Hilâl KAPLAN
İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş, başörtülü avukatların duruşmaya girememeleri hukuksuzluğuna son veren Danıştay kararı üzerine avukatların Atatürk rozeti de başörtüsü de takmalarına karşı olduğunu açıklamış. Başörtüsünün siyasal simge olduğu klişesi üzerinden tezini savunmuş. Atatürk rozeti takanlara nispetle daha tutarlı olduğunu sanan Pekdaş, kendi başı açıklığının siyasal bir karşılığı olmadığını sanıyor olsa gerek. Hadi başı açıklığı da geçtik, erkek avukatların bıyıksızlığının veya bıyık şekillerinin de birer siyasi simge olduğunun da farkında değil besbelli.
Yasak karşıtları , yıllardır başörtüsünün siyasal simge olmadığını savunurken, yasak yanlıları ise siyasal simge olduğunu ve tam da bu sebeple yasaklanmasının gerekli olduğunu savundular. Aslında her iki taraf da siyasal simge olanın yasaklanabilirliği ortak noktasında buluşarak yasakçı bir tavır benimsemeyi meşru kılıyorlardı. Fakat nedense kimse bu noktada 'Siyasal olan nedir, siyasalın sınırlarını nasıl tahayyül edebiliriz, ona nasıl sınırlar çizebiliriz?' gibi elzem soruları sormayı aklına getirmiyordu. Üstelik yine her iki taraf da siyasal olanı 'Devlet alanı'ndan dışlanması gereken (böyle bir şey mümkünmüş gibi) zül bir şey olarak tahayyül ediyordu.
Nazi geçmişinden kaynaklanan kötü şöhretiyle tanınan fakat hukuk ve siyaset felsefesi alanındaki eserlerinin kıymeti tartışılmaz olan Carl Schmitt'in siyasal olana dair çok önemli bir sözü vardır: 'Bir şeyin siyasal olmadığı hakkında verilen karar, kimin verdiği ve hangi gerekçelere büründüğünden bağımsız olarak, daima siyasal bir karardır'. Aslında bu sözden yola çıkarak başörtüsünün siyasal simge olmadığını savunanların, yani onu siyasalın alanından dışlayanların, başörtüsünü bizatihi siyasileştirdiklerini söyleyebiliriz.
Fakat aynı mantıksal yürütmeyi başı açıklığın siyasal simge olmadığını savunanlar için de yapabiliriz. Zira Türkiye'de dönen tartışmalarda hep başı örtülülüğün bir siyasallık alanı açtığından fakat başı açıklığın bir tür siyasallıktan tenzih edilmiş öznellik biçimi olduğundan bahsedilir. Oysa çok sarih bir biçimde biliyoruz ki başı açık kadın imgesi Cumhuriyet'in kuruluşuyla beraber üzerine çok ağır siyasal anlamlar yüklenen bir simgeselliğe tekabül eder. Fakat ne hikmetse Cumhuriyet projesinin kadını nesneleştirerek siyasallaştırdığını her fırsatta söyleyen kadınların hiçbiri mevcut tartışmalarda kendini göstererek 'Ben de siyasal bir simgeyim, üzerime aynen başörtülü kadınlara yapıldığı gibi benden bağımsız olarak yüklenen muhtelif siyasal anlamlar var' diyerek bir çıkış yapmadı. Keşke yapsaydı ve böylelikle siyasal simgesellikler alanında, başörtülü kadın olmak ile başı açık kadın olmak hallerinin arasındaki benzer -simetrik değil- ilişkiye işaret etseydi.
Özellikle 'simetrik değil' diye belirtme ihtiyacı duymamın sebebi ise başı açık olmanın, başı kapalı olmaya kıyasla, her zaman daha makbul, genel-geçer ve normal olarak kabul edilen bir siyasal simge olmasından kaynaklanıyor. Bu manada başı açıklığın tekabül ettiği siyasallık alanı zımnen iyi, doğru ve normal olarak konumlandırıldığından başı kapalılığın payına da kötü, yanlış ve patolojik olmak kalıyor. Bu minvalde, girift siyasal simgesellikler alanında (normal olan) başı açık olmak her zaman (patolojik) başı kapalı olmayı dövüyor.
Nasipse sonraki yazıda, devletin tarafsızlığı ilkesi üzerinden başörtülüleri dışlayan anlayışı irdeleyerek devam edeceğiz.
Not: Meseleyi daha geniş biçimde tartıştığım makale, Birikim Dergisi 227. sayıda mevcuttur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019