Cemil KOÇAK
Harf inkılâbı, yeni bir heyecandı; onun hayata geçirilmesi ve geçirildiğinin de izlenmesi gerekiyordu. Ciddîye alınmış mıydı; yoksa genel bir vurdumduymazlıkla mı karşılanmıştı? Bu soruların yanıtının en kısa sürede ve güvenilir bir şekilde verilmesi istenmişti.
CHP Tekirdağ milletvekili Celâl Nuri İleri, 20 Ekim 1928 tarihinde, yani daha yasa kabul edilmeden hemen önce, CHP Genel Sekreterliği’ne yazdığı bir mektupta; temsil ettiği yörede harf inkılâbının geldiği noktayı anlatıyordu. Hatırlanmalıdır ki; harf inkılâbı ile ilgili yasa 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilecektir. Fakat elbette inkılâp çok daha önce kamuoyuna duyurulmuş ve süreç çoktan başlamıştı. Yasa, olsa olsa sürecin son aşamasıydı.
Mükemmel karigrafi
İleri, mektubunda Tekirdağ’ı dolaştığından söz ediyordu. Bu şekilde daha bu sırada harf inkılâbının vardığı aşamayı kendi gözleriyle görmüştü ve parti merkezini bu konuda bilgilendirmek istemişti. Köylerde büyük bir ilerleme görmüştü. İşini ciddîye alan nahiye müdürleriyle öğretmenler köylüye yedi ilâ otuz gün gibi kısa süre içinde yeni yazıyı öğretmeyi başarmışlardı. Yeni yazıyı öğrenenlerin yazısı da (kaligrafisi de) mükemmeldi. Her yerde böylesine becerikli idareciler ve öğretmenler olsa yeni yazı hızla yayılacaktı.
Lâkin şikâyetçi de
Ama İleri’nin şikâyetleri de vardı: Bazı yerlerdeki kaymakamlar, gayet çalışkan; fakat diğerleri ise çalışmayanlar grubundaydı. Bu konuda Çorlu gayet başarılı iken; meselâ Malkara pek geri kalmıştı. Yeni yazıyı öğrenmek açısından hiç okuma yazma bilmeyenler daha şanslıydı. Onlar daha kolay kavrıyorlardı. İleri, Çorlu’da bizzat avamdan (yani; halktan, fakirlerden ve cahillerden) yirmi sekiz kişiyi imtihan etmişti. Hepsine de tam not vermişti.
Köy imamları da yeni yazıya başlamışlardı. Üstelik kendiliğinden. Sonuç fena da değildi. Fakat köy imamlarının çoğu Latin harflerini de sağdan yazıyorlardı! İleri, başka yerlerde de benzer uygulamaya şâhit olduğundan dem vuruyordu. Bu konuda öğretmenlerin dikkatini çekecek genelgeler gönderilmesinin yerinde olacağından söz ediyordu.
Diğer yandan, yaşlı memurlarda yeni yazıya karşı bir antipati görülüyordu. Oysa halkta bu konuda hiçbir taassup yoktu. Tam tersine, her yerde büyük bir heves vardı. Yetenek de vardı. İleri’ye soracak olursanız; eğer bütün öğretmenler ve memurlar muktedir olsalar, yeni yazı bir yıl içinde yaygınlık kazanırdı. Bu sûretle “Türkiye’de cahil denilen eski zaman tipi kalmaz”dı. Halkın çoğu yazı şekillerini öğrenmişti; şimdi yeni yazıyla hazırlanmış kitapları bekliyordu. “Ufak yazılar, alfabeler, gazete parçaları” artık yeterli değildi. Buna karşılık memurlar, yeni harflerle gayet yavaş yazıyorlardı. İşlerle başa çıkamamaktan korkuyorlardı. Bu sorunu alt edebilmek için memurlara çok sayıda alıştırma yaptırmak gerekirdi. Böylece yazma yeteneklerini artırmaları söz konusu olurdu. Fakat bunun için de emir verilmeliydi.
Bir sorun da, telâffuz farkından dolayı imlâda çelişkilerin görülmesiydi. Meselâ; bazı kelimeler, “geldum, gittum, yavri, bene” şeklinde yazılıyordu. İleri’nin bir şikâyeti de, yörede nüfusça yoğun olan Yahudilerdi. Yahudilerin imlâsı berbattı; “dilimizi turfa etmişler”di. Yani, Türkçeyi tuhaf ve şaşılacak bir hale sokmuşlardı. İleri, Tekirdağı’nda çok sayıda Yahudinin yaşadığını belirtiyordu. “Miktarları da az değil”di. İleri’nin bu konuda şikâyeti vardı, fakat âdetâ satır arasında dile getiriyordu. İleri’ye göre, telâffuz ve kaligrafi konularında ilgililerin sürekli olarak dikkatleri çekilmeliydi. Bunun için de sürekli genelgeler yayınlamak iyi olurdu; bir de müfettişlerce denetim sağlanması gerekiyordu. Fakat İleri’ye göre, her vali ya da kaymakamın iyi müfettiş olması da beklenemezdi; çünkü, “bunlar içinde de yeni yazıyı lâyıkıyla kavramış olmayanlardan da vardı.”
Memnuniyet tamdır
Şikâyet ve gözlemlerinin yanında İleri, mektubunda seçim bölgesindeki gelişmelerden duyduğu memnuniyeti de yansıtıyordu. İlerleme bir hayliydi. Hatta kendi ifadesiyle şöyle diyordu: “Geçende ders verdiğim İstanbul’da şehremini mahallesindeki ameleden (Zeytinburnu ve tabakhaneler müstahdemleri) Tekirdağlılar biraz daha ileri”ydi. İleri’nin bu mektubu harf inkılâbının merkezden yakından izlenmekte olduğunu göstermektedir. Acaba başkaca milletvekilleri de kendi seçim bölgelerinde benzer gözlemler yapma ve bunları merkeze bildirme fırsatı bulabildiler mi? Bunu şimdilik bilemiyoruz. Bu bakımdan İleri’nin mektubundan bir genelleme yapacak durumda değiliz. Eğer bu türden başkaca mektup ya da raporlara rastlarsak, harf inkılâbının ilk evresinde değişik bölgelerdeki durumu, bizzat CHP milletvekillerinin kaleminden okumak mümkün olabilir. Böylece en azından merkezden bakıldığında gelişmelerin nasıl değerlendirilmekte olduğu ortaya çıkabilir. Bu arada; İleri’nin mektubunu da görsel olarak iletmeyi uygun gördüm; kendisinin kaligrafisinin de mükemmel olduğu tesbitini yaparak tabiî!
GENELGEYLE DEVRİM YAPMAK
Şimdi burada anlatacağım öyküyü çok uzun yıllar önce, daha ilk gençliğimde ilk kez babamdan işitmiştim. Cumhuriyetin daha ilk yıllarının birinde Atatürk yurt seyahatinde bir köyde halkla görüşürken; onu yeni sultan olarak karşılayan köy ahalisine karşı, ilgili kaymakama kızmış ve çıkışmış. Nasıl olur da ahalinin cumhuriyetten habersiz olduğunu kaymakamdan sormuş. Kaymakam da, bu serzeniş karşısında, “ama ‘tamim’ (genelge) yazmıştık” diye yanıt vermiş. Bu yanıt karşısında Atatürk sinirli bir şekilde gülümsemiş ve ‘evlâdım, tamimle inkılâp olmaz’ demiş.
Babam, bu öyküyü bana sanırım birkaç kez anlatmıştır. Babamın bunu bana sık sık anlatmasındaki amacı, merkezden genelgeler ve duyurular göndererek halkın devrime katılmasının asla sağlanamayacağını, bu eski tarz kaymakam tipi örneğine takılarak, bana anlatmaya çalışmasıydı. Cumhuriyetin inkılâplarının geniş kitlelerde karşılık bulamamasının bir önemli nedenini de, bu ‘tamimle devrim yapma’ anlayışında buluyordu. Cumhuriyet asıl bu anlayışı yıkamamıştı ve bu nedenle de halkta oturmuşluğu bulunmuyordu. Benim erken gençliğimde öğrendiğim bu örnek, yıllar sonra tek-parti dönemi araştırmalarımda hep karşıma çıktıkça, babamın bu saptamasının ne kadar gerçekçi ve aynı zamanda yaşanarak edinilmiş bir tecrübe olduğunu anladım. Kim bilir belki de hayatım boyunca merkezden tamimle devrim yapma gibi bir anlayış içinde olmamamı da bu derin anlayışa borçluyumdur. Kim bilir?
HARF İNKILÂBININ RESMÎ GEREKÇESİ
Bu arada; harf inkılâbının resmî gerekçesini de hatırlayalım; 31 Ekim 1928 tarihli yasa tasarısının gerekçesinde, yeni harflere geçişin nedenleri şöyle özetlenmişti: “Türk dili şimdiye kadar bünyesine uymayan Arap harfleriyle yazılıyordu. Arap harfi sistemi, bir taraftan lisanımızın muhtaç olduğu sadalı harfleri ihtiva etmiyor; diğer cihetten, Türk, hakkıyla telâffuz eyleyemediği bir takım seslere mâlik bulunuyordu. Bu yüzden Türk çocuğu ana dilini yazabilmek için uzun zaman muayyen kalıpları bellemek ızdırarında kalıyor; hayalî zihninde mevcut olmayan yeni bir kelimeyi doğru yazmak veya okuyabilmek için uzun uzadıya Arap ve Acem sarf kaidelerini bilmesi lâzım geliyordu. Bu hâlin meydana çıkardığı zorluklar herkesçe malumdur. Medenî bir yazının muttarit bir imlâya sahip olması iktiza ettiği halde, eski yazı ile buna da imkân bulunmuyordu.
Çünkü, aslen Türk olan kelimelerin sadalı harflerle yazılması icab eylediği halde, eski harf sistemimizde bunun için kâfi işâret mevcut değildi. Mevcut sadalı harflerin ayrıca birer samit olması, yazılan bir Türkçe kelimenin bile başka başka yollardan okunmasını iktiza ettiriyordu. Eski harf sistemi bâki kaldıkça, ecnebi asıldan gelen kelimeleri, gerek telâffuz ve gerek sarf itibariyle lisana mal etmek mümkün değildi. Bu sebeptendir ki, Türkçeyi iyi yazabilmek ve yazılanı okuyabilmek için öğrenilmesi uzun senelere muhtaç kâidelerle meşgul olmak iktizâ ediyor ve yazı yazmak, doğru okumak, ancak muayyen bir sınıfın imtiyazı haline geliyordu. Bu müşkülât yüzünden millî ve binaenaleyh bütün halk tarafından okunabilecek ve yazılabilecek bir lisan için icab eyleyen bir gramer vücuda gelmiyordu. Buna bir de, eski Arap harflerinin Türk matbaacılığını nasıl ilerlemekten alıkoyduğu, telgraf gibi medenî vasıtaları kullanmakta milletimizi beyhude masraf ve zorluklara sürüklediği ilâve olunursa, eski harf sistemimizi değiştirmek zarureti meydana çıkar.” Nitekim “kısa bir zamanda milletimizin bu harfleri kolaylıkla öğrenmeleri, bu harf sisteminin de lisanımızın bünyesine uygun olduğunu ayrıca meydana” çıkarmıştı.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016