Hilâl KAPLAN
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, önemli bir basın açıklaması yaptı. Konuşmanın en önemli kısımlarından birisi, açlık grevini sürdüren tutuklu ve hükümlülerin taleplerine ilişkindi:
'Bu siyasî taleplerin hemen hemen ikisi esasen bugün için çözülmüş durumda. Diğer konu ise üzerinde çalışılması ve zaman içerisinde değerlendirilmesi gereken konulardır.'
Böylelikle hükümet sözcüsü Arınç, süreç boyunca beklenen sağduyu dilinin örneklerinden birini sergilemiş oldu. Grevi sürdürenlerin taleplerini sert bir üslupla reddetmek yerine, siyasal alanın varoluş nedeni olan müzakerenin açık uçlu bir süreç olduğunu hatırlattı.
Üstelik taleplere kayıtsız olmadıklarının da altını çizdi. Hükümetin, inisiyatif alarak zaten gerçekleştireceğini duyurduğu anadilde savunma hakkının yasalaşması üzerinde çalışmasını nihayetlendirip gerekli düzenlemeyi yapacağını duyurdu. Buna göre, CMK 202. maddede yapılacak değişiklikle sanıkların 'kendilerini daha iyi ifade edeceklerini düşündükleri dilde savunma hakkı' sağlanmış olacak.
Hükümet, bu açıklamayla bir ilke daha imza atmış oldu. Bugüne kadar anadilde eğitim hakkı tartışmasına dahi sert bir üslupla karşı çıkan hükümet kanadı, ilk kez bu meselede istişareye açık olduklarının altını çizdi. Anadilde eğitim hakkı, hâlen süren bir tartışma konusu ve sürmesinin vebali de sadece Ak Parti'nin boynuna değil elbette. BDP'nin yerel seçimlerde ittifak yapacağı söylentileri dolaşan CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin anadilde eğitime hazır olmadığı yönündeki beyanatı bunu doğruluyor.
Arınç, Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi meselesininse, ailesiyle görüşmesi hususunda bir sorun olmadığından, 'tecrit' diye nitelenmesinin doğru olmadığına vurgu yaptı. Ayrıca 'Öcalan, herhangi bir konuda avukatlarıyla görüşmeyi arzu ederse, bu imkanın Adalet Bakanlığı tarafından karşılanması söz konusu olabilir' diyerek de açık kapı bıraktı.
Sorun, yasada belirtildiği üzere 'terör örgütüne talimat vermek' maksatlı bir görüşme olması ihtimali varsa, bir devlet yetkilisinin de görüşme esnasında mevcut bulunması gerektiğini ibraz eden maddeden kaynaklanıyor. Devletin bu hususta geri adım atmasını beklemek ve bunun üzerinden açlık grevleriyle baskı yapmak, süreci dönüşü olmayan bir noktaya sürüklemek anlamına gelir. Açlık grevleri gündemi kilitlemeden önce Öcalan'la müzakere yolunun her zaman açık olduğunu ilan etmekten çekinmeyen bir hükümetin ülke idaresinde olduğunu hatırlatmak da fayda var.
Açlık grevindekilere birebir seslenmeyi de ihmal etmeyen Arınç, şunları söyledi:
'Unutmayın ki Türkiye'nin yeni anayasası yapılıyor. Bu yeni anayasa içerisinde yer alabilecek, belki sizin de gönlünüzden geçen pek çok şey olabilir. Süreci takip etmek yerine, annelerinizi, babalarınızı, eşlerinizi, arkadaşlarınızı, komşularınızı bütün milletimizi üzecek bir sonuçla bizi karşılaştırmayın. Bugün inanıyorum ki parlamentodaki tüm milletvekillerimiz de sizin bizi üzmemenizi, ailenizi üzmemenizi, milletvekillerimizi üzmemenizi bekliyor.''
Yeni anayasada etnisite merkezli bir vatandaşlık tanımının yer almamasını savunan, 4. yargı paketiyle terör tanımının içeriğinin sadece şiddete başvurmakla doldurulmasını sağlayan, ademi merkeziyetçi bir idarî yapıyı güçlendireceğinin işaretlerini veren hükümetin yaptığı bu çağrıya karşı, BDP de politik hakları elde etmek için ölmekten öte bir yol olduğunu, bu yüzden mecliste olduklarını açlık grevindekilere hatırlatsa hiç fena olmayacak. Ancak gelen eleştirilere cevap vermek için, açlık grevini meclise taşıdıkları takdirde, uzatılan bu eli de çevirmiş olacaklar. BDP, meclise açlık grevine girmek için değil, Kürt halkının çocuklarına kendilerini öldürmekten daha fazlasını yapabileceklerini göstermek için, siyaset yapmak için girdi. Bu doğrultuda bir politika izlemeleri sürecin sağ salim noktalanması açısından hayra vesile olabilir.
Eğer, açlık grevlerine son verilmezse, Kandil'in sürdürdüğü strateji neticesinde sadece onlarca kişi hayatını kaybetmiş olmayacak. Müzakere kapısını açık tutan bir hükümet olmasına rağmen, barış imkânını kaybetmiş olacağız.
Kaynak:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/HilalKaplan/uzatilan-el-geri-cevrilmemeli/34847
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019