Hasan CEMAL
Evet, bunun adı 'zulüm'dür.
Devlet zulmü!
Ya da devlet terörü...
Çünkü bunda hukuk yoktur.
Vicdan yoktur.
İnsaniyet hiç yoktur.
Zulüm buysa ve bu bitmeyen bir zulümse, ona karşı direnmek haktır.
Devlet hukuk dışına çıkıyorsa...
Adaleti yok ediyorsa...
İnsan haklarını hiçe sayıyorsa...
Özgürlükleri çiğniyorsa...
Devlet, eski deyişle, ceberrut devlet ise, o zaman hak ve hukuku savunmak için direnmekten başka çare kalmamış demektir.
Acılar birikir birikir, gün gelir patlar.
Adaletsizliğe, vicdansızlığa karşı insanoğlu gün gelir isyan eder.
Cumhuriyet'in birinci sayfasına bakıyorum.
İçim acıyor.
Polislerin arasındaki Emine Ana'nın insanlık bunun neresinde diye dehşetle, hayretle haykıran yüzüne bakıyorum.
Bu kadar vicdansızlık olur mu diyorum.
Emine Ana, 23 yıl önce 'faili meçhul'de kaybolan Hasan Ocak annesi.
O tarihten beri oğlunun kemiklerini arıyor, acısını her Cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda içinde biriktiriyor.
Emine Ana 1997'de, yine Galatasaray Meydanı'nda göz altına alınmış.
O günün fotoğrafı da var başsayfada.
21 yıl önceki o fotoğrafı gazeteci Ahmet Şık çekmiş... Ahmet Şık, 21 yıl sonra yine Galatasaray Meydanı'nda, Emine Ana'yla, Cumartesi Anneleri'yle birlikte direniyor.
Zulme karşı isyan ediyor.
Cumhuriyet'in birinci sayfasındaki bitmeyen direniş fotoğrafına bakıyorum.
Yalnız Ahmet Şık yok orada.
Arat Dink de var.
Garo Paylan da var.
Hüda Kaya da var, "Omuz omuza zalimlere karşı direniyoruz, direneceğiz" diye bağırıyor.
Ahmet Şık'ın sesi duyuluyor:
Devletin ne olduğunun özeti bu yaşadıklarımız. Evlatlarının kemiklerini arayan analara reva görülen zulümdür bu..
Garo Paylan'ın sesi yükseliyor:
699 hafta barışcıl bir şekilde evlatlarının yalnızca kemiklerini isteyen annelere ve onların faillerinin bulunması isteyenlere karşı yapılan bu vicdansızlık, Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden biri olarak tarihe geçecektir.
Arat Dink'in sesi kulağıma çalınıyor:
Yakınları gözaltında, yani devlet eliyle kaybedilmiş insanların 700 haftadır süren barışçıl eylemlerini yasaklamak...
Yaşlı çoluk çocuk demeden copla plastik mermiyle gazla gözaltına almak...
Bugün olanlar tarihe böyle geçecek.
701. hafta yine aynı yerde olacağız.
Cumartesi insanları bu ülkeyi ileri götürürken, iktidar yüz yıllık devlet geleneğine sırtını yaslayarak geriye taşıyor.
Copu gazı bir tarafa...
Bozkurt işareti yapan vatandaşlarla ağız birliği edip, ana avrat söven, ardından da gidin bu ülkeden diye bağıran polis memurlarını izlerken, gerçekten bunu istiyor olabilirler mi, diye düşünürken buldum kendimi...
İktidarı destekleyen dindarlar bu ülkede faşistlerle yalnız kalmak istiyor olabilirler mi?..
Acılarını yıllardır içlerinde biriktirmiş başkaları da var meydanda.
1994'de kocası Savaş Buldan'ı 'faili meçhul cinayet'te kaybetmiş Pervin Buldan'ın acılı sesi kulağıma geliyor:
Anaların sessiz çığlığından korkan bir ülke yaratıldı. Bu kadar büyük bir ahlaksızlık yapılamaz. Bugün tek başıma dahi olsam o meydanda oturacağım.
Galatasaray Meydanı'nda ana baba günü yaşanıyor.
Çok acı bir gün bu.
Cumhuriyet'in birinci sayfası yüreğimi kanatıyor.
Evet, anaların sessiz çığlığından korkan bir ülke yarattınız sonunda.
Ama Türkiye'nin böylesine adaletten, hukuktan, insanlıktan yoksun halde gideceğini hiç sanmayın.
Acılar birikir, gün gelir patlar çünkü...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024