Cemil KOÇAK
27 Mayıs’ın öncelikli hedeflerinden biri de, önemli siyasî figürleri kamuoyunun gözünden düşürme operasyonuydu; Celâl Bayar, Refik Koraltan ve Fatin Rüştü Zorlu için haksız servet edinme dedikoduları almış başını gitmişti.
Bilmiyorum, geçen hafta Vecdi Bürün tarafından hazırlanarak Ekicigil yayınevi tarafından darbeden hemen sonra “Türk Ordusunun Zaferi: Kansız İhtilâl” adıyla bastırılan bir kitapta ortaya konulan ithamlar ilginizi çekti mi? Eğer çektiyse, o halde devam edelim: Elbette kitapta yolsuzluk ve suistimal iddialarına da geniş yer ayrılmıştı.
“Bayar’ın milyonları”
“Bayar’ın milyonları ortaya” çıkarılmıştı bile. Bir habere göre, Bayar’a gönderilen “on sekiz adet altın kol saati”ne gümrükte el konulmuştu. Migros ve Gima adlı iki büyük şirketin en büyük hissedarının Bayar olduğu anlaşılmıştı. “Bayar’ın Türkiye’nin ekonomik hayatında rol oynayan daha birçok şirketin büyük hissedarlarından olduğu” bildirilmişti. İstanbul Emniyet Müdürü Kurmay Yarbay Abdülvahit Erdoğan, 2 Haziran’da basına yaptığı açıklamada; birçok kişinin mallarına ve otomobillerine el konulduğunu belirtiyordu. Açıklamasına göre, kasasında şimdiden “sayısız otomobil anahtarı” bulunuyordu.
Kitapta Bayar’ın gözü doymazlığı üzerinde etraflıca durulmuştu; birlikte öğrenelim şimdi: “Kurtuluş hareketi üzerinden birkaç gün geçince, Bayar’ın bankalarda 103 milyon tutan mevduatı bulunduğu meydana çıkarıldı. Bu haberi gazetelerde gören vatandaşlar, Bayar’ın bu açgözlülüğüne fazla hayret etmediler.”
Bayar’ın dışarıdaki serveti
Bayar’ın sadece 103 milyonu olduğunu düşünenler de aldanıyordu; hem de fena halde; bu sadece yurt içinde bulunan servetti. Peki, ya yurt dışındaki servet ne olacaktı? Öğrenmek için kitaptan okumaya devam edelim: “103 milyon; söylemesi bile kolay değildi. Üstelik hâdisenin insanı daha da düşündüren tarafı şuydu: Bayar’ın sadece memleket sınırları içindeki parasının miktarı bu kadardı. Ya sınır dışındakiler ne kadardı acaba? Ümmî olarak tanınan bu adam, memleket içi bu kadar hesap bilirse, bu bildiğini memleket dışı tarafı neydi ve ne olmalıydı acaba? Tabiî önce iyi niyetli davranıldı. Vatandaşlar, ellerine kalem kâğıt alıp, Bayar’ı çok acı sıfatlardan kurtarmaya çalıştılar. Zaten kendisine mahşer gününden sonrası için bile yetecek kadar bol sıfat edinmiş sayılabilirdi. Bunun için bu 103 milyondan gelecek sıfattan kendisini uzak tutmak elbette iyi olurdu.
Hemen hesaba koyuldular. Cumhurreisliği tahsisatı ayda on beş bin liraydı. Eh, Bayar’ın on para bile harcamadığı kabul edilmek ve on yıldır bu işte bulunduğu göz önünde tutulmak şartıyla, taş çatlasa yılda 180 bin lira hesabıyla, on yılda iki milyondan daha az parası birikmek gerekirdi. Migros’un ve Gima’nın muazzam kâlar sağladığı düşünülse, bu meblâğ on mislinden fazla artmazdı. Ne büyü, ne sihir kuvvetiyle artırılamazdı.
Birkaç gün içinde tesbit edilen paralarla memlekete yükledikleri dış borçların hiç değilse birkaç taksidinin rahat rahat ödenebileceği, biraz hesap bilen bütün vatandaşlar tarafından ileri sürülüyor, bu gidişle galiba öte taksitlerin de büyük bir kısmı ödenecek deniliyordu.”
‘Küçük adam’ın kaderi
Vecdi Bürün’e göre, Bayar okumuş yazmış bile değildi. Yeterli kültür seviyesine sahip değildi. “Her türlü istikbâli parada görmüştü. Kurtuluş savaşında komitacılığı seçmesi de “seciyesi”ne uygundu. Her ne kadar bu sırada Galip Hoca adıyla faaliyette bulunduğu iddia edilmişse de, bu iddia da tahkike muhtaçtı. Nitekim “İnönü’nün bir gün bu konuda gerekirse açıklamada bulunabileceğini söylemesi, bu faaliyetin mahiyeti hakkında hemen bütün vatandaşları haklı olarak şüpheye düşürmüştü.” Bu kuşku hala sürüyordu, silinmemişti; hatta “son yaptıklarıyla şüphe artık çok aleyhte düşüncelere yönelmişti” bile. Onun için önemli bankacı ya da sigortacı diyenler de fena halde yanılıyorlardı; aksine “işin içyüzünü bilenler, bu işlerin bir başka kafadan çıktığını”, onun bu işlerde bir uzmandan yararlandığını ve nihayet “haksız yere şerefe konduğunu” zaten yakından biliyorlardı.
Refi Bayar’ın öyküsü
Bayar’ın, oğlu Refi Bayar’ı da kişisel nüfuzundan yararlanarak kayırdığı ve bu şekilde para kazanmasına neden olduğu iddia ediliyordu. Refi Bayar’ın Celâl Bayar’ın başbakanlığı döneminde İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildikten sonra açılan soruşturmalar sırasında hayatına son verdiğini, uzun yıllar önce “Türkiye’de Millî Şef Dönemi (1938-1945)” adlı kitabımda anlatmıştım. Bu trajik öykü, Vecdi Bürün’ün kitabında şöyle anlatılmıştı: “O zamanlar bu yollardan çalışkanlığı ile tanınan Refi’ye büyük meblağlar sağlamış, bu büyük paralar, o genç adamın sağlık durumuna hiç de iyi gelmemişti.”
Karı Koca Zorlular
Fatih Rüştü Zorlu da hırsızlık ithamıyla hedefe oturtulmuştu; kitap onun da servetini ballandıra ballandıra anlatıyordu: “Karı koca Zorlu’ların eski şöförlerinin evine emanet olarak bıraktıkları hazine, neredeyse Topkapı Sarayı hazinesine eşitti. Hani Zorlu bir müddet daha Hariciye Vekilliği’nde [Dışişleri Bakanlığı’nda] kalmış olsaydı; turistlere gösterilebilecek ikinci bir hazinenin meydana gelmesi işten bile olmayacaktı.” İnanmadınız mı yoksa; o halde kitapta yer alan “belge”ye de bir göz atmaya ne dersiniz?
“Yakında resmen açıklanacağı tahmin edilmekte olan vesaik [belgeler] ve eşya için bugün yalnız Fatin Rüştü Zorlu ve karısına ait müsadere edilen [el konulan] bir kısım eşya ile evrakın listesi inanılır kaynaklarca açıklanmıştı.” Bilmem ki ‘inanılır kaynaklar’ kimlerdir ve ‘inanılır’ olmaları nereden kaynaklanmaktadır? Elbette bu konuda kitapta bir açıklama yok. Dahası, hiçbir zaman da olmayacak. Ama ithamlar ard ardına sürüyordu:
“Bu liste sabık [eski] Hariciye Vekili ve karısının eski şöförlerinden birinin evinde yakalandıkları sırada yanlarında bulunan çok kıymetli bir mücevherat kutusunun muhteviyatını havidir. Bu listeye göre, Emel Zorlu’nun mücevherat kutusundan altın pırlantılı iğne, Mısır kolyon iğnesi, altın pırlantalı kolye, bir zümrüt pırlantalı karışık kolye, bir çift altın pırlanta yakut karışığı küpe, altın kaplumbağa maskot, pırlantalı altın horoz iğne, firuze bir çift ay yıldızlı iğne…” Ben burada kestim, fakat kitapta bu liste neredeyse bir sayfa boyunca devam ediyordu. Ama bu bile yetmezdi: “Zorlu’nun hazinesi bu kadarla bitmiyordu; aranılan evrakı arasında şişkin rakamlar taşıyan makbuzlar çıkmıştı.” Kitabın bu noktasındaki ithamı atlamak olmaz tabiî: “Bir firmanın Amerika’dan satın aldığı bir filoluk ticaret gemileri işine de onun adının karıştığı, aylardan beri bilinen bir gerçekti. Bütün armatörler çevrelerinde hep bu mesele konuşuluyordu. Bu konuşmalarda ileri sürülen iddialara bakılacak olursa, Zorlu bu gemilerin başlıca ortağıydı. Gemiler hiç para ödenmeden, yahut pek az para ödenmek suretiyle, resmî nüfuz kullanılarak, ileride taşınacak yüklerin navlun bedeline karşılık açtırılan kredilerle alınmıştı. Tabiî komisyon bunu da meydana çıkarmakta gecikmeyecekti. O zaman Zorlu’nun serveti tam yekûn halinde tesbit edilmiş olacak ve bir adamın para konusunda bu derece becerikliliği herkese küçük dilini yutturacaktı.”
Ya Koraltan'ın suistimalleri
Kitapta bu da anlatılıyordu: Polatkan’ın “Ankara sigortasından 4 milyon liradan fazla para çekip zimmetine geçirdiği tesbit” edilmişti. Konuyla ilgili olarak müfettişler görevlendirilmişti. Başkaca DP’li politikacıların da “İş Bankası’ndan külliyetli paralar çektikleri ve bir kısmının da bir takım şirketlere ortak oldukları” anlaşılmıştı. Zaten kendisi “gözü daima yükseklerde bir adamdı.” “Büyüklük çılgınlığı”, Bursa valisi olduğu bir sırada valiye ayrılan bir yerde “çocuklarına mareşal üniforması giydirip bir geçit resminde” durdurmasından da görülebilirdi. Üstelik kendisi “basit bir medrese kültürü”nden ileri geçemezdi. Üstelik “elinden gelen hitabet, sadece Asyaî hitabet tarzı”ydı. Bu şöyle açıklanıyordu: “Yani, ya övünecek ya övecek yahut da alabildiğine zemmedecektir.” Asyaî bir zihniyetin ve hitabetin temsilcisi olduğu tuvaletinde de, giyinişinde de hep görülmüştü. Saçlarını kendisine yakışmayan bir sarıya boyatması” ayrı bir örnekti. O da “kadınlardan ve kadın meclislerinden, en az taraftarlarının mânâsız bir çoğunluk teşkil ettiği Meclise başkanlık etmek kadar hoşlanırdı.” Hatta “Askerler evinde kendisini tevkif etmeye gittikleri zaman, onu bir Alman kadınıyla yatağını paylaşmış bir halde bulmaları, zaaf ve huylarını bilenleri fazla hayrete” düşürmemişti!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016