Hilâl KAPLAN
28 Şubat'ta kamuoyu irtica sembolizmlerine kilitlenmişken, bankalarımızın içi boşaltılmıştı. Bugün de biz ayakkabı kutuları, emniyetin koyduğu açıklanan para makinalarına bakarken Halk Bankası üzerinden ekonomimiz âdeta çökertilmeye çalışılıyor.
Ne kadar tekrar etsek az: Yolsuzluk, cezası ertelenemeyecek, ağır bir suçtur ve gereği yapılmalıdır. Ama birbiriyle alakasız üç dosyayı (Fatih Belediyesi, TOKİ, Halk Bankası) aynı torbaya koyup, seçim öncesi zamanlama ayarıyla harekete geçildiğinde, sadece parmağa bakan, onun neye işaret ettiğine bakmayan aptallar durumuna da düşmemek gerekir.
2002'de zarar eden Halk Bankası, 2012 rakamlarına göre 2,6 milyar TL net kâr etmişti. Operasyon sonrası değeriyse, 4,5 milyar TL eridi. Ve bugün, yapılan baskın sonrası borsa düşüşte, dolar 2 liranın üstlerini gördü, faiz çift hanelere doğru ilerledi. Velhasıl, Halk Bankası bu güç gösterisi yapılmadan da soruşturulabilirdi.
Anayasa Hukuku Profesörü Osman Can'ın dediği gibi:
'Ülkenin iç ve dış egemenliğini doğrudan ilgilendiren siyasal bir sorun çerçevesindeki yargı faaliyetleri, sadece 'yargısal' değildir.
Yargı böyle bir durumda siyasal bir sorunla içiçedir, teknik bir hukuki uyuşmazlık boyutunu aşan bir aşamaya geçmiştir.
Böyle durumlarda, yargı, egemenliğin kullanımında hem uluslararası, hem de ulusal sorumluluğu olanları uyarmıyor veya haber vermiyorsa, devletin uluslararası egemenlik iddiasına zarar vermeye başlamış demektir.
Siyasal sorunu göz ardı eden ve ait olduğu milletin uluslararası egemenliğine zarar veren bir 'yargı' uygulaması, artık o egemenliğin bir parçası olmaktan çıkar. Bilerek veya bilmeyerek başka güçlerin egemenliğinin bir parçasına dönüşür.'
Ve dün, adının açıklanmasını istemeyen ama meseleyi yakından bilen ve takip eden bir okurumun bana ilettiği şu sözler:
'Şu anki soruşturma Genel Müdür Süleyman Aslan üzerinden Hakan Fidan ve Sayın Başbakan'ı hedefliyor. Halk Bankası'ndaki dosyaları ele geçirirlerse ardından basına servis edebilirler.
Hedefleri birilerini hapse atmaktan ziyade, bilgileri ele geçirmek ve gizli operasyonları deşifre ederek Türkiye'yi uluslararası finans çevresinde yalnızlığa itmek olarak görünüyor. Tüm operasyonel işlemlerin açığa çıkma ve uluslararası finans piyasasında bizi köşeye sıkıştırma riski var.
Daha önce Amerika Hazine Bakan Yardımcısı, bir kaç defa gizli olarak kurumları ziyaret etmişti. CIA, kendisine yakın büyükelçileri Halk Bankası'nda işlemlerin nasıl yürütüldüğünü öğrenmek için ağız yoklamaya gönderdi. Özellikle Halk Bankası'nın bazı işlemlerini nasıl yaptığını öğrenmek için ABD'nin yakın ilişkide olduğu 3-4 büyükelçiyi birçok kuruma gönderiyorlardı. Büyükelçiler geldiği zaman 'Biz de İran ile işlem yapmak istiyoruz ama yaptırımlar elimizi kolumuzu bağlıyor. Siz yaptırımları nasıl deliyorsunuz' diye kontra sorularla bilgi almak istiyorlardı ama bürokratlarımız çok dikkatli ve tecrübeli olunca bu bilgileri alamadılar.
Sonuçta hepsi savuşturuldu ve ülke menfaatleri korundu elhamdüllilah. Ama savcılarımızı kullanacaklarını düşünmemiştik. Doğrusu ülkenin düştüğü bu duruma çok üzülüyorum. Şimdi ise savcılık ve belki basın üzerinden çok kolay bir biçimde elde edebilecekler.
Ayrıca savcılık mütalaasının herhangi bir yerinde 'Türkiye'nin BM'nin İran yaptırımlarını deldiğine' dair bir savı ya da iddiayı kayda geçirirse Türkiye bunun izahını yapmakta zorlanır ve Halk Bankası yurt dışındaki tüm muhabir bankalarını kaybedebilir. Muhabir bankaların kaybedilmesi Halk Bankası'nın enerji finansmanında tamamen devre dışı kalması ve Türkiye'nin bağımsız enerji politikasının ciddi tehlikeye girmesi anlamına gelir.
Bu soruşturma benim gibi birçok genç ve idealist kişinin ve bürokratın elini kolunu kırdı. Artık risk alacak kişi sayısı çok azalacaktır.İnşallah daha fazla zarar vermeden soruşturma dosyaları sağlam savcıların eline geçer ve onlar da rüşvet yiyenler ile vatan ve millet için çalışanları aynı torbaya koymazlar.'
İnşallah…
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019