Hilâl KAPLAN
Türkiye'de tiyatro denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Müjdat Gezen, geçtiğimiz günlerde 16.sı düzenlenen Afife Jale Ödül Töreni'nde meslektaşı Nedret Güvenç'e ödülünü vermek için sahneye çıkar. Son düğmesine kadar iliklenmiş rengi solmuş bir gömlek ve koyu renk takı elbise giymektedir. Nedret Hanım sahneye çıktığındaysa ödülünü iğreti biçimde yukarıdan tutarak kendisine uzatır ve muhatabı elini uzatmasına rağmen, elini kalbinin üzerine götürerek el sıkışmayı reddeder. Ardından yaptığı konuşmaya "Selamun Aleyküm" diyerek başladığında salon gülmekten yıkılır... Gezen "eski Türkçe" kelimelerle bezeli konuşmasını "Belediyenin 20 yılı aşkın temizlik işlerinde çalıştıktan sonra Darül Bedayi Yönetim Kurulu'na tayin oldum" diyerek bitirdiğindeyse ıslık sesleri alkış seslerine karışmıştır.
Bu skeç, içinden çıktığı toplumun büyük kısmını rencide etmekten imtina etmeyen, hatta bunu vazifesinin bir gereği gibi gören, alt sınıftan olmayı aşağılama vesilesi sayan "çağdaş sanatçı" profiline oldukça uygundur ve ne yazık ki pek de şaşırtıcı değildir. Gezen'in tahayyülündeki 'muhafazakâr' belediye çalışanı budur. Alkıştan yıkılan salondan anladığımıza göre de tiyatro camiasına hâkim olan 'muhafazakâr' tipolojisi de budur.
Şehir Tiyatroları yönetmeliğine ilişkin itirazın oyun seçimlerindeki kararın bürokratlara geçmesi olarak sunulmuştu. Skeç ve ona verilen onaydan anlaşıldığı üzere meğer esas mesele bürokratın 'muhafazakâr' olmasıymış. Demek ki mevzubahis yönetmelik değişikliği CHP döneminde yapılmış olsaydı, pek çok tiyatrocunun sesi dahi çıkmayacaktı. Mesela "Mustafam Kemâl'im" gibi ajitatif güzellemeleri yutacak türden bürokratlar komisyonda yer alsaydı, muhtemelen ortalık bu kadar velveleye de verilmeyecekti. Yani güzide sanatçılarımız için esas arıza, atanmışlardan çok, atanmışların kim olduğuymuş. Şair Osman Konuk'tan ödünç alarak özetlemek gerekirse: "Tartışma memurlarla sanatçılar arasında değil, eski memurlarla yeni memurlar arasında."
Dolayısıyla tiyatronun eski-yeni tüm memurların elinden kurtarılması hayırlı bir gelişmedir. Darısı diğer alanların başına...
Demokrasiyi savunurken ihlal eden ordu
Tam "sadece Türkiye'de" başlığına uygun bir gelişme oldu. Genelkurmay Başkanlığı, alıştığımız bildirilerinden birini daha yayınladı; ancak bu kez hedeftekiler alışılmışın dışındaydı. Kemalist kimlikleri herkesin malumu olan yazar Bekir Coşkun ve "darbeci baro" olarak anılan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ı sert bir üslupla hedef alan bildiri içerik olarak oldukça haklıydı. Demokrasi vurgusu yapan bir orduyu yıllardır ararken karşımızda bulduk. Ama bildiri yayınlanması usulen hatalıydı.
Demokratik ülkelerde orduya yönelik eleştirilere cevabı ordu bildiri yayınlayarak vermez. Ya bağlı olduğu kurum -bizde Milli Savunma Bakanlığı- inisiyatif alır veya hukukî bir çözüm gerekiyorsa adalet mekanizmasına başvurulur. Ordu "demokrasi" deyince "şanlı ordumuz" frekansına bağlanırsanız, yarın öbür gün ordu yine "höt" dediğinde karşı çıkmak için ilkesel olarak meşru herhangi bir dayanağınız kalmaz.
Ezcümle, e-muhtırada olduğu gibi halkını düşman ilan eden orduya da, demokrasi dersi vermek için bile olsa siyasete müdahil olan orduya da hayır!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019