Hüseyin GÜLERCE
Fethullah Gülen’le ilgili davaların bir kısmı başladı. İddiaların temelini, Gülen’in legal görünüm altında illegal bir yapı kurduğu, bu yapının içerisinde polis şefleri, polisler olduğu, silahlı bir terör örgütü gibi yargılanması gerektiği yönünde. Yargıdaki adıyla Paralel Devlet Yapılanması konusunda Gülen hep inkâr yoluna gitti. Zaman zaman yaptığı açıklamalarda iddiaları “iftira” olarak niteledi, sözü edilen insanlardan “binde birini tanımam” diye söz etti.
Ancak bilhassa memuriyete giriş, üniversiteye giriş, akademi sınavları dâhil hemen bütün sınavlarda soruların çalındığı, bu soruların Paralel Yapı’nın belirlediği insanlara verildiği iddiaları giderek güçlenmektedir. Toplumda yaygın kanaat, “haram yemedik” diye şov yapanların aslında gözünü kırpmadan kul hakkı yediği, devlet kadrolarında liyakat esası yerine, makam sahibi insanların önünün kesilerek bu yapının elemanlarına yer açıldığı yönündedir. Yurt dışı uzmanlık ve lisansüstü belirlemeler dâhil, hep Gülenciler’in yükseltildiğine inananlar bugün çoğunluktadır. Bütün bunlar yapılırken, sahte belgelerle, uydurma delillerle kumpaslar kurulduğu, hukuksuz telefon dinlemelerinden yararlanıldığı, Gülen medyasından da istifade edilerek itibarsızlaştırma operasyonlarının yapıldığı iddiaları bugün ciddi olarak soruşturulmakta, yargılamalara konu olmaktadır. Bu arada şimdiden yüzlerce itirafçı bu iddiaları teyit eden ifadeler vermektedir.
Fethullah Gülen geçtiğimiz pazartesi günü (21 Aralık 2015) yayınlanan son “Bamteli” sohbetinde nihayet “devlete sızma” iddiaları ile ilgili itirafta bulundu. “Ona ‘sızma’ denmez; ona, ‘hakkını arama’ denir, ona ‘kendi olma” denir, ona ‘ülkesini yabancılara, sızmışlara kaptırmama’ denir.”
Bu itirafta, sınavlarda kopya çekmenin fetvasının da olduğu açıktır. Ayrıca sızmanın yanında asıl sorgulanan; devlet hiyerarşisi içindeki insanları, Gülen’in tayin ettiği “imam”lara zimmetleme, onlara dışarıdan talimat verme hukuksuzluğudur...
Sınav soruları çalınarak devlet memuru olunuyorsa, kumpaslarla Cemaat’e engel görülen insanlar tasfiye ediliyor ve onların yerine tek özelliği Gülen’e kayıtsız şartsız bağlı insanlar yerleştiriliyorsa, evet buna sızma denir. Dini söylemlerle hep liyakat esasını öne çıkaran Gülen’in, ilk defa “hak arama” itirafında bulunduğunun altını çizmeliyiz. Herkes hak arama iddiası ile devleti ele geçirmeye kalkarsa, liyakat esası nasıl yerine getirilecek? Hele bu “hak arayıcılar” belli bir yerden talimat alıyorlarsa, seçimlere, halkın hür iradesiyle yöneticilerini belirlemesine ne gerek var? Madem Gülen, devlet bürokrasisini kontrol etmeyi hak arama biliyor, demokrasilerde hak arama, milletten yetki almaktan geçiyor. Daha en başta neden parti kurmamış? Neden iktidarların gözünün içine bakarak Türkiye’yi yönetmeye kalkıyor?
Bir defasında Pensilvanya’da, kendisine soru sormuştum: “Siz ‘diyalog, herkesin konumuna saygılı olmaktır’ dediniz. Bunun bir adım ilerisi nedir?” Bana, “paylaşmaktır” cevabını vermişti. Konumuna saygı duyulan insanlarla demek ki diyalog toplantılarındaki paylaşmayı kastetmiş. Devlet kadroları, TÜBİTAK, TİB, Adli Tıp, HSYK, Yargıtay gibi kurumlar meğer liyakat esasına göre paylaşma değil, Gülen’in “hak arama” yerleriymiş. Gülen’in, “Yabancılar”dan ne kastettiğini ise yabancı dergi ve gazetelerin yöneticilerine ve bir de bizim liberal arkadaşlara sormak gerekir.
Gülen’in aynı sohbette, kendisine en yakın bağlılarının son toplu kaçışları için verdiği fetvayı da gözardı etmemeliyiz. Şunu diyor:
“Bir yerde Nemrutlar üzerinize geldiği zaman oradan çıkıp gidebilirsiniz; Hazreti İbrahim’in yoludur bu. ‘Orada duralım da bunlar bizi arama rahatsızlığına düşmesinler. Veya ayaklarına gidip ‘Efendim beni arıyormuşsunuz, onun için geldim, diyelim.’ Mü’minin kendisine zulmeden birisinin işini kolaylaştırması Allah’a karşı terbiyesizliktir. Ne diye zalimin, hainin işini kolaylaştırıyorsun?”
Bu da Gülen’in, Cumhurbaşkanını, Başbakanı, hükümeti ve yargıyı “zalim” ve “hain” gördüğünün itirafıdır. Hukukun ve meşruiyetin dışına çıkarak isyan bayrağını açtığının itirafıdır...
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019