Mustafa Karaalioğlu
Normal zamanlar olsa herbiri haftalarca gündemde kalacak seri operasyonlar izliyoruz ve neredeyse hiçbirisinin izi bile hak ettiği kadar sürülmüyor. Kaçakçılık, yolsuzluk, kara para, usulsüzlük hatta limanda yakalanan devasa uyuşturucu kargoları. Bir sabah büyük şirketlere el konuluyor; bir iki tanesine değil onlarcasına, yüzlercesine. Holdingler, A.Ş’ler, gruplar vesaire… Borsadan enerjiye, finanstan pazarlamaya kadar büyük isimler, büyük ticaretler. Topyekün ticaret sistemini güvensiz kılacak kadar çok sayıda, gözaltı, el koyma işlemi. Öte yanda, hala pek azı kamuoyuna yansıyan ama yansıyanları akıl almaz yöntemlerin nasıl kolayca kullanıldığını anlatmaya yeten kamu yolsuzlukları… Gümrükte müsadere edilen malları satan, pazarlayan bürokratların hikayesi gibi.
Tabloyu özetleyelim.
Ülkede büyük bir ticaret hacmi var. Bütün işlemler Ticaret Kanunu, Vergi Kanunu veya Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Kanunu başta olmak üzere sayısız mevzuata tabi. Ticaret, ayrıca Bankacılık Kanunu’na ve doğal olarak bankacılık sistemine bağlı çalışıyor. Bütün işler ve işlemler kayıt altında ve dolayısıyla çapraz denetleme mekanizması işliyor. Bu mevzuat denetimi altında işini kanunsuz yapmak isteyenin ve hele de bunu sistematik yapmayı alışkanlık haline getirenin kaçacak yeri yok. Yapamazsın. Kara parayı sisteme sokamazsın, kara parayı sokanın işine dahil olamazsın, para kirliyse bunu anlarsın.
En başta da cesaret edemezsin…
Peki nasıl oluyor da bu kadar çok adam, parasının kıymetini bildiğini düşündüğümüz bu kadar çok iş insanı, şirket veya aile bu yöntemi kullanarak senelerdir para kazanmaya devam ediyor? Böylesine riskli işlemleri yapabiliyor ve birlikte yapacak ortak bulabiliyor?
Hadi onlar yapıyor da muazzam bir kanun gücüyle donatılmış sistem bunları senelerdir nasıl görmezden geliyor veya gelebiliyor?
Cevabı basit: Çürüme…
Büyük bir çürüme var ve bu çürümeden cesaret alarak oluşturulmuş çok güçlü bir himaye düzeni var.
Sistemin denetim refleksleri çalışamaz hale geldi. Refleksin köreldiğini fark edenler de karşılıklı olarak bundan yararlanmayı alışkanlık haline getirdi. Kirli iş yapan yapmayana, kirliliğe göz yuman yummayana örnek oldu ve sonuçta ortaya şaşılacak derece büyük bir yolsuzluk ekonomisi çıktı. “Şaşılacak” lafın gelişi, esasen sıradan insanların bile hiç şaşırmadığı, çünkü örneklerini hayatın her yanında gördükleri için alışkın oldukları bir düzendir bu.
Böyle olduğu için onlarca şirkete birden el konulurken kimse dönüp gerçekte ne olduğu merak bile etmiyor. Şaşırma duygusu yitirildi, kimse hayret etmiyor. Herkes bu sistemi, çevresinde tanık olduğu haksızlık, yolsuzluk ve kayırmacılık, köşe dönmecilik ve nepotizmden tanıyor.
Çürüme denilen şey tam da budur.
Sıradan insanlar şaşırmaz, kamu idarecileri ya körleşir ya düzene uyar; dahası çok akıllı, çok rasyonel karar veren şirketler de akla hayal gelmeyecek irrasyonal işlere kolaylıkla bulaşır. Asgari denetim refleksleri köreldiği, toplum haksız kazanç hikayelerine alıştırıldığı için ve her defasında yapanın yanı kar kaldığı için buna cesaret edebilirler.
Peki, bu kadar büyük sansasyona rağmen işlerin kanun dairesine gireceğini düşünebilir miyiz? Hayır.
Aynı insan malzemesi ve değer erozyonu hüküm sürdükçe ilk fırsatta yeni bir yol bulunacaktır. Muhtemelen şu sıralarda kara parayla mücadele için uluslararası uyarılar nedeniyle esen rüzgar dinince, aynı düzen başka formda yoluna devam edecektir. Çürümüş katmanlar temizlenmedikçe, çürüme her alanda aynı anda bitmedikçe, hukuk gerçekten hükmetmedikçe de başka türlüsü de mümkün olmayacaktır.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBİRİNCİ PARTİ KARASIZLAR... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞHUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMuhsin Batur’un utanıp anlatamadığından gururlananlar... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKendi yaptığınla muhalefeti suçlama yeteneği 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan siyaseten hata mı yaptı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBu kadar şirket kanunsuz iş yaparken ‘devlet’ neredeydi? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATOPLUMSAL BARIŞIN HUKUKSAL TEMELLERİ; DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTotalitarizmin meşrulaştırılması Müslümanların adalet tasavvurunu zedeledi 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025