Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Derin devlet öldü mü (2)
21.06.2014
2257

 Geçen yazımda “Derin devlet öldü mü” diye bir sorgulama yapmaya çalıştım. Kaldığım yerden devam edeyim. İlginç bir tesadüfle yazıdan hemen sonra AYM kararına istinaden tüm Balyoz sanıkları tahliye edildi. Yine benzer bir durum ile Ergenekon davasından tutuklu olanların da tahliyesi yakın zamanda gerçekleşmişti.

Bu insanlar neyle suçlanıyordu?

Darbe planları yapmak...

Darbeye zemin hazırlayacak sansasyonel eylemler gerçekleştirmek...

Provokasyon amaçlı toplumsal infial yaratacak cinayetler işlemek...

Alevi önderleri, Ermenileri, misyonerleri, Kürtleri, gazetecileri, yargı mensuplarını içeren ölüm listeleri hazırlamak...

Tehdit ve baskı yoluyla siyasetçiler üzerinde etki yaratmak...

Peki, bu suçları işleyen kişilerin örgütlenmesi nerelere sızmıştı?

Siyasette, sporda, üniversitede, medyada, iş dünyasında, poliste, askerde, yargıda, MİT’te, sendikada, sokakta, sivil toplumda, her yerde etkindiler.

Arkadaşlar yukarıda yazdığım her şey gerçekten olmadı mı? Bu günlerde yayınlanan “telefon dinlemeleri” listelerini merakla “acaba ben de var mıyım” diye okuyoruz ya. O dönemde ele geçirilen “ölüm listeleri”nde adlarımız yazıyor mu diye bakındığımızı unuttunuz mu?

Bu yapıların üzerine gidilebilmesi için Hrant Dink’in cenaze törenindeki öfke ile toplumsal mutabakat sağlanmadı mı? Belki de Hrant Dink’in ölümüne sırf bu yüzden yol verilmedi mi? Bu yapılarla mücadele ettiği söylenen emniyetçilerin bir çoğunun aynı zamanda Dink davasının şüphelileri olması rastlantı mı?

Soruyu tekrar ve en kısa şekliyle sormak istiyorum.

Nerede bu katiller?

Yıllarca süren ve önüne geleni Silivri’ye tıkıştırarak itibarsızlaştırılan ana davaların sonunda hangi mağduriyet giderildi?

Seçim meydanlarında bağıra çağıra “temizliyoruz” dediğiniz devlet arındı mı?

Polisin sabrına hayran olduğunuz günlere gelişimizde üzerine tuz bastığınız acılarımız var bizim. Adlarını anarak oy devşirdiğiniz katledilmiş arkadaşlarımız var bizim. Onların yakınlarının yüzlerine bakacak hâliniz var mı?

Peki, bunun hesabını kim verecek?

Belki de bir daha asla yakalayamayacağımız “derin devlet ile yüzleşme” fırsatımızı ellerimizden alanlar olarak şimdi ne yapıyorsunuz?

O devlet ile uzlaştınız mı?

İki tane tapeniz yayınlandı diye dört takla attırdığınız devlet kurumlarının kapısında “adalet” diye bekleyen insanların katilleriyle anlaştınız mı?

Cemaat ile elbirliği yaparak cılkını çıkardığınız ana davaların sonunda yapabileceğiniz en büyük “operasyon” dönüp Cemaat’in inine girmek öyle mi? Bu katillerin niye inlerine giremediniz bir türlü? Yüzde 45 oy oranınızla arkanızda büyük bir destek olduğu hâlde kim tutuyor elinizi?

Devletleşmek böyleymiş demek ki...

Eski devlet ile sadece empati kurmuyorsunuz, artık onun ruh ikizisiniz.

Cemevinde kafasından vurulan adamın ailesini aramak için ilk önce polise teşekkür etmek sonra da öldürülen adamın GBT’sine bakmak bizlere tanıdık geliyor.

Sözü uzatmanın alemi yok.

Ya katilin ya maktulün tarafındasındır.

Kendinize yakıştırdığınız taraf hayırlı olsun...

***

Ahmet Kekeç

Geçen yazımda Ali Bulaç’ın röportajından alıntıladığım bir bölüm vardı. Orada Bulaç, Davutoğlu’nun bir beyanını farklı yorumlamış. Bu karışıklık için Sayın Davutoğlu’ndan özür dilerim. Fakat gelelim meselenin özüne. Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç beni anmış:

“Hayko Bağdat adlı (hangi “temsil”den geldiği belirsiz) birinin, Ali Bulaç’ın yalanlarına dayalı analizlerini okurlarınla paylaştığın ve çek etme gereği duymadığın için, seni de ahlaka davet ediyorum!”

Teklifi kabul ediyorum. Temsiliyet vurgunu pek anlayamadım. Düşündüklerimi yazıyorum işte. Ama nereden dertleniyorsun dersen yukarıda sorduğum soruların cevaplarını merak eden kesimlerin arasında hissediyorum kendimi. Hadi gel ahlaklı ahlaklı bu cevapları arayalım...

[email protected]

Twitter:@haykobagdat

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar