Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Nasıl bir Taraf
19.10.2013
3693

 Dünkü yazımda Emre Uslu üzerinden tariflemeye çalıştığım meseleye devam etmek istiyorum.

Hepimiz kabul etmeliyiz ki siyasette ve medyada kartlar bir kez daha dağıtılıyor.

Düne kadar safları belli olan kurumlar, kişiler ve medya artık yaşadığımız hızlı değişim içinde bocalıyor.

Etik olan ile reel politik olan arasında seçim yapmak gittikçe zorlaşıyor.

İktidarın özellikle Gezi sürecinde yaşadığı ilk ciddi toplumsal muhalefet karşısında panikleyerek hemen “155 polis imdat” hattını araması ve ardından güvenlik tedbirleri ile cadı avı başlatması siyaset dediğimiz köşe kapmaca oyununda herkesi savurdu.

Yaşadığımız sertlik, bir tarafta Akit bir tarafta Sözcü gazetesinin temsil ettiği (bence birbirlerinin amcaoğlu olan) düzeye yaklaşmanın çok da sorun edilmediği ve fikir diye pazarlandığı hâle getirdi hepimizi.

İktidara yakın gazeteler bir süre öncesine kadar pek çok liberal, sol yazar ile aynı çatı altında bulunmayı, iktidara yöneltilen eleştirilerin de basıldığı mecralar olabilmeyi başarabiliyordu.

Oysa bugün Mehmet Ali Alabora’yı günlerce hedef göstermeye, Eskişehir Valisi’nin tehdit ettiği meslektaşları İsmail Saymaz’a sahip çıkmak yerine Saymaz’ı suçlu göstermeye ve hatta İstanbul trafiğinin müsebbibinin Gezi eylemcileri olduğunu savunmaya varan yayıncılık anlayışına nasıl geldiler?

Sokak ortasında polisin insanları döverek öldürdüğünün haberini görmezden gelebilen yayın organlarına nasıl güven duyabiliriz? 

Diğer taraftan iktidara muhalefet diye darbeseverlik, ırkçılık ve islamofobik bir gelenek ile başta Kürt ve Ermeni düşmanlığını şiar edinmiş yayın organlarının Gezi olaylarının sansürlenmesi vesilesiyle kendilerine yol bulup ortalığa çıkmasına ve itibar görmesine nasıl sevineyim?

Bir gazete hiçbir siyasi partiye bu kadar dost veya bu kadar düşman olmamalıdır.

Bugün medyadaki bu rezilliğin günahı, geçtiği gazeteye göre kalem oynatan yazarların ilkesizliği bir yana, bu iklimi yaratanların alnına yazılacak.

Fakat hâl budur.

Dolayısıyla bu hâl içerisinde işini yapmaya devam etmek için çabalamak elzemdir.


Taraf
, böylesi bir dönemde çok önemli bir ihtiyacı karşılayacak bir geleneğe sahiptir.

Medyada özgür fikrin tartışılabileceği ender mecralardan birisi olmayı sürdürebilmek için sahip olduğu marka değerini ve bilgiyi kullanması yeterlidir.

Bu gazete kimseye kronik ve hastalıklı bir sevgi veya nefret besleyemez.

Adalet, barış, demokrasi, insan hakları ve eşitlik adına verilen her mücadele veya atılan her olumlu adım Taraf’ın birinci manşeti olmayı hak eder.

Bunun aktörlerine “kimlik” sorulmaz.

Aynı şekilde yukarıda yazılı değerlere karşı eylemi olanlar “babamın oğlu olsa tanımam” düsturuyla manşetteki yerini alır.

Samimi olarak söyleyin, bugün medyada gönül rahatlığı ile bunu vaat edebilecek kaç yayın organı var?

Haftada iki gün köşe yazdığım bir gazetenin adına böylesine konuşmak haddim mi pek emin değilim.

Fakat artık iyi dostlarım hâline gelen, bu gazeteyi her gün yayına hazırlayan emektarlarının niyetine şahidim.

Medyanın içinde bulunduğu böylesi bir dönemde bu niyetin bu özgürlük ortamı ile birleştiğinde ortaya çıkacak sonuç hepimize iyi gelecektir.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar