Hasan CEMAL
Rahmetli Özal 1980’lerde ‘tek partili istikrar’ı temsil eden Japon modelinden etkilenmişti. Yüzde 65’lik oy blokunu kendi partisinde toplayıp başkanlık sistemine gitmeyi kafaya koymuştu. Yapamadı. Şimdiden yüzde 50’yi yakalamış olan Erdoğan yapabilir mi?..
1985 yılıydı. Yolum, zamanın başbakanı ve ANAPlideri Turgut Özal’la Japonya’ya düşmüştü.
Gezi sırasında Özal’ın özellikle siyasette ‘Japon modeli’nden etkilendiği dikkatimi çekmişti.
Batı’da o zamanlar ‘tek partili demokrasi’ diye iğnelenen bu model, anlaşılan, Japonya’ya getirdiği ‘otoriter istikrar’ ve hızlı ekonomik büyümeyle Özal’ın gönlünü çelmişti.
1992’de tekrar Japonya’ya gittim. Ama bu kez Başbakan Demirel’le.
Özal, Çankaya’da cumhurbaşkanıydı.
Tokyo’dan Özal’la Japon modeline ilişkin bir yazı yazmıştım, (Sabah, 4 Aralık 1992)
Bazı bölümleri şöyleydi:
“Özal’ın iktidara olan aşırı düşkünlüğü... İktidar ve gücü tek başına kullanma ihtirası... Tek adamlık merakı... Kural dışı olmakla kural tanımazlığı birbirine karıştıran siyasal kişiliği...
Bunların ipuçları, Özal’ın Japonya hayranlığında bulunabilir. Bir Batı Avrupa ülkesinin AnkaraBüyükelçisi bana şöyle demişti Özal için:
‘Kafasıyla batıda, kalbiyle doğuda.’
Bu yapıda olan bir siyasetçinin Japonya’dan etkilenmesi kolay olabilir.
Malum, hep denir ki:
Japonlar bir yandan kendi geleneklerini korurken, aynı zamanda batının araçlarıyla olağanüstü bir kalkınmayı başarmışlardır.
Bunun gibi, Japonya’daki otoriter disiplin anlayışı... İşçi-işveren ilişkilerinde batıda geçerli olandan çok farklı bir düzen... Ve tek partili siyasal sistem...
Nedir bu sistem?
The Wall Street Journal gazetesinin 30 Kasım 1992 tarihli Asya baskısında şu satırlar vardı:
‘Liberal Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1955’ten beri Japonya aslında tek parti devleti olagelmiştir. Ve yozlaşmış, kibirli Liberal Parti, modern demokratik bir partiden çok feodal bir beyliği andırır.’
1983’te iktidara geldikten sonra Özal’ın kendine iki hedef koyduğu söylenebilirdi:
(1) Rejimde, Amerikan başkanlık sistemi. (2) Partide, Japon Liberal Parti modeli.
Tam kırk yıldır iktidarda olan Japon Liberal Partisi’nin ana özelliği şudur: Kendi dışında bir muhalefet yoktur. İktidar kavgası kendi çatısı altında sürüp gider.
Özal’ın 1980’lerde siyasal sisteme bakış açısı ise şöyle özetlenebilirdi:
Türkiye’de İslamcılar dahil sağda yüzde 65 oy vardı. Soysal demokratlar bölünmüş durumdaydılar, (DSP ve SHP) ve zaten en çok yüzde 35 oyları vardı, (bugünün CHP’si ancak yüzde 25-26). Eğer Demirel’in DYP’si çökertilir, İslamcılar ve radikal sağın büyük bir bölümü de ANAP’ta toplanabilirse, Özal’a ilelebet, kesintisiz iktidar yolu açılabilirdi.
Özal bu özlemini 1987 genel seçimleriyle yakalayabileceğini ve DYP’yi çökerttikten sonra anayasayı değiştirip başkanlık sistemine gitmeyi hayal ediyordu.
Böylece:
Özal Çankaya’da Başkan baba olarak oturacaktı. Yürütme gücünü elinde tutacaktı. Partisi onun ağzına bakacaktı. Yasamayı partisiyle denetleyecekti. Muhalefet de kendi partisinin içinde olacaktı.”
Özal, hayal kırıklığına uğradı.
Peki ya Erdoğan’ın geleceği?
Şimdiden yüzde 50’yi yakalamış olan Tayyip Erdoğan yapabilir mi, Özal’ın yapamadıklarını?..
Bu yazıyı neden mi yazdım?
Erdoğan’a yakın bazı odaklarda arada bir ‘Japon modeli’nden söz edildiğine dair duyumlar kulağıma çalındığı için...
TATİL DUYURUSU
Yıllık iznimin bir haftalık bölümünü kullanmak üzere köşeyi izninizle kısa bir süre kapatıyorum.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024