Cemil KOÇAK
1912 yılında kurulan Türk Ocakları’nın 100. yıldönümü nedense pek hatırlanmadı; oysa siyasi tarihimizdeki yeri çok önemlidir. 1949 yılında yeniden açıldı, ama eski gücüne hiçbir zaman kavuşamadı.
Hamdullah Suphi Tanrıöver’in başkanlığında Türk Ocakları, cumhuriyetin ilk döneminde de, tıpkı II. Meşrutiyet yıllarında olduğu gibi, hayli etkin bir örgüttü. Andolu’ya yayılmış geniş bir teşkilâtı ve önemli ölçüde üyesi vardı. İktidar partisi olan CHP ile dahi yarışabilecek konumdaydı. Bu bakımdan iktidarın gözü üstündeydi. Hele daha en başından itibaren bazı üyelerinin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda yer alması, onu aynı zamanda da kuşkulu bir konuma sokmuştu.
Gerek ocağın faaliyetleri ve gerekse Tanrıöver’in CHP’den bağımsız tutumu, Türk Ocakları üzerinde basında da önemli tartışmalar yaratmıştı.
Türk Ocakları SCF’ye mi kayıyor?
SCF kurulduğunda, muhalefete karşı kendisinin dışında CHP’nin dayanabileceği en önemli örgüt Türk Ocakları’ydı. O kadar ki, CHP Genel Sekreteri Saffet Arıkan partinin ve hükûmetin resmî yayın organı olan Hâkimiyeti Milliye gazetesinin ocaklar tarafından teşvik edilmesini istemişti. Bu doğaldı, çünkü örgütün 250’yi aşkın şubesi ve 30.000 kadar da üyesi bulunuyordu. Siyasî arenada önemli bir güçtü ya da en azından böyle bir potansiyel taşıyordu.
Nitekim 1931 yılı başında CHP merkezine iletilen bir raporda; Konya ve Aksaray hakkında verilen siyasî bilgiler içinde, hemen her kaza merkezinde muhakkak Türk Ocağı levhası taşıyan bir binaya rast gelinmekte olduğuna değinilmişti.
Yine de ocağın faaliyetleri azdı; sadece birkaç genç burada toplanıp görüşüyordu. Hatta bazı yerlerde ocak binası aylarca kapalı kalabiliyordu. Ocak üyeleri faaliyet göstermek istiyorlar, fakat ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Bu nedenle ocaklara yön verilmesi gerekiyordu. Ellerine doğru dürüst kapsamlı programlar sunulmalıydı. Bütün bunlar hep eksik kalmıştı. Raporda daha sonra sadede geliniyordu; aslında bazı yerlerde, meselâ Akşehir Türk Ocağı’nda üyelerin duygu ve düşünceleri son derece belirsizdi. Samimi değildi. Öyle ki bu ocağın on dokuz üyesinden on sekizi bütün halinde
SCF’ye katılmıştı!
Tabela var, ama giden yok Balıkesir hakkında yazılan bir CHP raporunda ise, Türk Ocakları’nın faal ve yararlı olduğundan söz ediliyordu. Ama Erdek ve Bandırma’da örgütün metrûk kaldığı açıktı; halkın pek de rağbet etmeyeceği kişilerin yönetime girdiği ileri sürülen raporda, bu nedenle bu iki yerde ocağın etkin olamadığına değiniliyordu. Beş on kişinin bulunduğu bir oyun kulübünden ileri gidilememişti. Edirne hakkında hazırlanan bir başka raporda ise, belediye seçiminde CHP’nin aday listesine ocak yöneticisi bir avuç kişinin dışında ocak üyelerinin yarısına yakınının ilgi göstermediğinden şikâyet olunuyordu. O kadar ki, pek çok ocak üyesi iktidar aleyhine oy kullanmıştı. Unutulmasın ki, Türk Ocakları’nın ünlü isimleri Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Emin Yurdakul ile Reşit Galip SCF’deydiler.
Ocaklar Halkevleri'ne devredildi
Sadece ocaklar değil, CHP’nin dışında bir miktar bağımsız davranabilecek tüm örgütler, Türk Muallimler Birliği ile mason dernekleri de kapatılacaktır. Bir süre sonra sıra Türk Kadınlar Birliği’ne gelecektir. Türk Ocakları, CHP içinde yer alacak olan Halkevleri’ne bizzat Atatürk’ün direktifi üzerine devredilecektir. Tanrıöver de, tek parti döneminde âdet olduğu üzere büyükelçi olarak yurt dışına gönderilecektir. Ocakların kapatılmasının nedeni, CHP’nin bu tarihten itibaren kendisi dışında hiçbir bağımsız örgüt bırakmama yönündeki kararıdır. Elbette ocakların SCF’ye olan yakınlığı da, iktidarın gözünde onu potansiyel bir muhalefet alanına dönüştürmüştü. Hatta bizzat Tanrıöver’in Atatürk’e muhalefet etmeyeceğine ilişkin güvence verdiği dahi söyleniyordu. Diğer yandan, ocakların milliyetçilik anlayışının da iktidarınki ile ne ölçüde örtüştüğü ayrı bir tartışma konusuydu; hatta ocakların dış Türklerle ilgilenmesi Turancı eğilimler olarak da tanımlanabiliyordu; bu nedenle Sovyetler Birliği’nin ocaklara karşı şikâyetçi olduğu dile getiriliyordu.
Mal varlığı açısından çok zengindi
Bir başka ilginç noktaysa, ocakların kendi kararıyla kapatılmasının tercih edilmesidir; gerçekten de 10 Nisan 1931 târihli Türk Ocakları olağanüstü kurultayı zaten ocakların CHP ile birleşmesini sağlamak adına toplanmıştı. Alınan karar gereğince Türk Ocakları’nın bütün varlığı CHP’ye geçiyordu. Bu arada belirtmek gerekir ki, ocaklar mal varlığı açısından çok zengindi. Zaten aradan geçen on yıldan daha uzun bir zamandan sonra bile hâlâ devir işlemleri bitmeyecektir!
Oysa daha 1927 yılında ocakların CHP ile devlet politikasında bir olduğu çoktan tüzüğüne yazılmıştı bile; bu hüküm, aslında kuruluşundan beri, pratikte ne ölçüde uygulanabildiği hep tartışıla gelmişse de, ocağın politika dışı kalacağını öngören ilkesine aykırıydı. Bu hüküm bile ocakların âkıbetini değiştirmeye yetmemişti!
Tek parti devri bitti; Ocaklar açıldı
Aradan uzun zaman geçti; tek parti döneminde bu konu bir daha hiç gündeme gelmedi; Tanrıöver rejimin değişmesinden sonra yeniden CHP milletvekili olmuştu; bu sırada CHP içinde de hayli ateşli bir şekilde süren milliyetçilik tartışmalarında ön sırada yer alıyordu. Tanrıöver, 1948 yılının başlarında Türk Ocakları’nı yeniden açmak isteğini belirtti. Tam bu sırada CHP’den istifa etmişti. 10 Mayıs 1949’da ocakları yeniden açtı. Açılış töreni Tanrıöver’in kendi evinde yapılmıştı. Aslında ocakların eski mal varlığını CHP’den geri almak üzere girişimde bulunmuş, fakat bundan olumlu bir sonuç alamamıştı. Ne var ki, ocakların yeniden açılması eski heyecanı hiçbir zaman bir daha aratamayacaktır.
TANRIÖVER, MİLLİYETÇİLİK VE DİN
Tanrıöver, 1947 yılının sonlarında toplanan CHP kurultayında; Halkevleri’nin “Türk Milliyetçiliği Ocağı” haline dönüştürülmesini istemişti. Kurultayda yaptığı konuşmada da, ırk kavramının reddedilmesinin doğru olmadığını belirtmişti; aksine ırk “koskoca bir hakikat”ti. Eğer bilimsel yönden incelenirse, ırkı reddetmeye imkân yoktu.
Komünizmle mücadele için din eğitimi
Fakat bilim dışında ırka yer vermemek gerekirdi: “Devlet idaresinde kana dayanan, ırka dayanan bir idare” olamazdı.
CHP’nin yeni programında milliyetçilik bahsinde “en esaslı vasfı” bu olmalıydı.
Tanrıöver, yeni dönemde dinin yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyordu; daha 1947 yılı başında CHP’ye dinî terbiye ve ahlâk eğitiminin gereğini sunmuş, fakat bu önerisi reddedilmişti. Din eğitimi gerekiyordu, resmî okulların dışında, hükûmetin dernetimi altında, eski harflerle olmamak kaydıyla, din derslerinin verilmesinden yanaydı. Tanrıöver, imam-hatip okullarının kurulmasını istiyordu. Hatta ilâhiyat fakültesine de ihtiyaç vardı; bütün bunlar komünizmle mücadele için de vazgeçilmezdi.
Türbeler yeniden açılmalı önerisi
Nihayet Tanrıöver, türbelerin yeniden açılmasından yanaydı; CHP kurultayında yaptığı konuşmada, milliyetçiliğin vazgeçilmez bir ögesi olarak dini ve dinî duyguları öne çıkarıyordu. Türbelerin açılması bu kapsamda anlamlı olacaktı.
Kurultaya verdiği önergede; “tarihî hizmetleriyle tanınmış büyüklerimizin türbelerinin açılması temennisi”ni iletiyordu; gençliğe partiler üstünde kaynaştırıcı bir milliyet duygusu verilmesi gerekiyordu.
Ahmet Emin Yalman da, 1950’de Vatan gazetesinde yayınlanan “Dinî Bir İnkılâba Doğru” yazısında Tanrıöver’i savunuyordu: “Son yirmi sekiz yıl içinde ibâdet hürriyetine tecâvüz edilmemiş olmakla beraber, Türkiye’de yaşayan Müslüman vatandaşlar için vicdan hürriyeti başka sahalarda tecavüze ve tatile uğramış, en iyi ve hayırlı maksatlarla bile olsa, dinî bir gaye etrafında topluluk kurmak yasak edilmiştir. İş bu kadarla da kalmamış; laiklik esası çiğnenerek, dinî mevzulara bir takım müdahaleler yapılmıştır.”
...VE SONUNDA DP’YE KATILIYOR
Samet Ağaoğlu, “Babamın Arkadaşları” adlı anılarında Tanrıöver’in CHP’den istifa etmeden önce de DP’ye hayli yakın durduğunu anlatıyor. Ondan sonra DP’ye daha da yakınlaşmıştı. Nitekim 1950 seçiminde DP listesinden bağımsız milletvekili adayı olacak ve yeniden meclise girecektir. Ağaoğlu’nun bu saptamasını doğrulayan bir başka işaret de, bizzat DP Genel Başkanı Celâl Bayar’ın yeniden açılışının üzerinden sadece birkaç hafta geçtikten sonra ocağı ziyaret etmesi ve eski üyelik kaydının yenilenmesini istemesidir. Ocağın hâtıra defterine şöyle yazmıştı: “İnkılâp arkadaşım Hamdullah Suphi Tanrıöver’in nezdinde geçirdiğim değerli zamanın hâtırası olarak”; aynı gün üyelik kaydını da yaptırmıştı.Bayar, Tanrıöver’in demokrasi mücadelesindeki önemli yerine de temas edecektir; daha DP kurulmadan önce CHP içinde demokrasinin kurulması yolunda verdikleri mücadelede Tanrıöver’in kendilerinden yana tutum almasından övgüyle söz edecektir. Nihayet Fuat Köprülü de, daha Dörtlü Önerge’nin görüşüldüğü sırada Tanrıöver’in kendilerinden yana çıktığını anlatacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016