Hasan CEMAL
Geçmişle, gerçekle yüzleşmeden bu ülkede barış ve huzuru yakalamak da, özgürlükler düzenini yakalamak da çok uzak ihtimaldir
Berlin, 26 Kasım 2010 Hayatımda ilk kez Dersim üzerine bir konferans izliyorum.
1937/1938 Dersim:
Bir Soykırımın Tanınması.
“Tertele’yi, kıyımı konuşmak istiyorum,” diye başlıyorum, “Acıların üstüne, unutturulmak ve bastırılmak istenen acılar üstüne...”
Şöyle devam ediyorum:
“Acıların kaynağında inkâr edilen kimlikler var, hayat tarzları var. İnkâr edilen kökler var. Yine acıların temelinde yatan dinî kimlikler, mezhepler üstüne konuşmak istiyorum. Kimlikler, kökler kaybolmuyor. Acılar unutulmuyor.”
Soruyorum:
Acı dokunmayan aile kaldı mı?
Geçmişle, gerçekle yüzleşmeden barış ve huzuru yakalamak da, özgürlükler düzenini yakalamak da çok uzak ihtimaldir, diyorum.
Dersim acısının, ‘Tertele’nin resmi tarih tarafından nasıl unutturulmak istendiğine işaret ediyorum.
Kürtlerin, Alevilerin acılarını yıllar yılı nasıl içlerine gömdüklerine, acılarını nasıl gizlice yaşadıklarına değiniyorum.
Seyid Rıza’nın cenazesinin bile yok edildiğini, mezarının bile yok edildiğini söylüyorum.
Resmi tarih buyurdu ki:
Yalanda yaşayacaksın!
Bir süre yaşadık, ama sonra resmi tarihe burada olduğu gibi isyan ettik.
Seyid Rıza’nın idam sehpasına yürürken, “Kerbela evladıyız! Hatasız, günahsızız. Bu ayıptır! Bu zulümdür, cinayettir!” diyen çığlığına hiç olmazsa bu kadar yıl sonra kulağımızı açabildik.
İşte bakın, yetmiş yıl sonra bile olsa, Haydar Işık’ın deyişiyle:
“Dersim yattığı kış uykusundan uyanıyor artık...”
Seyid Rıza’nın darağacına giderken attığı çığlığı bizzat duyan zamanın emniyet müdürlerinden (1960’larda Demirel hükümetlerinin Dışişleri Bakanı) rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil, kendisi de Dersimli olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun teybine 1986 yılında şöyle der:
“Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu, zehirli gaz kullandı, mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler.”
Eski Hava Kuvvetleri komutanlarından, 12 Mart Darbesi’nin altında imzası olan rahmetli Muhsin Batur Paşa anılarında, genç bir havacı subay olarak Dersim’deki ‘özel görevi’nden şöyle söz eder:
“Elazığ’ın biraz uzağında, Harput’un eteklerinde çadırlı ordugâh kurduk. Bir müddet sonra ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. Ve iki ayı aşkın süre özel görev yaptık. Okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum.”
Özel görev neydi?
Muhsin Paşa onca yıl sonra anlatmaktan niçin kaçınmıştı?
Demirel, 1991’in Şubat ayında, daha DYP’nin başında ana muhalefet lideriyken, bir akşamAnkara’da, Anadolu Kulübü’nde bana şöyle demişti:
“Asker 1980 öncesi benden ‘Dersim Kanunu’ istedi. Vermedim. Benden bunu istemeyin dedim. Dersim’de korkunç şeyler olmuştur.”
Aradan 70 küsur yıl geçmiş olmasına rağmen tarihimizin bu rezil sayfasının bugün bile hâlâ gizli tutulmaya, unutturulmaya çalışılması ve devlet arşivlerinin yasak olmamasına rağmen hâlâ açılmamış olması, yalnız acı değil, aynı zamanda acıklıdır.
Cafer Solgun’un dediği gibi:
“Yüzleşmezsek, hiçbir şey geçmiş olmuyor.”
Sema Kaygusuz, Dersim’i yaşamış babaannesinin kendisine Dersim 38’i anlatmadan öldüğünü anlatıyor ve soruyor:
“Bir insan niçin susar? Çok düşündüm. Utanç, insanı en çok susturan şey... Bir insan, bir insana bunları nasıl yapar? Babaannem belki bana mağdur duygusu bırakmak istemedi. Belki kin, intikam duygusu aşılamak istemedi. Ama tehlikedir, insanın kendi acısıyla kabuklanması...”
2010 yılı Kasım ayı sonunda Dersim’le ilgili konferansı Berlin’de izlerken bir yandan da not defterime çiziktiriyordum.
Bir köşesinde şu not var:
“Dersim kıyımının sorumluları mı?.. Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar...” (*)
Son söz:
Dersim’den dolayı Başbakan Erdoğan’ın özür dilemesi tarihidir, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tavrı acıklıdır.
Şu not da düşülebilir:
Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışı, yalanda yaşamaya isyan edenlerin bir zaferi, ‘resmi tarih’ in yediği ölümcül bir darbedir.
___________________
* Hasan Cemal, Barışa Emanet Olun, Everest Yayınları, s. 217-224.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024