Cemil KOÇAK
Kendi tarihimi yazacak yaşa gelmiş olmak da biraz tuhaf geliyor bana; doğrusunu isterseniz. Siyah beyaz fotoğraf karelerimden iki tanesi de katıldığım 1 Mayıslar’dır.
1974 yılının sonlarında başlayan üniversite öğrenciliğimin en başından itibaren devrimciydim. Pek çok yoldaşım, sosyalizmle ancak üniversiteye geldikten sonra tanışmıştı. Bense daha lise yıllarından epey birikimle gelmiştim zaten. ‘Teorik’ bilgim epey vardı yani. 1975 yılının ilerleyen döneminde o zaman sosyalistlerin pek çok siyasî fraksiyonundan biri olan, ama kısa sürede hayli güçlü bir akım oluşturan İlerici Gençler Derneği’ne (İGD) katılmıştım. İGD, kısaca özetlemek gerekirse, o zaman DİSK’in yönetiminde çok etkin olmaya başlamış gizli Türkiye Komünist Partisi (TKP) -aman ha, lütfen rica ediyorum, bugünkü TKP denilen partiyle karıştırılmasın sakın!- çizgisindeydi. Bu bakımdan DİSK’in, ama özel olarak DİSK’in en güçlü ve etkin birimi olan Maden-İş sendikasının desteğindeydi. Bir anlamda maddî ve manevî himayesinde de diyebiliriz. Elbette İlerici Kadınlar Derneği (İKD) de bu üçgeni tamamlayan diğer önemli örgütlenmeydi.
1 Mayıs 1976
O sırada Ankara’da öğrenciydim; fakat birkaç gün önceden mühendis odasının Antalya’da ünlü Berec pil fabrikasındaki işçi grevine, dayanışma amaçlı ziyaretine katılmıştım. Bundan dolayı önce İzmir’e gelmiştim. Bir otobüsle gece Antalya’ya gidilmiş, grev çadırı ziyaret edilmiş ve işçilerle dayanışma gösterisinde bulunulmuştu. Bu sayede Antalya’yı da ilk kez görmüştüm. Ardından da yine otobüslerle 1 Mayıs sabahı erkenden İstanbul’a Harem/Üsküdar’a inmiştik. Ben hayatımda ilk kez bu sayede İstanbul’u görmüş oldum. Şimdilerde ‘miting meydanına otobüslerle taşınmak istemiyoruz’ diyenleri işitince içimden yazmak geldi: O zamanlar şehir dışındaki devrimci eylemlere ister istemez otobüslerle ‘taşınır’dık. Üsküdar’dan motorla Beşiktaş’a geçtiğimizde hayatımda boğazı da ilk kez görmüş oldum. Yirmi yaşındaydım! Belki bugün olsa, bana da denizi görmemişler muamelesi yapanlar çıkardı, bilemem. Fakat elbette İzmir’li olduğum için, hem daha önce denizi görmüştüm -hatta yüzme bile biliyordum-, hem de ayıptır söylemesi, midye bile yemişliğim vardı!
Beşiktaş’da Yıldız yokuşunda toplanan kalabalığa karıştık. O gösteride mühendis odalarıyla birlikte idim. İlk kez yürüyerek geçtiğim Dolmabahçe’nin o ağaçlı yoluna hayran kalmıştım doğrusu. O günden aklımda kalan nedense bu uzun yürüyüş olmuş. O zamana katıldığım en kalabalık sosyalist gösteriydi. Alan daha çok işçilerin ve sendikaların hâkimiyeti altındaydı. Bir tarihe tanık olmak, onun içinde hemhâl olmak, onunla bütünleşmiş olmak duygusu hepimizde egemendi. Büyük ve önemli bir merhale geçilmişti. Gücümüzü test etmiş; onaylamıştık. En küçük bir gerginlik olduğunu bile hatırlamıyorum. Törenden sonra ilk kez İstiklâl Caddesi’ni de görme fırsatım oldu; yakınlarımla birlikte (hiç unutmam) Çiçek Pasajı’na gittik ve orada bira içtik.
1 Mayıs 1977
Ama hayır; 77 öyle değildi. Bir kere bir yıl öncesine göre siyasal ortam çok sertleşmişti. Sonradan ‘yavaş çekimli iç savaş’ olarak nitelendirilecek olan sokak vuruşmaları da sıklaşmış ve şiddetlenmişti. Sadece (klasik deyimle) sağcılarla solcular vuruşmuyordu sokakta. Güvenlik kuvvetleriyle sosyalistlerin vuruşması da tırmanıyordu. Zaten bu kadarı yeterli sayılırdı; fakat bir de sosyalist örgütler arasındaki anlaşmazlıklar, çatışmalara; çatışmalar da sokak kavgalarına ve hatta vuruşmalarına kadar varmıştı. Ben 1 Mayıs’tan önce yine İzmir’deydim. Bu kez 1 Mayıs hazırlıklarına uzun zaman Ankara’da katıldıktan sonra, son birkaç günü İzmir’de geçirmiştim. İzmir’de de hazırlıklara katıldım. Her gün şehrin değişik noktalarında gerçekleşen bildiri dağıtımına katılmıştım. Ortam sertti. Basmane civarında bildiri dağıttığımız sırada MHP’lilerin saldırısına uğradığımızda, hemen yakındaki DİSK’e ait bir binaya sığınmıştık. Orada saatlerce mahsur kaldık. Hem MHP’liler, hem de polisler binayı sarmıştı çünkü. Neyse ki, bir süre sonra kalabalık dağıldı; polisler de sendikaya gelip, bizleri orada gözaltına aldılar.
Oysa akşama afişlemeye katılacak grubun içindeydim ve bu nedenle afişlemeyi kaçırmıştım. Akşamın ilerleyen saatinde yeniden binadan
çıkmamıza izin verildiğinde afişleme saati geçtiğinden doğru evime gittim. Ertesi sabah o akşam bizim gruba ateş açıldığını ve bir kişinin yaralandığını öğrendim. Ama galiba ölen de olmuştu. Bu kez ateş açanlar (o zamanki jargonla) ‘maocular’dı. Yaralının felç olduğunu ve sonradan tedavi için Macaristan’a gönderildiğini de ilâve etmeliyim. O günden sonra aklım hem bu gençte kalmıştı. Sonra, aradan geçen uzun yıllardan sonra, onu yakından tanıyan bir arkadaşım, tedavinin olumlu sonuçlandığını ve yıllar sonra yeniden ülkeye geri döndüğünü anlattığında içim çok ferahladı. O akşam orada olmamam tamamen bir tesadüftü. Eğer polis bizi daha erken bıraksa, o grubun içinde ben de bulunacaktım.
Çatışma ‘geliyorum’ demişti
Herkes gibi ben de farkındaydım; bu kez şiddet görülebilirdi. Hem hükûmet cephesinden gelebilirdi bu şiddet; hem de sosyalist grupların fraksiyon çatışmalarının bir benzeri, Taksim’de de görülebilirdi. DİSK, yani bizler, ‘maocular’ı alana almamaya kararlıydık çünkü. Onlar da girmeye. Bu bakımdan nişanlıma gösteriye gelmemesini rica ettim. Ama beni dinlemedi ve geldi. 1 Mayıs sabahı erken İstanbul’a vardık otobüslerle. Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçildi yine. Yıldız yokuşunda İGD’nin Ankara grubunu buldum. Onlara katıldım, katıldık. Ankara’da birlikte aynı öğrenci evlerini paylaştığımız neredeyse bir düzinenin üzerinde İzmirli genç arkadaştık. Birbirimizi bulduk ve korteje dahil olduk.
Uzun bir günden sonra; Taksim’e girdiğimizde alan tıklım tıklım dolmuştu. Bizim grup, bugünkü Marmara otelinin tam önünde, adeta Marmara kafenin İnönü caddesine yakın kısmında, ama biraz önde konuşlanmıştı. Biz yerimizi aldığımızda hemen arkamızdan bu sefer Kurtuluş grubu alana giriyordu ve mutat olduğu şekilde aramızda slogan savaşı başlamıştı. Bazı arkadaşlar, otobüslerinin hareket saati geldiğini görünce, dönmek üzere aramızdan ayrıldılar. Saat galiba tam yediydi. Galiba radyoda ajansın anonsunu da işittim. Belki de böyle hatırlıyorum sadece. Tam o sırada ilk kurşun sesini duydum. Bizim bulunduğumuz yerden hayli uzaktaydı. Sanırım sular idaresi tarafında. Ardından aralıklı birkaç tane daha işittim. Ama sayılabilir kadar azdı. Sonra birden bire hayatımda hiç duymadığım kadar çok silah sesi oldu. Sayılabilir olmaktan çok uzaktı ve nereden geldiği de hiç belli değildi. Daha önce de silah sesi duymuştum; ama bu kez duyduğum çok yoğundu. Hiçbir zaman böylesini bir daha da duymadım zaten.
İlk üst üste silah sesleri üzerine kitle önce dalgalandı ve birkaç saniye sonra herkes koşmaya başladı. Biz de. Beş, on saniye kadar sonra önümüzdekiler diğerlerinin üzerine kapaklanarak düşünce, biz de onların üzerine düştük. Arkalarda olduğumuz için bizi kimse çiğnemedi. Ama üst üste tam siper olmuştuk. Bu arada silah sesleri hiç ara vermeden sürüyordu. Yerde herhalde birkaç dakika falan kalmış olmalıyız. Bugün süreyi asla hatırlayamam. O sırada kürsüden de ‘yere yatın’ diye bağrıldığından herkes yere yatmış, kimse kimseyi ezmemişti. Yoksa Kazancı yokuşundaki facia, alanda da görülebilirdi. O sırada meydandaki herkesi öldüreceklerini düşündüm; ‘devrimden sonra buraya bir anıt dikerler artık’ diye kafamdan geçirdiğimi hatırlıyorum. Sonra -silah sesleri azalınca ya da bitince- ayağa kalkarak AKM’nin önünden Mete caddesine doğru koştuk. Önümüzde kimse yoktu. O sırada alandan patlama sesleri geliyordu; dinamit atıyorlar diye düşündüm; meğerse ses bombası imiş. Karşımıza yolu kapatmak üzere bir polis barikatı çıktı. Fakat bize engel olmadılar. Olmaya kalksalardı; çatışmaya hazırdık.
Birden bir taksi gördüm. Ve o anda yanımdaki arkadaşlarımla taksiye binip, Beşiktaş iskelesine indik. Bir vapur kalkmak üzereydi, bindik. Karşıya geçtik. Bizden sonra iskeleye gelenlerin hepsini polis gözaltına almış; sonradan anlattılar. Ancak akşam radyoda ölenlerin sayını duyunca, içim ürperdi ve titredim. Bugün ‘nereden; kim ateş etti’ diye soran olursa; tek kelime ile yanıt vereyim; ateş eden kimseyi görmedim. Yere yatmadan önce gördüğüm son şey, alanda eski otobüs duraklarının üzerinde ayakta pankart açmış olan Dev-Yol’cuların silah sesleri üzerine yere atlamaları olmuştu. Meğer bazıları vurulduğu için oradan düşüyormuş; öyle işittim. İşte benim 1 Mayıslar’daki görgü tanıklığım.
TARİHİ DAHA YAZILMADI
Ne tuhaf, hafızam beni yanıltmasın diye kütüphanemde solun tarihine yönelik kitap raflarından birkaç 1 Mayıs kitabı indirince fark ettim ki, Türkiye’de ilk kez yığınsal olarak kutlanan 1 Mayıs 1976’a ilişkin hiçbir kitap yazılmamış! İnanılmaz mı buldunuz? Evet, ben de açıkça şaşırdım. Hele günümüzden geriye bakınca ve 1 Mayıs’ın ve Taksim alanının “kutsal” bir gün ve mekân olduğuna ilişkin açıklamaların eşliğinde, gerçekten de şaşırtıcı; adeta inanılmaz. Gözlem yayınlarından 1977 yılının ilk günlerinde yayınlanan ‘Türkiye İşçi Sınıfı 1976 Yıllığı’ kitabında bile bu 1 Mayıs’tan sadece tek bir fotoğraf karesi var. Dört yüz sayfaya yakın kitapta bu törene yalnızca iki sayfa yer ayrılmış. ’76 1 Mayıs’ından geriye maalesef fazla bir şey kalmamış.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016