Hasan CEMAL
Sanki bu memlekette darbeler olmadı.Sanki darbe tertipleri olmadı.
Sanki darbe tezgâhları kurulmadı.
Bir başka deyişle:
Sanki bu memleketin asker sorunu hiç olmadı.
Bir tek Fetö sorunu oldu.
Tüm kötülüklerin kaynağında yatan oydu.
Ya 28 Şubat?..
Ya 28 Şubat sonrasının darbe tezgâhları?..
Erdoğan’ı devirmek isteyen Sarıkız,Ayışığı, Eldiven isimli darbe tertipleri...
Yani eski Deniz Kuvvetleri KomutanıÖzden Örnek’in günlüklerinde yazılanlar...
Ya Mustafa Balbay günlükleri...
Darbe tertiplerinin derinliğini, yaygınlığını anlatmıyor muydu?
Zamanın Genelkurmay BaşkanıOrgeneral Hilmi Özkök olmasaydı, Erdoğan’ı devirmeye dönük muhtıralar, darbeler gelmeyecek miydi?
Kürtlerin yaşamını Güneydoğu’da cehenneme çeviren ‘faili meçhul cinayetler’de Ergenekon yok muydu?
2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimine giden yolda, darbe ortamıoluşturmak için işlenen siyasi cinayetlerde Ergenekon yok muydu?
28 Şubat’ı ‘açık darbe’ye çeviremedikleri için büyük hayal kırıklığına uğrayan paşalar değil miydi Balyoz’un mimarları?
Tekrarlıyorum:
Ergenekon yok muydu?
Balyoz yok muydu?
Sadece paralel yapı mı vardı?
Darbeye soyunan askerler yoktu, onlar darbe tezgâhı kurmamıştı, askerler sütten çıkmış ak kaşıktılar, bütün bu kötülüklerin arkasında asker değil paralelci vardı?
Öyle mi?
Daha düne kadar “Ne istediler de vermedik?” diyen Tayyip Erdoğan demek böyle düşünüyor.
“Asker sorunu yok, Feto sorunu var” diyor Erdoğan.
Peki ya Abdullah Gül?
O da ‘aldatılanlar kervanı’nda mı?
Kendisini 2007’de cumhurbaşkanı seçtirmemek için yapılan anayasa dışı parlamento oyunlarını unuttu mu Sayın Gül?
E-Muhtıra’yı unuttu mu?
27 Nisan gecesi yaşadıklarını, hissettiklerini unuttu mu?
2008’de kendisiyle Senegal’deyken açılan ve Türkiye’de ‘asker-sivil bürokrasi’nin demokrasiye karşı klasik işbirliğini yansıtanAKP’yi kapatma davası hafızasından uçup gitti mi Sayın 11. Cumhuraşkanı’nın?
Senegal’de, o tarihte bizlerle paylaştığı duygu ve düşüncelerini artık hatırlamıyor mu?
Sayın Abdullah Gül;
Bütün bu yaşadıklarımız asker sorunu değil Fetö sorunu mu?..
Hayır değil.
Bu köşede kaç kere yazdım.
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalı kamuoyunda patlayınca, Erdoğan ittifak değiştirdi, askerin koluna girdi, Ergenekon’un koluna girdi, Balyoz’un koluna girdi.
Ve kendi ‘sivil darbe’sini yapmaya koyuldu.
Erdoğan iktidarının yolsuzluk ve rüşvet dosyaları gözardı edilerek yaşananlar anlaşılmaz.
İkinci noktaya gelince...
Cemaat sütten çıkmış ak kaşık değildir.
Bunu kendileri de biliyor.
Daha düne kadar, “Gırtlağımıza bıçak dayanmışken nasıl özeleştiri yapalım” diyenler de vardı aralarında...
Ergenekon davası, Balyoz davası bazı bakımlardan adil geçmedi.
Bu davaların zamanla özünden saptırılmasında, suçlu suçsuz herkesin intikamcı bir zihniyetle aynı torbaya konulmasında, bazısahte kanıtlar üretilmesinde, masum insanlara acılar yaşatılmasında, adaletsizliğe yol açılmasında Cemaatçi,Cemaat’e yakın hâkim ve savcılar da rol oynadı.
Bu noktalar bu köşede de belirtildi 2010’dan itibaren...
Ama olayın hepsi bu değil.
Tüm olayı Cemaat’in sırtına yıkıp, Ergenekon ve Balyoz diye birşey yok derseniz, “Bizim asker böyle kötü şeyler yapmaz, kötü olan tümüyle Cemaatçiler ve onlara inananlardır” derseniz, Türkiye’de demokrasi ve hukuk açısından olan biten rezillikleri, bu ülkenin ‘asker sorunu’nu bilen ciddi insanların gözünde inandırıcı olamazsınız, ciddiye de alınmazsınız.
Üçüncü bir nokta...
Bugün fokur fokur kaynamakta olan ‘Cadı Kazanı’nın altına, ağzı köpürerek odun atan kimileri keşke bir an frene bassalar.
Rezil oluyorlar çünkü...
Cemaat üyesi olmak, tarikat üyesi olmak suç değildir. Suç, kanunun sesini değil, cemaat ya da tarikat reisinin sesini dinlemektir işini yaparken...
Cemaat, tarikat medyaya da girer, gazete ve televizon da kurar.
Bu da suç değildir.
Suç, kanunda yazılı olana aykırı yayın yapmaktır, şiddete teşviktir, darbeye teşviktir vesaire...
Bu pencereden bakınca şunu vurgulamak isterim.
Fethullah cemaati medyasını hep yakından izledim. İçinde birçoğu arkadaşım, ahbabım olan çok sayıda gazeteci yazar meslektaşım vardı.
Onlar, darbeciliği savunan yazılar yazmadılar.
Tersine, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savundular.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle yakın ilişkisinden yana oldular hep...
Türkiye’de demokrasiye engel olan ‘asker sorunu’nun demokrasi ve hukuk içinde kalarak çözülmesini istediler.
Kürt sorunu, PKK, 1915 gibi bazı konularda onlardan farklı düşünürdüm.
Genel demokrasi çizgisinde ise anlaşırdık.
Tekrar altını çiziyorum:
Bu meslektaşlarım, arkadaşlarım köşelerinde darbeciliği değil, demokrasiyi savundular.
Şimdi bu meslektaşlarımın çoğu nerede bilmiyorum. Yazdıkları, çalıştıkları gazeteler, kanallar, internet sitelerine balyoz indi.
Bu balyoz, sivil darbe balyozudur.
Evet, başarısız bir kanlı darbe teşebbüsü yaşandı.
İyi ki de başarısız oldu.
İyi ki de püskürtüldü, yenildi.
Öte yandan, bu rezil darbe girişimde Cemaat’in de rolü olduğuna dair ciddi bulgu ve göstergeler var.
Şimdi sıra yargı aşamasına geliyor.
Dileriz, mahkemeler göstermelik olmaz.
Suçlu olan kimse cezalandırılır.
Şu dört noktayı belirtmek istiyorum.
1. 15 Temmuz’a karşı çıkmak tek başına demokratlığın kriteri değildir, olamaz.
2. Askeri darbe teşebbüsünü lanetlerken, demokrasi ve hukukun kaç zamandır canına okuyan ‘REİS’e güzellemeler yapmak demokratlık değildir.
3. REİS’in ‘sivil darbesi’nin kucağında oturup, fokur fokur kaynayan ‘Cadı Kazanı’nın altına odun üstüne odun atmak demokratlık hiç değildir.
4. Ve REİS’in kucağına kurulup demokratlık taslamak tek kelimeyle ayıptır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024