Cemil KOÇAK
İKİNCİ Cumhuriyet deyimi, aslında Fransa örneğinden esinlenerek, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurulması öngörülen yeni cumhuriyete verilen isim olarak bir anlamda yeniden ortaya çıktı. Çünkü, gerçekte İkinci Cumhuriyet deyimini ilk kullanan kişi, 11 Ağustos 1950 tarihinde Birinci Adnan Menderes Hükûmeti’nde Ulaştırma Bakanlığı’na getirilen emekli albay Seyfi Kurtbek idi. Kurtbek, 15 Nisan 1950 tarihinde, Zafer gazetesinde yayınlanan bir yazısında, müstakbel İkinci Cumhuriyet’ten DP’nin iktidarı olarak söz ediyordu. Kurtbek, 1946 sonrasında kurulan ilk cuntanın da önemli bir üyesiydi. 27 Mayıs’tan sonra Kurucu Meclis üyesi ve sonra da Cumhuriyet Senatosu üyesi olan Hıfzı Oğuz Bekata da, artık baskısı tükenmiş olan Birinci Cumhuriyet Biterken adlı kitabı ile bu deyimi yeniden kullandı. Hemen hemen aynı sırada İsmet Giritli de, 27 Mayıs’tan İkinci Cumhuriyete adlı kitabını yayınlamıştı. Haziran 1960’dan sonra bu deyim artık sık sık kullanıldı. Bu sırada İkinci Cumhuriyet deyimi, ona karşı çıkanlar olmakla birlikte, hayli revaçta idi. Örneğin, Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı da, Salute to the Second Turkish Republic isimli 45’lik İngilizce bir plâk yaptırmıştı.
İkinci Cumhuriyet kimin eseri?
Birinci Cemal Gürsel Hükûmeti’nin programında ‘kurulacak İkinci Cumhuriyet’ten söz ediliyordu. Yeni hükûmetin programında da “hür basın, kurulacak İkinci Cumhuriyet’in başlıca mesnetlerinden biridir” deniliyordu. Cumhuriyetin bir kırılma noktasında bulunduğunu açıkça belirten bu tanımlama hızla yaygınlaşacak ve bugünden bakıldığında hayli hayret verici olsa da, döneme İkinci Cumhuriyet adını vermek olağanlaşacaktır. Bugünden bakıldığında cumhuriyete numara vermenin 27 Mayıs darbesi ile başladığını hatırlamak hayli şaşırtıcı gelebilir. O sırada iktidarda bulunan asker-sivil bürokratik siyasal elitin cumhuriyetin yeni bir ruha ihtiyacı olduğu iddiasında bulunması yaygın bir eğilimi temsil ediyordu. Eğer 27 Mayıs darbesinden itibaren hükûmet programının açıklandığı güne kadar İkinci Cumhuriyet tanımı telaffuz edilmemişse, bu tanımı ilk kullananın bizzat 27 Mayıs’ın ilk hükûmeti olduğunu söyleyebiliriz. Hükûmetin bu tanımı kullanmış olması, kendisinden önce kullanılmış olsun ya da olmasın, bu tanıma sahip çıktığını gösterir. 27 Mayıs darbesi, kendisini İkinci Cumhuriyet olarak tanımlamayı tercih etmiştir. Bu iddia, ileride, eski DP iktidarının, 27 Mayıs darbesini Atatürk’ün yolundan tamamen ayrılmak olarak görmesine ve İkinci Cumhuriyet’e karşı birinci cumhuriyetin taraftarı olarak konumlanmasına neden olacaktır. Ayrıca, hükûmetin kendisini tanımlarken kullanmayı tercih ettiği “İnkılâp Hükûmeti” deyimi de dikkat çekicidir. Nitekim Bakanlar kurulu toplantısında Ticaret Bakanı Cihat İren, bunu özellikle vurgulamıştır.
Saidi Nursi’nin mezar yeri
27 Mayıs dönemi ile ilgili olarak son zamanlardaki en önemli tartışmalardan biri de Saidi Nursi’nin mezar yeridir. Pek çok söylenti, efsanelerle karmakarışık olarak günümüze kadar gelmiştir ve maalesef devam etmektedir. Elbette bu konudaki en önemli havadisler, kulaktan kulağa yayılmış söylentilerdir. Aslı esası olmayan pek çok rivayet hala inanılmayı beklerken, yeni yeni söylentilerin ortaya çıkmasına şaşmamak gerekir. Son zamanlarda gerek Soner Yalçın, gerekse Murat Bardakçı, ortada gezinen tevatürlere dayanarak, kulaktan kulağa aktarılan söylentileri gerçekmiş gibi sunmaktan kaçınmadılar. İşin tuhaf tarafı, her konuda belgen var mı diyen soranların, kendi yazdıklarını kulaktan dolma bilgilerle süslemekte bir sakınca görmemesidir.
Bakanlar Kurulu toplantı tutanaklarından, Saidi Nursi’nin mezar yerinin değiştirilmesinin gerçek nedenleri, mezarın siyasî bir merkez olma ihtimali karşısında mezar yerinin değiştirilmesi planı ve planın uygulanması ile mezar yeri de anlaşılmaktadır. Görünen, planın fikir babasının başbakan Cemal Gürsel olduğudur. Öyle anlaşılıyor ki, uygulama içişleri bakanına düşmüştü. Cenazenin nakil senaryosu tamamen tertiptir. Günümüze kadar yeri hayli tartışmalara neden olan mezarın Isparta’da olduğu artık açıkça anlaşılmaktadır.
Aşağıda ilgili Bakanlar Kurulu toplantısında konuyla ilgili olarak yapılan konuşmaları alıntılıyorum; dahasını bilemiyorum.
Bakanlar Kurulu toplantısındaki görüşmelerden açıkça anlaşılmaktadır ki, Saidi Nursi’nin Isparta’da ölmesi ve Urfa’da defnedilmesi rahatsızlık yaratmıştı. Başbakana göre, Urfa bu nedenle ve bu vesileyle Kürtlüğün merkezi haline gelebilecekti. Saidi Nursi’nin mezarının dinî açıdan değil de Kürtçülük açısından merkez olacağı beklentisi, bu bakımdan ilginçtir. Başbakan, Saidi Nursi’nin Isparta’da defnedilmesinden yanadır ve bunu da kamuoyuna dinî ve ruhanî bir atmosferde sunmayı tercih etmektedir. Güya bizzat Saidi Nursi, defin yeri olarak Isparta’yı tercih ettiğini açıklayacaktır!
Bakanlar Kurulu’nun 20 Haziran tarihli toplantısından:
- Millî Savunma Bakanı Fahri Özdilek: Bu Nurcular meselesi de mühimdir. Bu sebeple soruyorum: Acaba Urfa’ya bu Sait Nursi’nin gömülmesini doğru buluyorlar mı?
- Başbakan Cemal Gürsel: Bunun hikâyesi vardır. “Niçin oraya gömdünüz?” diye sordum. “Orada öldü, gömdük” dediler. Ben “hayır” dedim, “Isparta’da öldü, Urfa’da gömüldü. Orası yarın Kürtlüğün merkezi haline gelecek... Siz büyük günah yaptınız.” dedim. Hatta dedim ki, “ben sizin yerinizde olsam, bir rüyada bu adam kendisinin Isparta’ya naklini istemiş” der ve oraya naklederim. Bu yapılmış bir hatadır. İşlerimiz rahatladıktan sonra bunu düşüneceğiz.
Bakanlar Kurulu’nun 8 Temmuz tarihli toplantısından:
- İçişleri Bakanı İhsan Kızıloğlu: Meselelerimizden bir tanesi, bilindiği üzere, şeyh Saidi Nursi’nin nakli kubur davasıdır. Bu zatın kardeşi, şöyle bir istida ile müracaat ediyor. ([Saidi Nursi’nin kardeşi] Abdülmecit Ünlükul’un mektubunu okuyarak) Konya Valiliği’ne yazılan bu istidada, naaşın Emirdağı’na veya Isparta’ya nakli istendiğine göre, ikisinden birisinde karar kılmak lâzım geliyor. Bence Emirdağı daha emindir. Isparta’da Nurcular fazladır.
- Cemal Gürsel: Burada da epeyce Kürt köyleri vardır. Bu hususta maruzatta bulunmuştum. Konya Valisi’ni çağırdım; kendisine talimat verdim. O da becerdi; işi bu hale getirdi. Şimdi ben Dahiliye Vekili’nden [İçişleri Bakanı’ndan] bir de hava kuvvetlerinden istifade için Millî Müdafaa Vekili’nden [Millî Savunma Bakanı’ndan] şunu rica ediyorum: Bunu öyle tertibi zarifane ile yapmalı ki, bir gecenin içinde önce Diyarbakır’a; sonra Isparta’ya getirilmiş olsun...
- İhsan Kızıloğlu: Bu işle meşgul arkadaşlar, Emirdağı’nı uygun buluyorlar.
- Ulaştırma Bakanı Sıtkı Ulay: Madem ki, istidada Isparta’yı istiyorlar, Isparta uygundur.
- Ticaret Bakanı Cihat İren: Bunu gizli yapmak faideli olur mu? Yoksa desek mi ailesine: “Sen istersen hükûmetçe mahzur yoktur. Isparta’ya defin için biz de yardım edelim...” Cenazesini ailesi defnetsin... Gündüz tertibat alırız.
- İhsan Kızıloğlu: Nakli kuburda böyle bir şey yok. En yakın aile efradıyla olur. Kardeşi olan zatı da göndereceğiz. Nakli kuburda bulunacak... Tayyareye bindiği zaman matbuata da vereceğiz. Bu adamlar nihayet vatandaştır.
- Cemal Gürsel: Matbuata hiç haber vermeyin... Matbuat sonradan haber alırsa, “Kardeşi öyle istedi. Isparta’ya nakledildi.” deriz. Herhalde bütün hazırlığı yapacaksınız. Oraya gidilecek... Urfa’daki kıt’alar hazır olur ve bu iş yapılır.
Bakanlar Kurulu’nun 11 Temmuz tarihli toplantısından:
- İhsan Kızıloğlu: Saidi Nursi’nin önce tayyare ile Diyarbakır’a ve oradan da Isparta’ya naaşının nakli muamelesi ikmal edilmiştir. Arz ederim...
Okuma parçaları
ORHAN Koloğlu’nun Numaracı Cumhuriyetçiler kitabı ile başlamak mümkündür. Elbette benim yayına hazırladığım 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları adlı iki ciltlik belgeseli zikretmeden olmaz. Okuyucular bu kapsamlı yayında, 27 Mayıs hükûmetinin kayıtlara geçmiş olan bütün görüşmelerini ve tartışmalarını bulacaktır; en başta da benim bu konudaki geniş değerlendirmelerimi ve yorumlarımı. Millî Birlik Komitesi’nin tutulan görüşme tutanakları da birkaç sene önce TBMM tarafından basıldı. Ne var ki, yayın haline gelmediğinden kamuoyunun bilgisine sunulamadı. Epey kapsamlı ve birkaç cilt tutabilecek olan bu görüşme tutanaklarının da geniş okuyucu yığınlarına ulaşmasını sağlayacak bir tıpkıbasımını yapabilecek mali yapısı kuvvetli ve misyon sahibi bir yayınevi makbule geçecektir.
27 Mayıs’a ilişkin literatür raflar dolduracak kadar geniştir; ayrıca buradaki tartışma konumuz hayli sınırlı olduğundan, bu literatüre henüz dokunmayacağım. Yine de yeni basımı geçenlerde yapılan Abdi İpekçi ile Ömer Sami Coşar’ın 27 Mayıs’ın hemen ertesinde kaleme aldıkları döneme ilişkin ilk ve paradoksal bir şekilde en güzel anlatıma sahip İhtilâlin İçyüzü’nü tavsiye ederim. Maalesef kitap tamamlanamamıştır. Başlangıç noktası olarak polemikçi yaklaşımlardan uzak kalmaya çalışan Walter Weiker’in 1960 Türk İhtilâli akla gelebilir. Maalesef sadece sahaflarda bulunabilir.
Siyasi kısıtlamalar
BAKANLAR Kurulu’nda siyasî partilerin ocak ve bucak örgütlerinin kaldırılmak ve siyasete katılacaklar için de eğitim kısıtı konulmak istenmesi dikkat çekicidir. Ancak yeterli eğitimden geçmiş kişilerin politika yapabilecekleri görüşü, bu türden elitist bir yaklaşım, bir kez daha açığa çıkmaktadır. Görüşmelerin seyrinden anlaşıldığı kadarı ile ancak lise mezunu olan kişilere politika yapma hakkı tanınmak istenmektedir. Seçmen olabilmek için ise herhangi bir eğitim derecesinin aranmasına gerek görülmemişti. Fakat bu görüş de yabana atılmamalıydı ve dikkate alınan bir görüştü. Hükûmetin asker kanadından Sıtkı Ulay’ın Vehbi Koç’un da eğitiminin yetersizliğine dikkat çekip, bu koşullarda onun da
politikaya katılamayacağını hatırlatması, bu konudaki kısıtların bazı sonuçlarına dikkat çekmek bakı-
mından anlamlıdır.
Politikaya katılma yaşı olarak, üniversite öğrencilerinin de politika dışında kalabilmelerini sağlamak üzere, 22 yaşın gündeme getirilmesi dikkate değerdir. 27 Mayıs darbesinin esas destekçisi olarak kabul edilen ve ihtilâlin ateşleyicisi olan üniversite gençliğinin, bu kez artık politikadan soyutlanmaya çalışılıyor olması mânidardır. Oysa, eski iktidâra karşı çıktığında ve yönetime karşı direnç gösterdiğinde, aynı gençlik, politik konumundan dolayı, ihtilâlciler tarafından yere göğe sığdırılamamıştı. Oysa artık politika dışında tutulmak isteniyordu ki, bu tam bir çelişki idi.
Siyâsî parti başkanlığı için üniversite mezuniyetinin talep edilmesi de, benzeri bir eğilimi ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, parti kapatılmasının kolaylaştırılması tercih ediliyordu. Yargıya parti kapatmak için geniş yetkiler tanınması talep ediliyordu. İktidarın parti kapatabilme imkânını suistimâl edebilme olasılığı da akla gelmişti. Bu takdirde, iktidar partisinin muhalefet partisini, üstelik yargı kararı ile kapatabilmesine de imkân hazırlanmış olabilirdi. Yani çok dikkat edilmesi gereken bir karardı. Kaş yapalım derken göz çıkarılabilirdi.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016