Ömer F. Gergerlioğlu
Atatürk Havalimanı saldırısıyla IŞİD benzeri yapılar gündeme geldi. Aradan kısa bir süre geçmesine rağmen IŞİD konusunda neler yapılması gerektiği yine hiç düşünülmeden rafa kalktı. Herhalde gündemi sarsan bir başka saldırıda akla gelir.
IŞİD benzeri yapılar her din ve ideolojide ortaya çıkabilir, zira insanın yapısı, toplum sosyolojisi ve siyasi karışıklıklar bu ortama zemin hazırlayabilir.
IŞİD karmaşık sorunlara kolay çözüm bulma hastalığından besleniyor. Sorunların giriftleştiği ve üstüne sosyal, siyasal, dini karışıklıkların eklendiği her yerde, her gruptan insan kolay çözümlerin peşine düşer. Kolaycı yöneliş sosyokültürel seviyenin düşük olduğu ortamlarda daha çok alıcı buluyor. Bu, sosyokültürel seviyenin yüksek olduğu yerde ortaya çıkmaz anlamına gelmez zira kolay çözüm bulma hastalığı oldukça kuvvetli ve yaygın bir hastalıktır. İnsani, dini, toplumsal seviye yükselmeden bu tehlikeyi önlemek mümkün değildir.
Neden ortaya çıktığı çok konuşuldu önemli olan nasıl önleneceğidir. En başta sorunlara yüzeysel, geçici çözüm arama yanlışından dönülmelidir. Eleştirel düşünme ve diğer bilişsel fonksiyonların artmasına gayret edilmelidir. Çözüm bulmaya çalışanlar da aynı kolaycılığa düşmemeli, din ve ideolojileri mahkum ederek bir yere varamayacağını bilmelidir. Bu tehlikeli yönelişin içinde bulunmasa da tüm toplumu etkileyeceği bilinciyle çözüm aranmalıdır. Tavsiye edilmesi gereken araştırmacı bir yapının ortaya çıkmasının sağlanmasıdır. Kamplaşma ve kutuplaşmanın yükseldiği bir toplumda çare her konuda etraflı bilgi edinilmesini sağlamak, düşünsel fonksiyonları ve araçları kuvvetlendirmektir. Devletler veya sivil toplum kuruluşları düşünme becerilerini geliştiren bir eğitime odaklanmalıdır. Farklı seçeneklerin olabileceği sürekli gündem edinilmeli, at gözlüklü bakış açıları kimde olursa olsun eleştirilmelidir.
Siyah ve beyaz dışında bir seçeneğin olmadığını düşünen insani, dini, ve siyasi bir ortamda IŞİD'vari oluşumlara askeri çözümler bulmak bol miktarda insan öldürmek ve sorunu büyütmekten başkasıyla sonuçlanmaz. İnsanın rasyonalitesinin edebi yanının kuvvetlenmediği bir ortamda çözümler köşeli ve karşıtlık esaslıdır. İnsanın edebi yönünün, sezgisel gücünün geliştirilmediği toplumlarda çareler mekaniktir. Hangi din veya ideoloji olursa olsun hitap edilenin insan olduğu ve insani seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini unutmamalıyız. Sevgiyi, saygıyı, adaleti, merhameti, insafı esas alan bir değerler anlayışı mutlaka değişimi sağlayacaktır, bunun için siyasi eğitim ve gelişmenin edebi olanla paralel seyretmesine dikkat edilmelidir. Toplumsal örf, adetler, şiddet kültürü sorgulanmadan da bir yere varılamaz. Yöneticilerini körü körüne takip edenler IŞİD'i kınamasın, zira bu halleri bir gün onları da IŞİD'leştirecektir.
İslam düşünce tarihinde belli bir tarihten itibaren önemli miktarda donukluk yaşandığı kabul edilmeli, karşıt fikirlerin tartışılması tavsiye edilmelidir. Bu da İlahiyat biliminde önemli bir yenilik yapılması anlamına gelir. Güvenilen bir heyet tarafından baştan sona tüm fetvaların yeterliliğinin ve güncelliğinin tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Bu çalışmalar 1400 yıllık gelenek içinde itirazlarla karşılanabilecektir, bu normaldir, mesele konunun tartışılması ve gündem olmasıdır. Ayrıca mezheplerin yakınlaştırılması sağlanmalıdır. Yakınlaştırma aynileştirme değildir ve tavandan tabana, konuşmanın, temasın sağlanacağı zeminler her toplumsal katman için sağlanırsa faydalı olabilecektir. Dini hayat yaşadığı şaşkınlıktan sonra bir uçuruma sürüklenmektedir. Din adına dünyayı cehenneme çevirene gecikmeden sağlam dini argümanlarla karşı çıkılmalıdır.
Sadece askeri yöntemlerle önlenmesi mümkün olmayan bu tehlike uzun bir düşünsel çaba, dini camiaların net karşı duruşu ve tepkiselcilikten uzak durmayla önlenebilecektir. Dinde zorlama, özgürlüğün sınırları tartışılmadan, insan haklarının içselleştirilmesi sağlanmadan yapılacak kınamalar boşuna bir çaba olmaktan, sorunu büyütmekten başkasına yaramayacaktır.
Farklı toplum kesimleri de hemen mahkûm edici tavırlarla IŞİD'vari oluşumlara yardımcı olmamalıdır. IŞİD'vari oluşumlar farklılıkların bir aradalığını değil, çatışmanın sağlanacağı ve alevleneceği bir ortamı arzulamaktadır. Karşıtlarından öfke ve duygusallıkla kamplaştırıcı yönelişler beklemekteler. Böylesi ortamlarda toplumsal açıdan yapılması gereken siyasi duruşları bir tarafa bırakarak ortak paydaların tesisine odaklanmaktır.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018