Hayko BAĞDAT
Alamanya acı vatan.
İnsanın en vahşileştiği, vicdanların öldüğü, şehirlerde taş üstünde taş kalmadığı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra işçi diye gurbete giden Türkiyelilerin dramatik öyküsünün evidir Almanya.
Bir deliliğin enkazını kaldırmaya gitti milyonlar.
“Deutsche Mark” için yaban ellerde geçen ömürlerin hikâyesini bıraktılar bizlere.
Bizim Ahmet Emmi de onlardan biri.
1960’larda giden ilk işçi kafilelerinden.
Sivas’ın Zara ilçesinden çıkıp, İstanbul’a şöyle bir uğrayıp ver elini Almanya diyerek bir tersanede kaynakçı olarak bulmuş kendini.
Bekâr lojmanlarında birbirine sığınmış insanların, ekmeklerini paylaştığı, aynı dili konuşan herkesin birbirini kardeş bellediği, yorgun iş dönüşlerinde sadece memleket hasretini konuşacak kadar takatlerinin kaldığı zor günler başlayıvermiş.
Memleket anlatmışlar her gece.
Sivas’ı, Konya’yı, Bursa’yı, Mardin’i konuşmuşlar.
Şehirlerinin güzelliklerini yarıştırmışlar.
Ailelerini konuşmuşlar.
Çocuklarını, eşlerini, dayılarını, amcalarını ezbere bilir olmuşlar birbirlerinin.
Bizim Ahmet Emmi hayatı orada kurmuş.
Üç çocuğu olmuş.
İki kız bir erkek.
Hepsini evlendirmiş.
Hatta oğul Burak, gelip memleketten kız almış. Düğünü de âdetlerine göre memlekette yapıp öyle gitmişler Almanya’ya.
Gelinin adı Siranuş.
Almanya’da bütün komşular merak içinde tabii.
Yemeğe Bismillah diye başlayan, evinin başköşesinde Hacca giden eşin dostun getirdiği Kâbe fotoğrafı asılı, haram ete el sürmeyen, bayramlarda eli öpülen Ahmet Emmi’nin ‘Siranuş’ diye Ermeni gelini gelecek memleketten.
Gelin kendisine gösterilen fazladan ilgiyi anlayıvermiş hemen.
Fakat gerçek, komşuların merak ettiğinden başka bir yerde saklıymış.
Bizim bu Ahmet Emmi, Zara’nın en iyi Ermenice İncil okuyan, eşrafın hürmet ettiği Artin Ağa’nın oğlu Agop’tan başkası değilmiş.
Alman denen yabancıların ülkesinde, kendi toprağından beraberce geldiği insanların arasında Ermeni olduğunu söylemekten imtina etmiş.
Hıristiyan memlekette Noel kutlamaktansa kader arkadaşları arasında Ramazan kutlamak daha tanıdık, daha güvenli gelmiş.
Yaş yetmişi geçince gurbetçi ahalinin içinde Ahmet Emmi, gerçek adının Agop olduğunu alenen ilan edemezmiş elbet.
Fakat çocukların kendi kimlikleriyle yaşamasını engellemeyi gerektirecek kadar da güvenlik sorunu yokmuş artık.
Bugün Cumhuriyet Bayramı.
Gün boyu Cumhuriyet’in kazanımlarının önemini konuşacağız.
Muasır medeniyetler seviyesinde olabilmek için kat ettiğimiz mesafeyi gururla anlatacağız.
Kuruluş felsefemizin bugünlerde iğdiş edilmeye çalışıldığından gem vuracağız.
İyi de “Cumhuriyet kazanımları” dediğimiz olgu aynı zamanda kimlerin kayıpları?
Bu ülkenin kadim halkları, inançları, kiliseleri, dilleri, gelenekleri nerede?
Bugün dünyanın her köşesine dağılmış, bir ezan sesi duyduğunda memleket hasretiyle ağlayan yegâneHıristiyan topluluklar olan, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler nerede?
Başka memleketlerde bile Ermeni olduğunu saklamak zorunda kalan insanların içlerindeki korku nereden geliyor?
Muasır medeniyet denen seviye varlık vergileriyle, 6-7 Eylüllerle, gaspla, cinayetle, baskıyla, ırkçı milli eğitim müfredatlarıyla sindirilen, düşmanlaştırılan, gönderilen insanlara reva görülen muamele midir?
Varlığını, kültürünü, kimliğini “ayıplı mal” gibi saklamak zorunda kalan Aleviler, Kürtler,Müslümanlar, Hıristiyanlar hangi coşkuyla kutlayacaklar bayramı?
İnkârla, asimilasyon politikalarıyla, silahla, zulümle üzerine basılan tüm kimliklere bir özür borcu yok mu bu cumhuriyetin?
İyileşmeye, normalleşmeye ihtiyacımız var artık.
Sanırım bugün 90 yıllık argümanlarla, geçmişin tüm suçlarını sahiplenmeye hazır insanlardan çok fazla nutuk dinleyeceğiz.
Önümüzdeki 90 yılı da ancak bu bilgilerle yaşarsak mutlu olacaklarına inanmış olmalılar.
Ne diyelim, tüm inananların bayramı kutlu olsun o vakit.
Not: Hikâyedeki kahramanların isimleri Agop’un hâlâ devam eden çekinceleri sebebiyle değiştirilerek kullanılmıştır.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
23.01.2025
15.01.2025
8.01.2025
18.12.2024
11.12.2024