Mensur Akgün
Trump 20 Ocak’ta yeniden işbaşına geldiğinden bu yana kabul edelim ki Türkiye ile iyi geçindi. Doğrudan çıkar ve beklentilerini sarsacak hemen hiç bir teşebbüste bulunmadı. Suriye’de İsrail’e rağmen Türkiye’nin yanında yer aldı.
Mimarı olmaya çalıştığı Ortadoğu barış sürecinde ve yeni düzeninde Türkiye’ye rol biçti. Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için yaptıklarını övdü. Geçmişin mirası yaptırımların kalması için de olumlu bir tavır aldı.
Türkiye de Trump’ı ve Trump Amerika’sını doğru okudu, gerçekçi politikalar benimsedi, onların beklentilerine aykırı inisiyatifler geliştirmedi. Gazze sorunu karşısında dahi itidalli davranmayı, mücadelesini çok taraflı platformlarda vermeyi seçti.
Ancak Trump işbaşına geldiğinden bu yana devletler sisteminin temel normlarını sarsan, dünya dengelerini değiştirme potansiyelini içinde barındıran talep ve eylemlerde bulundu. Yakın komşusu Kanada’dan iltihak, müttefiki Danimarka’dan toprak istedi.
Güney Afrika’yı ırk ayrımcılığıyla suçladı, Nijerya’yı da benzeri nedenlerle, Hristiyanları iyi koruyamadığı için askeri operasyonla tehdit etti. İran’ı bombaladı, Yemen’i vurdu. Ukrayna’yı bol bol hırpaladı. Rusya’yı da barışa henüz ikna edemedi.
Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarını hiçe sayan ticaret savaşları başlattı. Bazıları ülkesinin ekonomisine de zarar verecek yeni gümrük vergileri koydu. Sonra onları azalttı. Her konuda olduğu gibi ticari konularda da pazarlığı pek sevdi.
Eylül başından bu yana da gözünü Venezuela’ya dikti. Amerika’ya uyuşturucu taşıdığı gerekçesiyle kartellere karşı savaş ilan etti ve Cenevre Sözleşmelerini, insancıl hukuk kurallarını hiçe sayarak yargısız infazlara başladı.
Tekneler batırıp en az 83 kişiyi öldürdü. Hatta ilk vuruşta ölmeyenleri ikinci bir vuruşla yok ettirdi. CIA’yi Devlet Başkanı Maduro’yu devirmesi için yetkilendirdiğini açıkladı. Bu arada Venezuela yakınlarına da kara operasyonu ima eden yüklü bir askeri yığınak yaptı.
Amaç belli ki rejim değiştirmek. Petrolden ülkesinin pay almasıyla yetinmemesi de bunun göstergesi.
Trump istese Maduro petrol tavizi vermeye çoktan hazırdı. Daha dolaylı müzakerelerde teklifini yaptı. Fakat bu kadarı Trump ve ekibine yetmedi.
Trump’ın önceliği yine de müzakere. Venezuela’yı çok güç kullanmadan, fazla masraf etmeden ele geçirmek arzusunda. Geçtiğimiz hafta Maduro ile yaptığı 15 dakikalık telefon görüşmesinde istediği ülkeye gidebileceğini söylediği biliniyor.
Adı geçen ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor ve dendiğine göre Türkiye arabuluculuk çabasının içinde de yer alıyor. Fakat müzakereler sonuç getireceğe pek benzemiyor. Maduro dokunulmazlık talep ederken Amerika buna anlaşılan yanaşmıyor.
Venezuela’nın hava sahasının Amerika tarafından uçuşlara kapatıldığının söylenmesi de Maduro’ya çıkış verilmeyeceğine işaret ediyor. Diğer taraftan Maduro da köleliğe ve sömürgeciliğe karşı direnecekleri mealinde açıklamalar yapıyor.
Arabuluculuk çabaları sonuç vermezse ve basına sızdırılan görüşme içerikleri doğruysa Amerika bir şekilde müdahale edeceğe, rejimi değiştirmekte başarılı olamasa bile Venezuela’yı askeri ve siyasi açıdan yıpratacağa, bölge dengelerini sarsacağa benziyor.
Oysa Foreign Policy’e yazan Ellen Knicmeyer’in atıfta bulunduğu George Washington Üniversitesinden Alexander Downes’in yaptığı araştırmaya göre ABD son 120 yılda 35 müdahalede bulunup rejim değiştirmiş ve bunların çoğu beklenen başarıya ulaşmamış. Ama tarih boyunca hiçbir yönetim de bunu umursamamış.
Dünya da Amerika’yı hep tolere etmiş. Bence bundan sonra da edecek. İnsancıl hukuk kurallarını ayaklar altına alan son tekne saldırılarında olduğu gibi bir kaç senatörün Savunma Bakanı’nın verdiği emri eleştirmesinden sonuç çıkartıp ya da “Trump bu işte” deyip sorunu geçiştirmeye çalışacak.
Çoğu devlet Amerika’yı karşısına almamak, bazıları da sağladığına inandığı caydırıcılığı sürmesini temin etmek için sessiz kalmayı tercih edecek. Çin ticaretine ve kendini doğrudan ilgilendiren sorunlara bakacak. Rusya kazançlarını hazmetmeye, kayıplarını karşılamaya çalışacak. Avrupa da daha bir süre açıklarını kapatmak için çaba harcayacak…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBeton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"TKP 7. Kongresi "Üzerine Çözümleme ve Eleştirel Değerlendirme... 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025