunu için vardır.
Hukukun üstünlüğü bunun için vardır demokrasilerde…
AİHM kararını da tanımayacak mısınız?
Bak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden Aleviler konusunda yeni bir karar çıktı, Türkiye’de cemevlerine ayrımcılık yapıldığına dair bir karar…
Ne yapacaksın şimdi?
Egemenlik milletindir diyerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararı da tanınmayacak mı tarafınızdan?..
Bunu da yapabilirsiniz.
‘Fıtrat’ınızda var bu da.
Partiniz kurulduğunda, 12 Eylül'ün ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajına hayır diyerek yola çıkmıştınız.
Şimdi döndünüz bundan da.
Partisel çıkarlarınıza uygun olduğu için, demokratik katılımaçısından korkunç olan bu adaletsizliği kaç yıldır savunup duruyorsunuz.
Geldiğiniz noktada öylesine bir güç zehirlenmesi yaşıyorsunuz ki, öylesine baş döndürücü bir ben yaptım oldu psikolojisi içindesiniz ki, Anayasa Mahkemesi’ni bile açıktan tehdit edebiliyorsunuz.
Bu tabii şaşırtıcı da değil, yeni de değil.
Korktuğunuz için yayın yasakları koyuyorsunuz
Bağımsız yargı sizi korkutuyor.
Güçler ayrılığı sizi korkutuyor.
Hukukun üstünlüğü sizi korkutuyor. Özgürlükler sizi korkutuyor.
Korkuttuğu için de örneğin yayın yasakları koyuyorsunuz.
Yayın yasaklarıyla yolsuzlukları gizlemek istiyorsunuz -ya daKılıçdaroğlu’nun haklı deyişiyle- hırsızların hamisi oluyorsunuz.
AB sürecinde değil,
Putinleşme sürecinde yol alıyorsunuz
Uzunca bir zamandır, özellikle Gezi’den beri, 17 Aralık’tan beri demokrasiyi demokrasi yapan değerleri elinizin tersiyle ittikçe itiyorsunuz.
Bugün Putin’le sarmaş dolaş hâllerinizin bir nedeni de bu.
Çoktan beri Avrupa Birliği sürecinde değil, Putinleşme sürecinde yol alıyorsunuz.
Yeni Türkiye dediğiniz bu.
‘Kopenhag kriterleri’nin yerini çoktan beri Ankara kriterleri almış durumda.
Yeni Türkiye, ‘Ankara kriterleri’ne göre inşa ediliyor.
Bu nedenledir ki, Putin’in Ankara ziyareti sizleri sevindirik yaptı.
‘Yandaş medya’da dünkü manşetler ilginçti:
“Türkiye’ye jest, Avrupa’ya rest!”
“Sıkı dostların rekor zirvesi!”
“Putin’den 10 bakanla Ankara çıkartması!”
“Kıskananlar çatlasın!”
Bütün bu manşetler, ‘yeni Türkiye’nin yolunu ya da ‘yönü’nü gösteriyor.
Bu yön, Batı değil Doğu.
Bu konuda kuşku yok artık.
Bunun içindir ki, Batı basınındaki Çar’la Sultan buluştumanşetleri yerli yerine oturuyor.

10 yıl sonra Rusya planı mı devrede?
Bilgi Üniversitesi’nde bu yıl başladığım siyaset ve medyadersinin dünkü konusu ‘Avrupa Birliği ve medya’ydı.
Bunun için Türkiye’nin Asker Sorunu adını taşıyan kitabımın sayfalarını karıştırıyordum.
‘Kıbrıs Meydan Muharebesi’ başlıklı bölümde, Tayyip Erdoğan’laİlker Başbuğ arasında geçen ilginç bir bölüme takıldım.
Tarih, 14 Ocak 2004.
Genelkurmay Başkanlığı’nda Başbakan Erdoğan’a brifing veriliyor.
İkinci Başkan Orgeneral Başbuğ, Erdoğan’ı sıkıştırıyor, laiklikkonusunda eleştiriyor. Bu arada sözü Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine getirip o tarihlerde askerin AB’den hiç hazetmeyen bakış açısını özetlerken, şöyle bir tavsiyede bulunuyor Orgeneral Başbuğ:
“Ayrılıkçılığı cesaretlendirmekten kaçınmalı… Avrupa Birliği üyeliğinde yavaş hareket edilebilir.”
Başbakan Erdoğan yanıtlıyor:
“Aralık 2004’te üye olamazsak, (üyelik müzakereleri için tarih alamazsak demek istiyor Erdoğan – HC) B planını devreye sokarız. Olmazsa, Rusya ile görüşüyoruz.” (Hasan Cemal,Türkiye’nin Asker Sorunu, Doğan Yayınları, sayfa 92)
Soru:
10 yıllık bir aradan sonra, AB’ye alternatif Rusya planı devreye sokuldu mu Tayyip Erdoğan tarafından?..
Galiba öyle
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024