Hasan CEMAL
Ana dillerini yasakladık.
Kimliklerini inkâr ettik.
Kürt yok Türk var dedik.
Doğan çocuklarına istedikleri adı koymalarını kanunla engelledik.
İlkokulda anadilini konuştu diye çocukları dövdük.
Kendi anadillerini, kimliklerini savundukları için mahkeme kapılarında süründürdük, hatta hapse attık.
Yaşadıkları yerlerin gerçek isimlerini bile değiştirdik.
Hafızalarını okullarda zorla silmeye çalıştık.
Kaç kez isyan ettiler.
Kanla bastırdık.
Dersim gibi kıyımlar yaptık.
Boyun eğmediler.
Askeri darbeler yaptık.
Sıkıyönetimler ilan ettik.
Olağanüstü hâl rejimleri uyguladık.
Yetmedi.
Hukuk dışına çıktık.
‘Faili meçhul’ cinayetler işledik.
Yetmedi.
Darağaçları kurduk.
Askeri cezaevlerini ‘işkence evi’ haline getirdik.
Yetmedi.
Köyleri yaktık, zorla boşalttık.
İnsanları kendi yurtlarında sürgün ettik.
Oluk gibi kan ve gözyaşı aktı.
Kürt sorunu böyle derinleşti.
PKK sahneye böyle çıktı.
Gazeteler savaş bültenleri gibi çıktı
Kürt kimliği gibi, Kürt sorununu da inkâr ettik.
Yıllar yılı Kürt sorunu yok, aş ve iş sorunu var, Güneydoğu sorunu var dedik.
Sorunun adını bile koyamadık, korktuk.
PKK’yı sadece terörle özdeş kıldık, PKK terör örgütüdür dedik ve savaşmaya başladık.
Yıllarımız kan ve ateşle geçti.
Medya devlete, askere tabi oldu.
Yaşananları ya gizledi, ya abarttı.
Gazeteler savaş bültenleri gibi çıktı.
Medyanın dili savaş dili oldu.
Cumhurbaşkanları, başbakanlar, genelkurmay başkanları ya da ikinci başkanları, medya patronlarıyla gazeteci elitlerine sürekli ayar çektiler.
‘Terör zamanları’nda gazetecilik nasıl yapılır, haber ve yorum nasıl yazılır anlatıp durdular.
Bizlere mesleğimizi anlattılar.
‘Gazeteci milleti’ne aba altından sopa gösterdiler.
Arada bir gazetecileri işlerinden de ettiler.
Ama değişen bir şey olmadı.
Klişelerle gerçeği değiştirip, yok edemezsiniz
Kürt sorunu ortadan kalkmadı, dallanıp budaklandı.
PKK sahneden çekilmedi, güçlendi.
Yalnız dağlarda değil ovada da, şehirlerde de örgütlendi, kök saldı.
Siyasi partilerini, sivil toplum örgütlerini kurdu.
Yüzde 10 barajına rağmen TBMM’ye milletvekillerini göndermeye, kazandığı belediyelerin sayısını hızla artırmaya başladı, (bugün 106’yı bulmuş durumda).
1999’da Öcalan’ı İmralı’ya koyduk.
Artık bundan sonrası kolay, Öcalan’ı kullanır, PKK’yı böler, bu meseleyi kapatırız dedik.
Olmadı, ne mesele bitti, ne de PKK.
En büyük hayal kırıklığı ise 7 Haziran’dı:
6 milyon oy.
Oyların yüzde 13’ü.
Ve 80 milletvekili.
Çıplak gerçek bu.
Bu gerçek gözardı edilerek bir yere varılamaz.
Dağlara taşlara füze yağdırarak, olağanüstü hâller kurarak, büyük gözaltı dalgaları yaratarak bu gerçek değişmez.
Çünkü, bu gerçeğin kökleri derine gidiyor.
Uzun bir geçmişi var bu gerçeğin.
“Hiçbir demokrasi terörü hoş görmez” gibi klişelerle bu gerçeği değiştirmek mümkün değil.
Veyahut ‘huzur ve demokrasi operasyonları’yla bu gerçeği yok edemezsiniz.

Dağlara attığınız bombalar
şehirlerde PKK’ya destek olarak döner!
Bunları yakın ve uzak geçmişte çok yaşadık.
Ama gerçek değişmedi.
Kürt sorunu çözüm beklemeye devam ediyor.
Kürt sorunu yoktur demekle sorun yok olmuyor.
Çözüm, PKK’nın silah bırakmasıdır demekle çözüm olmuyor.
Gerçeğe göz kapatarak çözüm olmaz.
Nedir gerçek?
‘PKK terör örgütüdür’ klişesi, çözüm değil çözümsüzlüğü besler.
PKK ile Kürtleri artık birbirinden ayıramaz, aralarına çizgi çekemezsiniz.
Dağlara attığınız her bomba, şehirlerde PKK’ya destek olarak döner.
PKK ile HDP’nin arasına da duvar çekemezsiniz.
Öcalan’a gelince...
Kürtler için ‘efsane’dir.
PKK için ‘önder’dir.
HDP için de farklı değildir.
Bu üç merkez arasındaki hassas dengelerde farklı görüşler de vardır, görüş ayrılıkları da yaşanır.
Ama bu farklılıklardan yararlanarak ‘Kürt siyasal hareketi’ni böleceğini, güçsüzleştireceğini sananlar bugüne kadar hayal kırıklığına uğradılar.
Bu bakımdan, Saray’daki Sultan’ın 7 Haziran öncesi yaşadığı en büyük hayal kırıklığı ise Dolmabahçe’yle ilgiliydi.
Beklentisi, Öcalan’ın Kandil’e yapacağı çağrıyla, PKK’nın seçim öncesi ‘silah bırakma kongresi’ni toplaması, kendisinin seçim meydanlarına böyle çıkmasıydı.
Ama umduğunu bulamadı.
Öcalan bu çağrıyı yapmadı.
Çünkü Erdoğan hem onun, hem Kandil’in, hem HDP’nin üstünde durdukları bazı adımları atmadı.
Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek!
Tekrar etmek istiyorum:
(1) Kürt sorunu çözüm beklemeye devam ediyor.
(2) Kürt sorununun çözümü PKK’nın silah bırakmasından ibaret değildir.
(3) Murat Karayılan’ın 2009 yılı Mayıs ayında Kandil Dağı’nda bana dediği bir söz geçerliğini korumaktadır:
“Biz dağa piknik yapmak için çıkmadık.”
(4) PKK ile Kürtler arasına da, PKK ile HDP arasına da, onlarla Öcalan arasına da duvar çekemezsiniz.
(5) PKK terör örgütü demekle sorun çözülmez, büyür.
(6) Kandil’e bomba yağdırmakla da, ne PKK çözülür, ne de sorun...
Bu gerçeklerin uzun yıllardır ördüğü duvar geçerliğini koruyor.
Kafamızı bu duvara zaman zaman gelip çarpıyoruz.
Hiç değişmiyor.
Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekleyenlere ne denir, şimdi söylemek istemiyorum.
2011-2013 arasında yaşadık bunu.
Oluk gibi kan ve gözyaşı aktı.
Bugün yine yaşamaya başladık.
Değişen bir şey olmayacak.
Acılar yaşanacak, sonra yine bir masaya oturacağız.
Mesleğim adına utanç duyuyorum
25 Temmuz günü, Diyarbakır-Urfa-Suruç-Kobani eksenindeki bir haftalık gazetecilik turuna çıkarken şu tweetleri atmıştım:
1. Saray'daki Sultan seçimi kaybetti, savaşı başlattı!
2. Anlaşıldı, Saray'daki Sultan iktidarını kan ve gözyaşıyla sürdürmek istiyor.
3. Saray'daki Sultan, iktidarını sürdürmek için ülkeyi savaş ve şiddetin içine çekiyor. Türkiye bu kanlı oyuna gelirse çok yazık olur.
4. Erdoğan için çözüm süreci, Başkan Babalığa giden yolda bir oyundu; 7 Haziran’da oyun bozulunca, Erdoğan barış değil savaş dedi.
5. Saray’daki Sultan’ın düdüğünü öttüren AKP ile koalisyon, barış değil savaş hükümeti olur.
6. Saray’daki Sultan'ın kan ve gözyaşıyla oynadığı kumar seçim sandığında da geri tepecek ama çok can yanacak, ne yazık!
Hâlen bu tweetlerin işaret ettiği noktada duruyorum.
Yakın geleceğe de karamsar bakıyorum.
Savaş bülteni gibi çıkan gazetelerden, savaş söylemini dillendiren köşelerden, sürekli dezenformasyon yayan medyadan, devlet büyüklerinden hâlâ ince ayarı kabullenen medya yöneticilerinden utanç duyuyorum mesleğim adına…
Olmayacak duaya amin mi yoksa?...
Bombardımanları, Kandil’e yağdırılan füzeleri, PKK’nın şiddet eylemlerini, şehit cenazelerini, gözü yaşlı anaları televizyon ekranlarında gördükçe yüreğim burkuluyor.
Bir gazeteci olarak 1980’lerden beri ne kadar çok tanık oldum bu acılara...
Uzun lafın kısası, ne mi diyorum?
Parmaklar tetikten çekilsin!
Tekrar masaya dönülsün.
Ve bir mucizeyle AKP ile CHP koalisyon kursun.
Olmayacak duaya amin mi yoksa?...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024