Hilâl KAPLAN
Rize'nin Güneysu ilçesinden İstanbul'un Kasımpaşa ilçesine göç eden ailesinin üçüncü çocuğu olarak mütevazı bir evde hayata gözlerini açtı.
İlkokulda okurken cep harçlığı için İstanbul sokaklarını su ve simit satarak arşınladı. Ardından İmam Hatip Okulu'na yazıldı. Ancak o dönemde üniversite kapıları İmam Hatiplilere kapalı olduğu için fark derslerini vererek Eyüp Lisesi'nden diplomasını aldı.
Küçük yaşlardan itibaren futbola olan ilgisi, yeteneğiyle birleşince daha 15 yaşında Camialtı Spor Kulübü'ne transfer edildi. Ne var ki babası Ahmet Bey, oğlunun futbol düşkünlüğüne fena halde karşıydı. Bu yüzden babasını kırmak istemeyen Erdoğan, uzun süre futbolcu kimliğini babasından sakladı. Futbol ayakkabılarını bile eve sokmaz, kömürlükte gizlerdi. Ancak İ.E.T.T.'ye transferi vesilesiyle futbol kariyerinin de gizlenmesi imkânsızlaştı.
Takımının şampiyonluk kupasını kaldırdığı sene siyasete de girmişti. İlk seçim başarısını 22 yaşındayken kazanarak, 1976 yılında Millî Selamet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanı ve ardından İstanbul Gençlik Başkanı oldu.
12 Eylül darbesi, iki yıllık evli ve bir yaşındaki bir oğlan babası Erdoğan için de bir dönüm noktası oldu. Futbola veda etti. Siyasî hayatı mecburen askıya alındı. Marmara Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra özel bir şirkette çalıştı. Ama gönlünde yatan hep siyaset oldu. Darbe sonrası Millî Selâmet Partisi'nin devamı olarak kurulan Refah Partisi'yle beraber Necmettin Erbakan'ın yanında siyasî yaşamına geri döndü. İstanbul İl Başkanlığı'nın yanı sıra Refah Partisi MKYK üyesi oldu.
Uzun ve çetrefilli bir yolun ardından 1994'te, âşık olduğu İstanbul'un belediye başkanı oldu. Nurettin Sözen döneminde iflas eden belediyeciliğe çağ atlattı. Fakat Türkiye hâlen vesayetin karanlık koridorlarında yürüyordu. Okul kitaplarında bile yer alan bir şiiri okuduğu için belediye başkanlığı elinden alındı, hapis yattı, siyasî yasaklı hale getirildi. Pınarhisar Cezaevi, onun için Medrese-i Yûsufiye oldu. Oradan çıkışı, 'muhtar bile olamaz' denilen adamın Başbakanlığa yürüyüşünün ilk habercisiydi. Dik durup eğilmemenin halk nezdindeki teveccühünün idrakiydi.
2001 yılında kurduğu Ak Parti, onun liderliğinde üç yerel seçim, üç genel seçim ve iki referandumdan galibiyetle çıktı. Uluslararası güçlerle ittifak halindeki vesayet odakları, yerli ve yabancı basın ona vurdukça, o büyüdü. Yıkamadıkları Erdoğan, her seferinde kavgadan daha da güçlenerek çıktı.
Fotoğrafta olduğu gibi, merhum Necmettin Erbakan'ın sağında yer alan Erdoğan'ın bir kamyon kasası üzerinde yapılan seçim çalışmalarından Çankaya Köşkü'ne uzanacak olan hikâyesi böyle yazıldı.
Erdoğan biraz da bu yüzden kazanacak. Çünkü onun bir 'hikâyesi' var; halkı teğet geçmeyen, suya sabuna dokunmaktan çekinmeyen, gerektiğinde el uzatan gerektiğinde yumruğunu sıkan...
Onun hikâyesinde alt sınıftan gelerek hayat merdivenlerini türlü meşakkatlere katlanarak çıkmak var.
Onun hikâyesinde ayrımcılığa uğrayan İmam Hatipliler var.
Onun hikâyesinde bir zamanlar okul kapılarından, ordu evlerinden, şehit oğlunun cenazesinden, askerî hastanelerden döndürülen ama bugün Meclis'te, akademide, medyada, memuriyette haklı yerini almış başörtülü kadınlar var.
Onun hikâyesinde cezaevinde yatan oğlunu anadilinde bağrına basamayan, ya askeriyenin ya dağın yolunu evlâdını hasretle bekleyerek gözleyen analar var.
Onun hikâyesinde devlet tarafından mallarına el konulmuş gayrimüslimler var.
Onun hikâyesinde devlet adına özür dilediği Dersim Katliamı var.
Onun hikâyesinde asırlık yasını paylaştığı Ermeniler var.
Onun hikâyesinde eşine ve kızlarına en ağır hakaretler edilse de, kendisine hırsız, diktatör bozuntusu, katil dense de halkın sahip çıktığı bir adam var.
Onun hikâyesinde yurdundan zorla göç ettirilenlerin kutlu dönüşü veya Ahmet Kaya örneğinde olduğu gibi dönemeyişi var.
Onun hikâyesinde Çankaya'ya giden yolu tıkamak isteyenlerin yaptığı '411 el kaosa kalktı'dan 367 saçmalığına, e-muhtıradan cumhuriyet mitinglerine kadar türlü katakulli var.
Onun hikâyesinde orantısız zekâlıların çalışma ofisinden evine kadar basmaya çalıştıkları bir lider var.
Onun hikâyesinde hem ailesinin hem de devletin en mahremine girip ifşa etmekten çekinmeyen hainlerle mücadele var.
Onun hikâyesinde ülkesinin menfaatlerini gözettiği için başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerde olduğu gibi başı ezilmek istenen bir liderin vakarı var.
Peki, Erdoğan'ın en büyük rakibi olduğu söylenen, hayatının çoğunu yurt dışında geçirmiş, malum medyanın sıklıkla eşinin başörtüsüz olduğunu hatırlattığı, son bir ayda âdeta paraşütle indirilmiş zatın hikâyesinde bize dair ne var?..
Erdoğan'ın kişisel tarihi, demokrasi tarihimizin, rejimin ezdiği mazlumların merkeze yürüyüş tarihinin, boyun eğmeye zorlanmış bir ülkenin başını kaldırışının tarihinin mütemmim cüzüdür.
Dolayısıyla ilan edilen sadece Erdoğan'ın adaylığı değildir. Vesayet rejimine ayrılan sürenin sonuna gelindiğinin de ilanıdır. Yayında ve yapımda emeği geçenlere haklarını helal etmeyenlerin, 10 Ağustos'taki adresi bellidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019