Hasan CEMAL
Barış hayal mi?
Gitgide uzaklaşıyor mu?
Kan ve gözyaşı haberleri bitmeyecek mi?
İnsanın içini acıtan sorular.
Karamsarlık derinleşiyor.
Güneydoğu’daki savaş manzaraları ve ölüm, barışa umut bağlamak isteyenleri sürekli düş kırıklığına uğratıyor.
Ne yazık ki öyle.
T24’te Hazal Özvarış, Tahir Elçi’nin kızı Nazenin’e soruyor:
- Senin barışa dair bir umudun var mı?
Yanıt iyimser değil:
- Umutlu olmak çok zor, ama barışı sürekli umut etmek zorundayız.
Nazenin Elçi söyleşisi için tıklayın...

Umut etmeden yaşamak eziyettir.
Ama umut ederken de, ‘gerçekler’den kopmamak lazım.
Barış yolunda taşlar yerli yerine oturmazsa, bu yolda adımlar atılmazsa, Türkiye her geçen gün daha derin bir cehennem çukuruna yuvarlanır gider.
Bu hiç akıldan çıkmasın.
Bu açıdan, dünkü Cumhuriyet’te Hatip Dicle’nin feryadı çok önemliydi.
DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eşbaşkanı ve İmralı Heyeti üyesi Hatip Dicle, hayatının 15 yılını demir parmaklık arkasında geçirmiş, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu bir Kürt siyasetçidir.
Selin Ongun’la yaptığı mülakatta şöyle diyordu:
“Halklarımıza barışı hediye edemedik. Yazık, hepimize yazık. O top sesleri gelirken, evde yatağa girmekten, uyumaktan utanıyoruz.”
Sevgili Hatip Dicle’nin şu sözlerini dikkatle okumakta yarar var:
Karlar erimeden...
İçimizden acıdan başkası geçmiyor. Başka ne olabilir ki? Kaç yıllık bir acı bu?
Her iki tarafta da mantığın, aklın sesi duyulmaz oldu.
Savaş böyledir.
Öfke galip gelir.
Zaten savaşın en tehlikeli yanı aynı bir yangında olduğu gibi nereye varacağını kestirememektir.
Açık söyleyeyim, bildiğimiz için söylüyorum bunu.
Şu anda dağlarda yaklaşık iki metre kar var. Ve gerilla hareket hâlinde değil.
Sayıları nedir; biz de bilemiyoruz. Devletin istihbaratına göre dağlarda olan binlerce insandan bahsediliyor.
Karlar erimeden...
Yani nisan sonuna kadar bu savaşa dur diyemezsek çok daha fazla alanı kapsayan, hatta metropolleri de içine alan bir şiddet dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz.
Bunu dediğimizde, Kürt siyasetçi olduğumuz için, tehdit gibi algılanabiliyor. Hayır, amacımız tehdit değil, feryat ediyoruz.
Feryat ediyorum!
Bu tehlike önümüzde.
Çılgınlık hali...
Siyasetçiler, aydınlar, yurttaşlar, hepimiz bu yangına benzinle değil, suyla gitmeliyiz. Aklın, mantığın sesini öne çıkarmalıyız.
Devlet cephesine baktığımızda yine korkunç bir çılgınlık hâli var.
En basiti, akademisyenler bildirisi sonrası yaşananlar. Onlar bir vicdan azabı duyarak kaleme aldılar o bildiriyi.
Bizim muhatabımız devlettir dolayısıyla önce devletin hukuksuzluğunu öne çıkarıyoruz, dediler.
Karşı tarafta hukuksuzluk yok, demediler. Ve bir tavır ortaya koydular.
Biliyorsunuz, dokunulmazlıklar konusunda 1990'larda da, aynı bugünkü linç kampanyalarına tabi tutulduk.
Ve milletvekiliyken cezaevine konulduk. 10 buçuk sene sonra çıktık.
Ama bizden sonra çok kanlı bir süreç başladı. O tarihten ders çıkarıp, aynı çıkmaz yola bir daha girmemek gerek.
Ben 15 yıl cezaevinde yatmışım. Tek bir gün bile şiddete başvurduğumuzu ispatlayamadılar. Düşüncelerimizden dolayı en değerli yıllarımızı aldılar.
Ben bugün de ne kaçmayı düşünüyorum ne de başka bir şeyi.
Takiye yapmıyoruz!
Bazıları diyor ya, bunlar takiye yapıyor, diye.
Gerçekten bağımsızlığın Kürt halkının lehine olduğuna inansam bunun bedeli ne olursa olsun bu ortamda bile bunu savunurum.
O medeni cesaretimiz var.
Biz takiye yapmıyoruz. Türk ve Kürt halkı bin yıl birlikte yaşadı ve birlikte yaşamaya devam etmeli.
Kardeşliği, barışı tesis etmekten başka yolumuz olmamalı.
Kimi Kürt siyasetçileri arasında, “Bizler müzakereye, diyaloğa açık son nesiliz” gibi bir söz var.
Boş bir söz değildir bu. Kast edilen ortak vatan duygusudur. Ben Amed'i sevdiğim kadar İstanbul'u da seviyorum. Akdeniz'de, Ege'deki o güzel doğayı görmeyi de özlüyorum. Peki, hendeklerin ardındaki o çocuklarda böyle bir özlem var mıdır acaba? Bu ortak vatan duygusu çok önemlidir. O hendeklerde hayatını kaybeden çocukların hayat öykülerine bakılsa hep aynıdır.
İnanın bu çocukların neredeyse tamamı 90'lı yıllarda köyü yakılan, gözünün önünde evleri ateşe verilen çocuklardır.
Devleti böyle tanımıştır.
Barikat çocukları...
Cizre'de hendeklerin başındakilerin ne dediğini söyledim size. “Bir daha cezaevine girmeyeceğiz. Burada öleceğiz ama bizi tutuklayamayacaklar” diyorlar.
Cengiz Çandar anlatmıştı.
Turgut Özal ile Sayın Öcalan arasında iletişim kurduğu o günlerde, şöyle demiş Sayın Öcalan:
“Cengiz eğer bu işi başarırsak, gider Ankara'da, Sakarya Caddesi’nde bunu kutlarız.”
Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu gibi yöneticilerin dışındaki PKK'nin ikinci devre yöneticilerine bakarsak, onlar şimdi 40, 45 yaşlarında ve 20 yaşından itibaren dağlarda olan insanlar.
Yani siyasette bizim devrenin ve PKK'deki birincil yöneticilerin hayatta olduğu bu dönemde biz bu sorunu çözemezsek gelecek genç nesillere “Gelin birlikte yaşayalım” diyerek bu sorunu çözmek giderek zorlaşabilir.
Bu bir tehdit değil, tespittir.
Yarın çok geç olabilir!
Hatta bazen öyle noktalar olur ki çok geç kalmışsınızdır.
Çok geç kaldığınızda barış masasını kurmak da öyle çok kolay olmayabilir.
Acılar, öfkeler öyle artar ki, sizin artık barış masasında oturma zemininiz bile olmaz.
Henüz orada değiliz ama hızla o noktaya sürükleniyoruz.
O yüzden sözün en başında eriyecek karlardan, dağdaki gerilladan bahsettim.
O karlar erimeden masa kurulmalı...
Hatip Dicle’nin bu feryadına kulak verin.
O, büyük acıların içinden gelerek barış yollarında inatla, sabırla yürüyen bir insan.
Acıların olgunlaştırdığı bir insan...
Dediği gibi, karlar erimeden, yarın çok geç olmadan masayı, barış masasını kurmaktan başka çare var mı?..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024