Hilâl KAPLAN
Yolda giderken, benden yaşça büyük birisine adres sormam gerekirse "Amcacığım" diye hitap ederim. Ya da pazarda alışveriş yapan hanımlara, pazarcılar "Abla" diye hitap ederler. Birbirini hiç tanımayan insanların, birbirleriyle akrabaymış gibi iletişim kurdukları bir ülkede yaşıyoruz. Bu ilişkilenme biçimini bir Avrupalının anlaması oldukça güç olsa gerek. Akrabalık kodlarının toplumda yaygın olarak kullanılması genelde Ortadoğu toplumlarında var olan bir özellik ve biz Avrupalı olduğumuzdan daha çok Ortadoğuluyuzdur aslında.
Ve böyle bir ülkede "kurucu lider" kabul edilen kişiye verilen isim "Atatürk"; yani "Türklerin babası". Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte, 'ancien regime'i yıkanlar için egemenliklerine yeni bir meşruiyet kaynağı gerekmekteydi. Bunun için toplumsal alandaki en yaygın kod olan İslâm'dan yararlanamazlardı zira hilafetin lağvından bu yana İslâm, toplumsal/siyasal alandan tüm izleri silinmek istenilen bir olguydu. Toplumdaki ikinci en yaygın kodlardan olan "akrabalık ahlâkı"nı ikâme etmek en işlevsel olan seçimdi ve öyle de yapıldı. Bu gerçekten bilinçli bir tercih miydi bilmiyorum ama günümüzde seksen yaşında, birikimi ve kariyeri ortada olan insanlar bile kendilerine "Atatürk çocuğuyuz" diyerek 'enfantil' bir özne tanımına razı geliyor, hayata dinamizm ve yenilik katması beklenen gençler "Atam, emanetine sahibiz" diye yeminler edip 'bekçiliğe' gönül eğdiriyorsa isabetli olduğu açık.
Şerif Mardin'e göre Osmanlı İmparatorluğu'nun sadece son döneminde egemenlik "koruyucu baba" algısını çağrıştırmıştır. Ancak kanaatimce cumhuriyet dönemindeki egemenlik biçimi, "yasaklayıcı ve yol gösterici baba" rolünü hayatın hemen her alanında yaygınlaştırmıştır. Egemeni ebeveyn olarak konumlandıranlar, halkı da çocuk olarak gördüklerinden "halk için halka rağmen" işler yapmıştır. Ki ebeveynler, zaten çocukları için en iyisini bilirler! Ulusu büyük mutlu bir aile ve lideri de "aile reisi" olarak konumlandıran egemenlik biçimi halkın giyim kuşamından kullandığı alfabeye, dinlediği ezandan konuştuğu dile kadar nüfuz eden bir egemenlik biçiminin benimsetilmesini de kolaylaştırmıştır.
Bu egemenlik biçimi sadece Atatürk ile sınırlı da kalmamıştır. Örneğin "ben sizin babanızım" diyen siyaset adamlarını da ortaya çıkarmış; halkın kendilerine hizmet etmekle sorumlu olan siyasîlere "devlet büyükleri" demesini sağlamıştır. Ve "baba"ya ya da "büyüklere" mutlak itaat edilmesini beraberinde getiren bu otoriter dilin ötekileştirdikleri de vardır elbette. Devlet-vatandaş ilişkisi böylesine yukarıdan aşağıya kurulduğu için, devletlilerin öngördüğü makbul vatandaş çizgisini 'aşanlar'a, aile içinde büyüklere karşı gelenlere olduğu gibi hadleri/sınırları bildirilir. Meclise, halktan aldığı oylarla giren bir milletvekilinin başörtülü olduğu gerekçesiyle bir 'devlet büyüğü' tarafından "Birisi bu kadına haddini bildirsin" âdeta azarlanmasının bu kadar kolayca içselleştirilmesinin sebeplerinden birisi de budur.
Başbakan Erdoğan da mezkûr "aile babası" rolünü siyasete yediren, yer yer bu konuma vurgu yapan söylemlerle karşımıza çıkmaktadır. Bir siyasetçinin toplumsal olaylara/ alışkanlıklara ilişkin itirazlarını dile getirmesi doğaldır. Ancak bunun aynı bir 'aile reisi' edasıyla yapılması belki de mezkûr rolün fazlaca içselleştirildiğini göstermektedir. Örneğin Türkiye'nin genç nüfus problemiyle karşı karşıya kalınmaması için tedbirler almaktan bahsederken "Üç çocuk istiyorum" gibi emrivâki bir üsluba başvurulması ya da sigaranın toplum sağlığına zararlarından bahsederken yolda karşılaşılan bir çiftçi vatandaşın sigarasının Başbakan tarafından çöpe atılması ve bunun "Ne samimi bir insan" nidalarıyla yüceltilmesi mevzubahis tavrın sadece kendisi değil, bizzat toplum tarafından da kabullenildiğinin bir göstergesidir.
Başbakan Erdoğan'ın bir kişi kültü haline geldiğine katılmıyorum. Halkın ona olan teveccühünün "kişi kültü oldu" diye özetlenmesini de kestirme bir analiz olarak görüyorum. Ayrıca Erdoğan'ın, kişi kültü olmak için oldukça çaba harcayan Mustafa Kemâl'den farklı olarak bu yönde hiçbir özel efor sarf etmediğini de not etmek gerektiğini düşünüyorum.
Ancak yine de, uzun vadede bir "kişi kültü" mesabesine yerleştirilmeyeceğinin de garantisi elbette yok. Bunu önlemenin yolu devlet eliyle ta ilkokuldan "Atatürk çocuğuyuz" diye başlatılan yolun kesilmesinden geçmektedir. Çünkü yerleşik siyasal kültür kökten değiştirilmedikçe, devletin ideolojik aygıtları vesilesiyle kendisini çocuk, devletlileri 'büyük' gören nesiller yetiştirildikçe "karizmatik lider" odaklı siyasetin yerinden edilebileceğini düşünmek beyhudedir. Böyle olmadığı müddetçe de birileri "Atam, izindeyiz" der, diğerleri "İzindeyiz, Büyük Usta". İlki Atatürk'ün her söylediğine/ yaptığına mutlak doğru muamelesi yapar ve sorgulayanları 'hain' ilan eder; diğeri Erdoğan'ın. Ve ilkine söyleyecek sözü olmayanların, diğeri hakkında da susması tutarlılıklarının gereği olacaktır.
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları




































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019