Hasan CEMAL
Genç bir kadın, piyanosunu Boğaz'a nazır balkona çıkarmış, kuş cıvıltıları arasında Ahmet Kaya'nın Acılara Tutunmak şarkısını söylüyor.
Bir hüzün dalgası yükseliyor içimde...
Fransızca söylüyor şarkıyı.
Ahmet Kaya Kürtçe şarkı söylemek istemişti.
Az daha linç ediliyordu İstanbul'da.
Linçten kaçtı, Paris'te kahrından öldü.
Alt alta yazıyorum:
Acılara tutunmak...
Acılara tutunarak yaşamak...
Yaşamak için ille de acı çekmek...
Hangisi?
Yaşamak için ille de acı çekmek sanki bu memleketin kaderi...
Spotify'dan dinliyorum:
Acılara Tutunmak...
Ahmet Kaya'nın her şeye kafa tutan, kafa vuran isyan dolu sesi çınlıyor.
Ona hayatı cehennem etmek isteyenler bugün yok ortalıkta, utançlarıyla, alınlarında kapkara bir lekeyle kaybolup gittiler, ama Ahmet Kaya'nın sesi hala milyonların yüreğinde...
Şurası da bir gerçek:
Acılara tutunarak yaşamak bitmek bilmiyor bu memlekette, çünkü farklılıklara düşmanlık bitmek bilmiyor.
Öylesine bir devlet ki...
Öylesine bir Saray iktidarı ki...
Kendisinden farklı olana, kendisine muhalif olana hayat hakkı tanımak istemiyor.
Onları din düşmanı ilan ediyor.
Terörist, terörist işbirlikçisi ilan ediyor.
Darbeci ilan ediyor.
Casus ilan ediyor.
Mahkemelerde süründürüyor.
Onlara zulmediyor.
Onları hapse atıyor.
Son örnek LGBTİ+'lar...
Diyanet İşleri Başkanı 'fetva'yı çekti, LGBTİ+'ları aşağıladı, onları hedef gösterdi, neredeyse katli vaciptir iklimi yarattı.
Hatta nefret suçu işledi.
Ankara Barosu karşı ses verip Diyanet'i eleştirince, hakkında savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
Bu da yetmedi.
Saray ses verdi, Diyanet fetvasının yanında durdu.
Herkes yerini bilecek, haddini bilecek.
Bu doğrudan İslam'a yönelen bir
saldırı halini aldı. Diyanet İşleri
Başkanımıza yapılan saldırı, devlete
yapılan saldırıdır.
Bakın, bir kez daha not edin:
İnsanlar nasıl isterse öyle yaşar.
Karışamazsınız.
Hayat tarzlarından dolayı onları aşağılayamazsınız.
Bütün farkılılıklarıyla birlikte, bütün aykırılıklarıyla birlikte nasıl isterlerse öyle yaşarlar.
İnsan haklarının gereğidir bu.
Anayasa'nın gereğidir bu.
Laiklik ilkesinin gereğidir bu.
O hayat tarzından hoşlanmayabilirsiniz.
Eleştirebilirsiniz.
Ancak diyanet fetvalarıyla, savcılık soruşturmalarıyla, o klasik haddini bil diye başlayan Saray açıklamalarıyla onlara yüklenemezsiniz.
Böyle bir tutum Anayasa'ya da, laikliğe de, özgürlülüğe de darbedir.
Ama biliyorum.
Dinle devlet idaresi çoktan karıştı gitti birbirine. Demokrasiydi, hukuktu, laiklikti hiç kulak asmadan kendi yolunuzda gidiyorsunuz.
Acılara tutunarak yaşamak ise başkalarına kalıyor.
Ahmet Kaya'lara kalıyor.
Osman Kavala'lara kalıyor.
Ahmet Altan'lara kalıyor.
Selahattin Demirtaş'lara kalıyor.
Onları hukuku yerle bir ederek, özgürlüğe ölümcül darbeler indirerek, devlet zoruyla zindanda tutmaya devam ediyorsunuz.
Bakın, Mehmet Altan kardeşinin acılara tutunarak nasıl yaşadığını anlatıyor: (Medyascope'da Ruşen Çakır'la sohbet)
Ahmet Altan şu sırada Yargıtay'ın
yeniden dosyasını ele almasını
bekliyor. Çünkü biz daha evvel
ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olmuştuk.
Yargıtay bunu bozdu.
Benim için beraate hükmetti.
Ahmet Altan için de ağırlaştırılmış
müebbet olmayacağını söyledi ve
dosya tekrar 26. Ağır Ceza'ya gitti.
İstanbul 26. Ağır Ceza bu kez benim beraatimi onaylarken,
Ahmet Altan'a 10.5 yıl verdi.
Peki, 10.5 yıl ceza neye dayanarak, ne için verdi?
Yargıtay'da bekleyen dosyasına bakıldığı vakit 3 yazısından dolayı
10.5 yıl mahkumiyeti var ve bunu tekrar Yargıtay'da ele alınmasını bekliyor.
Bir örgüte üye olmadığı halde yardımdan yargılanıyor.
Suçlu bulunursa, alacağı ceza 30 ayı geçmiyor…
Halbuki Ahmet Altan 4 yıla yakındır içeride.
Yani, hukuken kabul edilemeyecek bir durum var.
Bizde hukuk alt üst edildiği için,
siyaset hukuku mahvettiği için,
Ahmet Altan 26. Ağır Ceza'nın verdiği 'hükümle tahliyeye' karşın
27. Ağır Ceza tarafından tekrar tutuklandı.
Üstelik burada bir rezalet daha oldu.
Ahmet Altan'ı tutuklayan mahkemenin hâkimi 1 gün evvel atandı…
30 ciltlik, klasörlük dosyayı 1 günde inceledi ve Ahmet Altan'ı tutukladı,
ki böyle bir yetkisi de yok!..
Ama şimdi korkunç bir durum var,
çünkü canına kast durumu var.
Beraat edebilecek insanları hapishanelerde bıraktılar, hükümlüleri salıverdiler.
Korona şakası olan bir iş değil.
70 yaşında, 4 yıla yakındır beton bir zindanda yatıyor.
Ahmet Kaya'yı dinliyorum.
Acılara tutunmak!
Bu memlekette acılar bitmiyor ki.
Yazımı yazarken T24'e bir haber düşüyor:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un evinin fotoğraflandığı iddiasıyla ilgili
"suçu ve suçluyu övme, suça azmettirme" suçlamalarıyla hakkında soruşturma açılan
CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ifadeye çağrıldı.
Saray'a dokunmak yasak!
Saray'a dokundun mu yandı gülüm keten helva!
Bir tweet atıyorum:
Dayan Kaftancıoğlu dayan!
Gelecek onların değil,
demokrasi ve hukukun yanında!
Demokrasi...
Hukuk...
Özgürlük...
Bu arada ben böyle yazdıkça kızanlar, aman sen de diyenler, hatta beni alaya alanlar da olmuyor değil. HC klişelerini tekrarlıyor sözü kulağıma çalınıyor.
Aldırmıyorum.
Mehmet Yılmaz'ın yazı başlığı:
Mümkün olsa idam isteyeceklerdi!
Yazı şöyle akıyor:
Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser, Erk Acarer, Murat Ağırel
ve CHP Akhisar Belediyesi Basın Birimi görevlisi E.E. hakkındaki iddianame düzenlendi.
Savcı, 7 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istiyor.
İddianameye göre MİT görevlisinin kimliğini
ve gizli kalması gereken bilgiyi açıklamışlar.
Bu arkadaşlarımızı, infaz affı kapsamının dışında tutarak, Korona günlerinde
hapishanede tutmak için özel çaba gösteren iktidarın tavrı yanında,
iddianame hafif kaçmış, onu söyleyeyim.
Kanunlar müsait olsaydı idam etmek isterlerdi belki ama artık bu mümkün
değil, onun için hapiste tutup, virüse
yakalanmalarını beklemeye karar verdiler galiba...
Berlin Duvarı'nın yıkılış anından - 1989
Evet, acılara tutunarak yaşamaya gayret ettiğimiz günlerden geçiyoruz.
İyi ki Ahmet Kaya var.
Gümbür gümbür bir ses...
İnsanı itiraza çağırıyor.
Otoriteye hayır demeye çağırıyor.
İsyana çağırıyor.
Özgürlüğe çağırıyor.
Başkalarının hayatına karışmayın diyor, isteyen istediği gibi yaşasın, söylesin diyor.
Altını çiziyorum:
Başkalarının hayatı!
Geçen gün izlediğim güzel bir Alman filminin adı.
Eski Doğu Almanya'yı anlatıyor.
Totaliter rejimlerin insan hayatına nasıl karıştığını, insanları nasıl yozlaştırdığını sergiliyor.
Sonunda Berlin Duvarı yıkılıyor ve insanların hayatına rezilce karışanlar duvarın altında kalıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024