Hilâl KAPLAN
Bugüne kadar Türkleri ve Kürtleri, birbirlerini karşılıklı dışlayan iki halkmış gibi konumlandıran çok yazı okudunuz. Kimisi bunu iyi niyetle kimisi de 'şeytanın sağdan yaklaşması' misali sureti haktan görünerek yaptı. Şimdilerde de 'haysiyet' kelimesi üzerinden böylesi bir dil kurulmaya çalışılıyor.
Kürt meselesinde iklimin değişeceği ihtimali ufukta belirdiği anda toplumsal psikolojiyi yönlendirmeye matuf bu türden okumaları da sorgulamak gerekir. Çünkü Kürtlerin haysiyeti, Türklerin haysiyetidir ve Türklerin haysiyeti, Kürtlerin haysiyetidir. Eğer gerçekten bir kardeşlikten bahsedilecekse, kişinin kardeşine yapılan bir haksızlığın sona erdirilmesi karşısında haysiyetinin incinebileceğini kim iddia edebilir?
Haysiyet üzerinden üretilen söylemlerin merkezindeki iddia, Türklerin egemen güç(ler)le aynı özdeşlikte yer aldıkları yanılsamasıdır. Yıllardır ve üstelik hâlâ 'Türkiye, Türklerindir' düşüncesini şiar edinenlerin, böyle bir yanılgıyı çoğaltmaları şaşırtıcı değildir. (Barışa katkı sunmak istediğini söyleyen Aydın Doğan, sadece Hürriyet logosundaki bu sloganı bile kaldırsa, önemli bir iş yapmış olur.)
Bu ülkede egemenler, Türklük adına pek çok zulüm yaptılar. Ancak gözden kaçan veya kaçırılan nokta, Türklerin de bu zulümlerin birebir mağduru olduğuydu. Ali Şükrü Bey suikastinden İstiklâl Mahkemeleri'ne, Rize'nin denizden bombalanmasından alimlerimizin katledilmesine, hilafet makamının ilgasından medreselerimizin kapatılmasına ve bugün hâlâ devam etmekte olan başörtüsü yasaklarına kadar pek çok zulmün faili 'Türkler' değil, devlettir. Türklerse diğer halklar gibi mağdurlar arasında yer almışlardır. Çünkü egemenin etnik kimliğinin (İnönü'nün Kürt olması gibi) hiçbir önemi yoktur. Egemenler, zulümlerine paravan olarak kullanacakları söylemleri seçerler. Şayet Türklüğün haysiyetinin incinmesinden söz edilecekse, önce Cumhuriyet rejiminin 'Türklüğü' araçsallaştırarak yaptığı zulümlerden ötürü incinmesinden bahsedebiliriz.
Meclis'te hilafetin ilgasına yönelik gizli görüşmelerdeki hararetli muhalefeti sebebiyle kendisini sükûna davet eden Rauf Bey'e 'Ben bu işin fedaisiyim, anladın mı?' diyerek çıkışan Ali Şükrü Bey ile, hilafet lağvedildiğinden ötürü kıyam etmeyi düşündüğü için kendisini uyaran Bahddin Bey'e 'Ben elimdeki şu tek değnekle de olsa, bu işe karşı çıkacağım' diyen Şeyh Said aynı zulüm odağının mazlum ettiği tarihî şahsiyetlerdir.
Bu sebeple 'Cumhuriyetin 80 yılda gerçekleştiremediği sekülerleşmeyi, biz gerçekleştirdik' diye övünenlerin Şeyh Said'e sahip çıkmasıne acıdır. Ve Ahmet Türk, katıldığı 'Tarafsız Bölge'programında 'Türk-Kürt kardeşliğini laikçi elitler bozmuştur'derken ne kadar haklıdır. Söz konusu zulümlerden haysiyeti incinmeyip, mevzu Kürtlerin haklarına geldiğinde haysiyetten bahsedenler de olsa olsa bu laikçi ittifakın birer unsurundan ibarettir.
Kürtlerin haklarının tesis edilmesinin, Türklerden götüreceği hiçbir şey yoktur. Bilakis Türkleri de mağdur eden sistemin çarpıklıklarının giderilmesi noktasında ortak kazançları vardır.
Üstad Cemil Meriç'in dediği gibi 'Hiçbir müstemleke, kıymet hükümlerinin adet bezinden daha hakir görüldüğünü, bu zavallı memleket kadar ürpermeden, isyan etmeden müşahede etmek bedbahtlığına uğramamıştır.' Bu bedbahtlıkta Türkler ve Kürtler ortaklaşmıştır. Şayet Kürt-Türk kardeşliği kulağa hoşgelen bir sadâdan fazlasıysa, bu zulüm düzenini ıslah etmek için aynı duygu ve amaç ortaklığını sürdürmekten başka yolumuz yoktur.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019