Hilâl KAPLAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ankara’daki TÜBİTAK Bilim Ödülleri töreni sırasında söylediği, “Türkiye paralel yapı ile mücadelesini kazanmıştır, kazanmaya devam edecektir” ifadesiyle aynı gün ‘biz hâlâ burdayız’ der gibi bir karar çıktı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Devrimci Karargâh Örgütü” Davası’nda eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’ya verilen 5 yıl 17 ay 15 gün hapis cezasını onadı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, paralel yapının hükmünün sürdüğü dairelerden biri olarak biliniyor. Başkanı hariç tüm üyelerinin, paralel yapının yüksek yargıda örgütlendiği 2010 referandumu sonrasında gelmiş olması bu kanıyı güçlendiriyor. Ayrıca bu daire paralel yargı eliyle verilmiş tüm kararları eksiksiz onaylamasıyla ve Hanefi Avcı kararında olduğu gibi toplumda infial yaratacak kararlara imza atmasıyla da ünlü.
Geçtiğimiz seneki 25 Aralık günü, darbe süreci devam ederken, 28 Şubat günlerinde 14 yaşındayken idamla yargılanan Yakup Köse’nin başka bir davadan cezasını onayan da, aynı Aralık ayı içerisinde âdeta toplumun sinir uçlarıyla oynarcasına hem HDP milletvekili Sebahat Tuncel hem de sosyolog Pınar Selek hakkındaki cezayı onayan da aynı daireydi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, ister sağcı bir emniyet müdürü, ister İslâmcı bir çocuk, ister feminist bir kadın, ister HDP’li bir Kürt temsilci olsun, refleksi aynıdır. Bu, Erdoğan fırsat verseydi, inşa etmek istedikleri ‘paralel Türkiye’nin nasıl bir açık cezaevine dönüşeceğinin küçük bir resmidir sadece.
Fetullah Gülen, tutuklanmasının ertesinde Avcı’yla ilgili sorulan bir soruya karşılık “Allah taksiratını affetsin” demişken, farklı bir sonuç beklemek beyhude olurdu zaten. Üstelik Avcı, diğer davalardan daha çok Gülen’in sinir uçlarına dokunuyor. Zira hem muhafazakâr-milliyetçi gelenekten geliyor, hem İslâmafobik ve cemaat düşmanı değil, hem de devlet içerisindeki Gülenci yapılanmayı en yakından bilen ve ilk etraflıca deşifre eden isim…
Ne yazık ki o günlerde, Avcı’nın da dediği gibi darbe davalarının sivil siyasetin ve toplumun önünü açacağı, bazı cesur savcıların askerî vesayete direndiği şeklindeki rüzgâr, bu temizlik adı altındaki tasfiye operasyonunu görmemizi engelledi. Avcı aleyhinde köşemde hiçbir yazı yazmamış olsam da twitter’da (Allah affetsin Emre Uslu dahil) yazı paylaşmış, görüş belirtmişim. Bunun için özür dilerim. Aynı şekilde Nedim Şener’in de içinde olduğu OdaTv Davası mağdurlarıyla ilgili aleyhte bir şey yazmamış olsam da Ahmet Şık veya KCK davalarında olduğu gibi lehte de yazmamışım. Bunun için de özür dilerim.
Kumpasa kurban gittiğini bildiğimiz bu isimlerin yanı sıra daha isimsiz binlerce mağdur daha var. Onlarca davaya gömülmüş olduğumuz için, Tahşiye davasında olduğu gibi onlara da basın ve kamuoyu olarak yeterince ilgi gösteremedik. Bundan dolayı da çok üzgünüm. Sanırım paralel yapı ile hesaplaşmanın bir kısmı da bu hususlarda mağdurlarla helalleşmemizi gerektiriyor.
Mevzua dönersek… Paralel yapı ile hesaplaşmanın daha çok başında olduğumuzu düşünüyorum. Her ne kadar şu anda operasyon kabiliyetleri büyük ölçüde zarar görmüş olsa da, bu uzun vadede emniyette olduğumuz anlamına gelmiyor. Mevcut durumda ülke anahtarını elde ettiklerini düşündükleri için kendilerini bayağı faş etmiş olabilirler. Ancak henüz ifşa olmamış tüm kadrolar 1980 darbesi öncesinde olduğu gibi ‘uyuyan hücre’ modunda devam ediyor. Üstelik, aldığım sağlam duyumlara göre, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde general seviyesine yükselmiş Gülenciler var. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, ‘dava yorgunu’ orduyu ve delik deşik edilmiş personeli tekrar bir tasfiye operasyonuna maruz bırakmak istemiyor olsa da hükümet ordunun hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak bunu işbirliği içerisinde ve cerrahî müdahale inceliğinde yapmak zorundadır. Hukuk içerisinde hareket edildiği için emniyet-yargı içindeki paralel yapıyı tasfiye etmenin de zaman alacağı bir gerçektir.
Dolayısıyla bu noktada, toplumun da siyasî iradenin de teyakkuzda olmasında fayda var. Erdoğan nefretinden ötürü, ana muhalefet ‘Nerde bu cemaat, söyleyin kaydolayım’ seviyesinde seyrettiğinden ve sol-liberal denen tayfa ‘Şefkat Tepe’cilerle elele barışa kastetmeye kalktığından muhataplıklarını kendi elleriyle tahrip etmiş durumdalar.
Avcı’nın tesbit ettiği gibi paralel yapı “sadece iktidarın karşısında değildir, tüm devletin, tüm halkın karşısındadır.” Mücadele devam ediyor…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019