Cemil KOÇAK
Hakan Erdem’in “Torosyan’ın Acayip Hikâyesi”nden sonra anıların hayal mahsulü olduğu belli oldu; önünden ve ardından gelen eleştiriler de buna neredeyse tuz biber ekti. Fakat bir an için onun doğruları söylediğini farz edelim; bakalım nereye varacağız?
Niyetim Torosyan’ın yazdıklarını doğru kabul ettiğimiz takdirde, yazarın bize söylendiği gibi yeni bilgi ya da bakış açısı kazandırıp kazandırmadığını test etmekten ibaret. Bu bakımdan denemeye değer. Torosyan’ın izinden gidersek, acaba ne buluruz?
Gayrimüslimlerin askerlik davası
Daha ilk adımda Torosyan’ın anılarının bize Osmanlı’da gayri müslimlerin askerliğine dair önemli ipuçları sunduğu söylendi. Daha önce hiç bilmediğimiz, farkına varmadığımız, hatta “atladığımız” bu önemli konu, meğerse Torosyan’ın anıları sayesinde fark edilmiş! Ondan önce Osmanlı’da gayrimüslimlerin subay olduğu gerçeği bilinmiyormuş; ya da karartılmış, ortak hafızadan kazınmaya çalışılmış. Olabilir. Olabilir de, Torosyan bize ne anlatıyor bu konuda, öncelikle ona bir bakalım: Daha anılarının en başında; “Türk Ordusu’na hizmet etmiş olmama rağmen Ermeni asıllıyım. Osmanlı Ordusu’nda subay seviyesine yükselmiş olan birkaç Hıristiyan’dan biriyim.” diyor. Yani birilerinin dediği gibi, Torosyan bize Osmanlı’da gayrimüslim subayları araştırmak için kapı falan açmıyor. Hatta açılmış bazı kapılar, pencereler varsa da, onları da sonsuza kadar kapatıyor! Baca bile bırakmıyor geride. Çünkü, akıl almaz öyküsü zaten Osmanlı’da gayrimüslimlerin subay olamayacağı gerçeğiyle başlıyor: “Er olarak askere alınmak değilse de, Türk Ordusu’nda gerçek bir subay olmak bizim için imkânsız bir şeydi.” “Ben bir Hıristiyan Ermeni için imkânsız olan şeyi, Türk Ordusu’nda subay olmayı istiyordum.”
Askeri okula torpille kayıt
Artık her kimse; okul arkadaşının itibarı pek büyük olan Paşa babası Torosyan’ın yaşamının bu kritik evresinde ona istikâmet tâyin edecektir. Anılarında Paşanın Sadrazam onuruna verilen bir davet sonucunda, onu sıkı bir torpille askerî okula kaydettirmeyi başardığını bir şark atmosferi içinde anlatıyor. Evet, kendisine büyük bir torpil, eski deyimle piston yapılmış ve kanunen yasak olmasına rağmen, her ne olmuşsa olmuş, bu Ermeni delikanlısı askerî okula gidebilmeye hak kazanmıştır. Üstelik ondan din değiştirmesi, isim değiştirmesi de beklenmemiştir. Adıyla sanıyla askerî okula gidebilmiştir. Yazar, Osmanlı’da yasaların sıradan bir şark ülkesinde olduğu gibi bin bir gece atmosferi içinde esnetilebildiğine bizi ikna etmeye çalışmaktadır. Bu, günümüzde kızların torpille er olarak askere alınması kadar inandırıcı bir öyküdür.
Torosyan’dan ne öğrendik?
Ama anlatılanların doğru olacağı varsayımını kabul ettiğimizi söylemiştik; bu istikâmetten ayrılmayalım. Şimdi Torosyon’dan ne öğrendik? Basit: Osmanlı’da gayrimüslim subay olamaz. Yoktur; kendisi gibi sıkı torpili olan belki birkaç tane daha olabilir; ama yasalar zaten buna imkân tanımamaktadır. Velhasıl, Torosyan’ın izinden gidersek, Osmanlı’da gayrimüslim subay arama çabası daha en başından akamete uğramaktadır. Hiç boşuna yorulmayın arkadaşlar; Osmanlı’da gayrimüslim subay bulamayacaksınız. Yani bazılarının ileri sürdüğü gibi, Torosyan bize Osmanlı’da gayrimüslim subaylar olduğu gerçeğini hatırlatmıyor; bunu bilen ve araştırmaya kalkışacak olan herkesin önüne bir Çin duvarı da çekiyor. Hiç boşuna gayret etmeyin diyor; benden başka neredeyse hiç kimseyi bulamayacaksınız. Böylece eğer Torosyan’ın peşinden gidecek olursak, Osmanlı’da gayrimüslim subayların durumuyla ilgili araştırma yapacak olanların artık Genelkurmay’ın arşivinin açılmasını talep etmesine de gerek kalmadı demektir; nasıl olsa yok ve zaten Genelkurmay arşivinin bunu sakladığı yönündeki iddia da, Torosyan’ın yazdıkları karşısında eriyip gidiyor. Birileri kapı açmaktan mı söz etmişti? Ortada kapı, pencere ya da baca yok; düpedüz dört tarafı kalın duvarlarla örülmüş bir yasak şehir var artık!
Diğer çalışmalar aksini söylüyor
Anıların doğruluğundan emin olanlar, bizzat Torosyan’ı yalanlayarak, Osmanlı’da gayrimüslim subaylar meselesine dikkat çekildiğini ileri sürmüyorlar mı, şaşırıyorum doğrusu. Tutarsızlık ayan beyan ortada çünkü. Elimizde tarihsel hiçbir kaynak ve bilgi olmasa, sadece Torosyan’ın yazdıklarıyla kalakalmış olsak, bu andan itibaren artık Osmanlı’da gayrimüslimlerin subay olmalarının önünde yasal engeller bulunduğunu yazıp söylemekten gayri bir işle uğraşmak ihtiyacında olmayız. Ama tabii ki öyle değil; Odile Moreau’nun “Reformlar Çağında Osmanlı İmparatorluğu: Askerî ‘Yeni Düzen’in İnsanları ve Fikirleri (1826-1914)” kitabı, zaten gayrimüslimlerin hem nefer olarak askere alınmasını, hem de Osmanlı’da subay olarak görevlendirildiğini bize açık olarak gösteriyor. Dahası da var: Tobias Heinzelmann’ın “Cihaddan Vatan Savunmasına: Osmanlı İmparatorluğu’nda Genel Askerlik Yükümlülüğü (1826-1856)” ile Gültekin Yıldız’ın “Neferin Adı Yok: Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti’nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826- 1839)” kitapları, hep gayrimüslimlerin askere alınmasında ortaya çıkan sorunları işliyor. Son zamanlarda ise Osmanlı Ordusu’nda epey gayrimüslim subay olduğunu zaten biliyoruz. Bu bakımdan Torosyan’a kulak vermek aslında bu alandaki bütün araştırmaların köküne kibrit suyu ekmek olur(du).
TOROSYAN TÜRK MİLLÎ TEZİNİ DESTEKLİYOR
Belki ilk bakışta garip gelebilir, fakat 1915’de Ermeni kırımından kurtulduğu için bir “travma metni” olarak yansıtılan anılarında Torosyan, aslında bu konuda Türk millî tezini içtenlikle desteklemektedir. Birkaç örnek vereyim hemen: Anılarının başında Torosyan, “umutsuzca özerklik isterken, öncelikle emperyalist Rusya’ya, sonra emperyalist İngiltere’ye ve en sonunda da emperyalist Fransa’ya kandık” diyor. Zaten Ermeni meselesinin dış güçlerce manipüle edildiği ve tamamen dışarıdan yöneltildiği yönündeki iddiayı en başından kabullenmiş oluyor. Dahası da var: “Emperyalistler bizi isyana kışkırtıyorlardı” diyor; üstelik sadece Ermeniler de değil, “yöneticileri tarafından sömürülen Türk halkı [da] kışkırtılarak aşırı uçlara doğru yönlendiriliyordu.” Devam edelim mi? “Demagoglar, Ermenileri yem olarak kullanarak dinî duyguları ve fanatizmi körüklüyor ve bu gariban kalabalığın zihnine hükmetmeye çalışıyordu. Gerçekleşmesi imkânsız olan hayalî milliyetçi hedeflere ulaşmak için kışkırtıldık. İçinde bulunduğumuz isyan halinin yarattığı tehdit yüzünden çaresizliğe düşen Türkler, sonunda Ermeni meselesini Birinci Dünya Savaşı esnasındaki büyük katliamlarla kesin olarak çözmeye karar verdiler.”
Milliyetçi Türk tarih yazımını hatırlayalım: Torosyan’ın ağzından alırsak, Ermeniler emperyalistlerce kışkırtıldılar; isyana sürüklendiler, aldatıldılar ve en sonunda Türkler de, kendilerini “çaresiz” hissederek tepki verdiler. O halde; emperyalistlerin Ermenileri desteklediği, boş yere umut verdiği, ardından isyana sürüklediği, sonunda da yüz üstü bırakıp çekip gittiği, bizzat Torosyan’ın ağzından dökülerek, Türk millî tezinin haklılığına kanıt olmaz mı? Yani Torosyan’ın yazdıkları ondan çok şeyler öğreneceğimizi ileri sürenler tarafından da acaba dikkatle okundu mu sorusu, bu noktada anlamlıdır.
2015’E HAZIRLIK İÇİN
Torosyan’ın anılarının 2015 cengine hazırlık olmak bakımından Türk Dışişleri Bakanlığı’nca İngilizce olarak yurt dışında basılması akla yakın bir ihtimaldir. Ne de olsa Türk millî tezinin en önemli kısımları bu anılarda tamamen kabullenilmektedir. Dahası da var; 1915’de başlayan tehcir ve katliam, Osmanlı subayı Torosyan tarafından uzun yıllar boyunca bilinemez. Haber alınamaz. O sonradan öğrenmiş olmasına rağmen yine de subay olarak görevine devam eder. Tâ savaşın neredeyse son gününe kadar. Bütün bunlar, tek başına Osmanlı’da 1915’de Ermeni soykırımı olmadığını gösteren açık belirtilerdir. Sanırım Torosyan’ın savunucuları, gerçekte bu metinde saklı görüşleri pek üstün körü geçiştirmişler. Belki de tam anlayamamışlar. Torosyan bütün ruhuyla aslında soykırım tezinin aksine bir tutum almaktadır. Bu bakımdan da Ermeni soykırımı konusunda hayli hassas ve ısrarlı olanların Torosyan’ın anılarıyla bu zamana kadar olsun, bu önemli tartışmalar sırasında olsun hiç ilgilenmemiş olmalarının, adeta gözden kaçırmalarının önemli bir nedeni de, bizzat Torosyan’ın yazdıklarının soykırım tezine yakın duranlar açısından ciddî bir paradoks oluşturmasıdır. Bu bakımdan Torosyan’ın anılarının şaşırtıcı ve paradoksal bir şekilde soykırımı inkâr edenlerin eline hayli önemli bir koz verdiğini bile söyleyebiliriz.
TORUNLARDAN TARİH ÖĞRENMEK
Tarihsel bilgilere ulaşmakta elbette sözlü tarih de önemli bir yere sahip; nitekim son yıllarda hayli de revaçta. Ne var ki, tarihçilerin tarihî gerçekleri sadece torunlardan öğrenmek gibi bir yöntemi bulunmuyor. Oysa Torosyan tartışmasında torununun aranıp bulunması, anılarının bizzat torununca onaylanarak tarihin biricik gerçeğine ulaşıldığının düşünülmesi, düpedüz gülünç. Sözlü tarih, ancak birinci el tanıklıklar, bilgiler, gözlemler açısından anlamlı olabilir. Yoksa ölüp gitmiş büyükleri hakkında kendisine aktarılanları ancak bilebilecek olanlar açısından anlamlı sayılmaz. Zaten öyle olsa, tarihçiler ilgilendikleri tarihsel şahsiyetlerin eşleri, çocukları ve torunları aracılığıyla bütün tarihsel gerçeğe bir anda ulaşabilecek bu yöntemi çoktan keşfetmiş olurlardı ve bunca zahmete de girmezlerdi.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sovyetler boğazlarda imtiyaz talep etmişti
9.02.2016 - Sovyetler Montrö Antlaşmasını değiştirmek istedi
3.02.2016 - Türk sovyet anlaşması 1945 yılında feshedilmişti
26.03.2016 - Sadece donanmayla mı? Çok zor...
19.03.2016 - Sıkıyönetim bildirilerini hatırlarken
13.03.2016 - Sosyalistlerin hatırlamak istemediği tarih
5.02.2016 - Başarısız bir ‘ihtilal’ daha var
28.02.2016 - Bitmeyen Halkevleri meselesi
20.02.2016 - İttihat ve Terakki Cemiyeti CHP’ye sesleniyor
13.02.2016 - CHP ‘propaganda bürosu’nun önemini keşfediyor!
7.02.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Al Kaidenin bir uzantisi olan, islam teror orgutu ISIDi destekleyen hukumetin, ne buyuk hatalar yaptigi bir kez daha goruluyor. Size gore ise butun ulkeler ve devletler haksiz isler yapmislar, bir tek Turkiye - O da Erdoganin becerikliliginden olsa gerek - akilli, dogru isler yapmis. Peki ille de Esadi devirecegim ve Sunni musluman bir devlet kurduracagim diye bu fanatikleri 3 senedir silahlandirmak, desteklemek? 80 vatandasimizin esir alinmasi da gosteriyor ki burda besle kargayi oysun gozunu olayi var. Ne zaman akliniz basiniza gelecek? Adamlar isgal ettikleri yerlerde kadinlarin sokaga cikmasini yasakladi bile. Herkes 5 vakit namaz kilmaya mecbur. Hirsizlik yapanin elini kesecekler. Haberleri okumuyor musunuz? Bu mu "islamin heterojen toplum anlayisi" dediginiz sey? Siyasi islama bel baglayanlarin basini iki eli arasina alip dusunmesi lazim. Neden bu kadar berbat durumda Musluman ulkeler? Sucun hepsi Batili ulkelerde, 100 sene once yapilan anlasmalarda mi, yoksa devlet islerini dinden ayiramayan, insanlara diktatorluk ve totaliterlikten baska bir secenek vermeyen siyasi islamda mi? Batili ulkeler 500 sene once gerceklestirdikleri ronesans ve reformlarla Hristiyan dininin kiskacindan kurtulmus ve bilim, teknoloji, sanat, ozgur dusunce, kadin haklari, demokrasi gibi bircok konuda doguya fark atmislar ve atmaya da devam ediyorlar. islamda da reform vakti gelmedi mi?