Hilâl KAPLAN
Ankara Üniversitesi Mülkiye Kadın Topluluğu'nun davetlisi olarak geçtiğimiz cumartesi günü Ankara'daydım. Bu vesileyle Ankara 2. Bölge'den bağımsız milletvekili adayı olan Aynur Bayram'ın seçim ofisinin açılışına katılma fırsatı buldum. Malumunuz barajı aşması beklenen partilerin hiçbiri başörtülü milletvekili adayı göstermedi. Bu yüzden Meclis'e girme ihtimali olan tek başörtülü vekil adayı Aynur Bayram.
Aynur, hali tavrı ve hitabetiyle çevresine huzur telkin eden, güven veren genç bir kadın. Pek çok başörtülü kadın gibi o da otuz yaşına gelene kadar okuldan Meclis'e yasağın beraberinde getirdiği pek çok sıkıntı çekmiş. Meclis derken, gazetecilik mesleğini sürdürürken çektiği sıkıntıları kastediyorum. Aynur, yakın zamanda başörtülü olduğu gerekçesiyle, basın kartı sahibi olmasına rağmen Meclis'e alınmamış. Bu engeli aşabilmek için Meclis'teki tüm partilerden Meclis İnsan Hakları Komisyonu ve Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'na kadar pekçok kapıyı çalmış. Fakat bir sonuç alamamış. Meclis'teki hiçbir partinin başörtülü milletvekili adayı göstermemesi üzerine borç harç başvuru ücretini denkleştirerek başvurusunu yapmış. "Önce dualarınıza sonra oylarınıza talibim" diyerek yola çıkmış.
Ancak basın mensubundan iş adamına, siyasetçisinden sivil toplumcusuna kadar Müslüman çevrelerden bırakın destek görmeyi genelde köstek olduklarını görmek onu derinden yaralamış. Seçim ofisinin kirasını bile ödemekte zorlanan Aynur, çevresindeki küçük bir ekiple seçim çalışmasını yürütmeye çalışıyor. Hani zamanında Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin "başörtüsü %1'in sorunudur" demişti ya, sanırım gerçekten haklıymış...
Aynur'un Meclis'e girmesi iki açıdan çok önemli. Öncelikle okuldan kamuya hayatımızı çepeçevre kuşatan bu yasağın önemli bir ayağını aşmamıza vesile olacak. Şahsen daha önünde yasal engeli olmayan bir yasağı bile aşamayan Meclis'ten gerçekten başörtülü kadınların derdine deva bir anayasa çıkabileceğine dair umudum yok. Ancak Aynur Meclis'e girerse, bu yasağın kalkması anlamında muazzam bir adım olarak tarihe geçecek ve ümidimizi tazeleyecek.
İkinci olarak, başörtülü bir vekilin hiçbir siyasî partiden değil, kendi iradesiyle Meclis'e girmesi herhangi bir büyük yaptırıma yol açma ihtimali olmadığı için karşı olan partiler bile bunu sindirmek zorunda kalacak. Pek demokrat "Yeni CHP" dilerse Anayasa Mahkemesi'ne başvursun, referandum sonrasındaki AYM üyelerinin dağılımıyla menfî bir karar aldırmaları da mümkün olmayacak. Aynur'un Meclis'e girmesi, sadece psikolojik bir bariyerden ibaret olan Meclis yasağını da kazasız belasız atlamamıza vesile olacak.
Ancak bunun gerçekleşmesi için Ankara 2. Bölge seçmeninin desteğine ihtiyacımız var. Genelde AK Parti ve MHP'ye oy veren ikinci bölge seçmenlerinin her birinin evinde en az bir başörtüsü yasağı mağduru olduğunu varsaymak güç değil. Aynur'un kampanyasının ana sloganlarından birisi de bu yüzden "Her evden bir oy". Destek vermesi düşünülen partinin yanı sıra her evden bir kişi de Aynur Bayram'a oy verirse, insanlık tarihi için küçük ama Türkiye tarihi için büyük bir işe imza atmış olacaklar. Bu minvalde ikinci bölgede yaşayan seçmenlerin omuzlarında tarihî bir sorumluluk var aslında. Aynur'a her evden gelecek bir oy, desteklenilen partiyi ne yerdirir ne de erdirir. Ama bu tarihî sorumluluğun da hakkı verilmiş olur.
Merve Kavakçı'nın meclisten "Dışarı!" sesleriyle birlikte kovalanışının yüreğimizdeki sızısı hâlen dinmiş değil. Bu yaraya merhem olmak Ankara 2. Bölge seçmeninin elinde. Aynur Bayram'ın kayıtlı 1.350.000 seçmenin olduğu ikinci bölgeden yaklaşık 70.000 oy alması yeterli. Altındağ, Akyurt, Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Elmadağ, Güdül, Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, Nallıhan, Pursaklar ve Yenimahalle halkından milyonlarca başörtülü kadının hatırına istediğimiz çok şey değil sanıyorum, yanılıyor muyum?
Sesimizi duyan var mı?
Not: Seçim kampanyasına destek olmak isteyenler www.aynurbayram.com sitesinden bilgi alabilir ya da 0554-5868654'ten iletişim kurabilirler.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019