Hilâl KAPLAN
İki yıl önce "Dökme Kurşun Operasyonu" adı altında Gazze katliamı sürerken "Yasaperestlik, kurbanlaş(tır)ma ve Filistin Direnişi" yazımda şöyle demiştim:
"Evrensel İnsan Hakları söylemi, tanınabilir bir insan öznesi olduğu varsayımından yola çıkar. Varoluşun merkezinden Tanrı'yı alıp yerine insanı ikame etmeyi hedefleyen hümanist söylemin tipik bir ürünüdür. Yani ilan ettiği gibi zamanlar ve mekanlar üstü değil aksine içinden çıktığı tarihsel-toplumsal ve dolayısıyla siyasal-ideolojik koşullara bağ(ım)lıdır. Dolayısıyla belli bir söylem düzenine özgü, inşa edilmiş, tarihsel bir kavramdır. İnsan hakları söylemindeki tüm insanları kapsadığını iddia eden evrensel insan anlayışı, aslında muhtelif 'insan hallerine' dair öznelliklerin ve bunlara bağlı olan iktidar ilişkileri ile sorumluluk dağılımlarının üstünü örter. Mezkur insan hakları anlayışı aslında 'daha az insan' olanların kurbanlıklarını benimsemelerini telkin eden bir tür teselliden ibarettir".
Yani insan hakları söyleminin her türden insanı kucaklayabilecek kadar kapsayıcı olduğu iddiası bir ilüzyondan ibarettir. Ancak özellikle günümüz Türkiye'sindeki hak ve özgürlükler mücadelesinde bu söylemin geniş bir mutabakat sonucu ortaya çıkmış ve kanıta ihtiyaç duymayan apaçık haklar olduğu iddia ediliyor. "İnsanın doğal hakları" denilerek de her türden tartışmanın önü kesilmeye çalışılıyor.
Müslümanların kendi hak ve özgürlükleri için mücadelesinde devletin tanıdığı bu insan hakları söylemi bağlamında daha önceki yazımda bahsettiğim gibi "içkin eleştiri" getirerek söylem üretmesi bence de uygundur. Ancak bu haklar silsilesinin sanki Müslümanların da biat etmesi gereken türden bir "kutsal metin" gibi dayatılması kabul edilemez. Bazı Müslümanların da bu ön koşulu sanki İslâm'ın bir şartını yerine getiriyormuşçasına gönüllü olarak kabul etmesi irdelenmeye muhtaçtır.
Genelde Nazilerin teorisyeni olarak tanınan, post-yapısalcıların 'yeniden dirilttiği' Alman hukuk felsefecisi Carl Schmitt, "Siyasal İlahiyat" kitabında seküler devlet kuramının tüm kavramlarının Yahudi-Hristiyan teolojiden nasıl türetildiğini sarih bir biçimde anlatır. Evrensel insan hakları söylemi de bu minvalde seküler devlet kuramının "On Emir"i gibidir. Bu anlamda sekülerizmle aralarında hiçbir antagonizma olmayan siyasal grupların evrensel insan hakları söylemine ikna olmaları (ki bence Marksistlerin ikna olması da problemlidir) olağandır. Buraya kadar bir sorun yok. Ancak seküler gruplar esasında subjektif ve tarihsel-toplumsal bagajı aşikâr olan bu siyasal-teolojik söylemi objektif ve her türden tarihsellik-toplumsallıktan azadeymiş gibi tüm grupların kabul etmesini zorlar şekilde ele almaya çalışıyorlar. Esas sorun da bu dayatmacı anlayıştan neşet ediyor.
Zira böylelikle kendi hakikatinin var olması çabasında olan Müslümanları yüklenilmesi ne mümkün ne de gerekli olan bir yükü omuzlamaya davet etmiş oluyorlar. Hatta bu 'davet'in ucu kimi zaman "Ama biz de sizin şu haklarınızı savunmaktan vazgeçeriz" şantajına kadar uzanıyor. Dananın kuyruğu da burada kopuyor. Çünkü inandıkları hakikat çerçevesinde zaten savunmak zorunda oldukları hakları, kendi hakikatleri çerçevesinde pozisyon almaya çabalayan Müslümanlar üzerine bir tehdit unsuruymuş gibi icbar etmiş oluyorlar.
Hülasa, sadece Müslümanların değil sekülerlerin de "Senin dinin sana, benim dinim bana" demeyi öğrenmeleri bu sorunun ortadan kalkmasının vazgeçilmez bir şartı olarak önümüzde duruyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Dersimin Dağları
Dersim hangi siyaseti desteklerse desteklesin, hangi fikri benimserse benimsesin, bu ülkede“mazlumiyetin” sembolüdür MÜ? 5 sene evvel dersimlinin biri TRT televizyonuna: "neden bize ayrımcılık yapıyorsunuz ermenileri beraber kovmadık mı? (yani ermeni soykırımında biz de dersimli olarak silahsız ermenileri öldürüp ırzına geçtik)" diye beyanat veriyordu. En azından dersimli inkar etmiyor Ermeni Soykırımı nı.
Nokta ile Virgül
bu arkadaşiar tc ile ortak olmasalar tc nin yaptı artislikleri yapmazlar.
VAS BASA
SANA NE OLDU DA AGZINI BURNUNU SABUNLAMAYA BASLADIN, TOVBEYEMI GELIYORSUNUZ DUNYANIN SONUMU YAKLASTI,? SENDE CUNEYITTE..YALAKALIGA TOVBE MI ETTINIZ. NE IS..HAYIRDIR?
muharrem
bizim delirmemiz çok zaman önceleri başladı kimse farkında olmadı.şimdi yavaş yavaş toplu cinnet olayını yaşıyoruz. ne zaman başımıza bir şok gelir o zaman akıllanırız.
süleyman çoban
Tamam da sayıları iyice azalan bu vicdan sahibi, erdemli insanlar nasıl biraraya gelecek? Kim veya kimler buna aracılık yapacak? Yani sevgili Ahmet Altan sesini bunlara nasıl duyuracak?
Ahmet
30 yıldır işi gücü kan, kin , ırkçılık , nefret olan bir örgütü ayda yılda bir, naif bir üslupla eleştirirken, başbakanı haklı olduğu konularda bile vicdansızca eleştirmek nasıl bir ruh halidir, anlam veremiyorum. Hükümeti bu derece sert bir üslupla eleştirebilmek özgürlüğü bile, bir çok eleştirinizin haksız olduğunu kanıtlıyor.